remember | chanbaek

hug me

y/n: Bu sefer yakın geçmişten kesitler bekliyor sizi ve yine kısa bir bölüm oldu. Finale çok yakınken kısa bölümler keyif kaçırıyor fakat yarım kalan çok olay vardı ve bu bölümde hepsine açıklık getirdim.

İyi okumalar dilerim.

Bir sonraki bölüm final. :')

D-1

9 Gün Önce

"Sayın yolcularımız, Londra uçağımız uçuş için hazırdır. Bütün yolcularımıza keyifli uçuşlar dileriz." Aynı anonsun İngilizcesi kalabalık havaalanında yankılanırken, uzun boylu genç oturduğu geniş koltukta bacak bacak üstüne attı ve gözlerindeki gözlüğü çıkardı. Yavaşça hareketlenmeye başlayan uçakla oturduğu koltuğa iyice yerleşti ve derin bir nefes aldı.

Çok önceden uzun bir süreliğine seyahat ettiği (!) Londra'ya gezmek için gelmeyi çok isterdi fakat yapması gereken çok daha önemli işleri vardı.

Gerçekten çok daha önemli.

-

7 Gün Önce

"Affedersiniz," Chanyeol aceleyle önünden geçen beyaz önlüklü genç hemşirenin omzuna nazikçe dokundu. Sarışın kadın, kemik gözlüklerinin ardından meraklı bakışlarla ona dokunan gence dönmeden önce omzuna dokunan ele baktı ve devam etmesini söyledi.

"Doktor Will... Onu nerede bula-"

"Bay Will bugün izinli." Sarışın kadın uzun gencin sözünü keserken oldukça ciddi ve işine odaklı görünüyordu. Elindeki röntgeni ve üst kısmına kalem sıkıştırılmış birkaç mavi dosyayı göğsüne bastırırken diğer eliyle de inatla burnundan kayan gözlüğünü düzeltti.

"Acaba ne zaman gelecek? Ona ulaşmam-"

"İşime engel oluyorsunuz. İyi günler." Havada kalan elini yavaşça indirip yumruğunu sıktı Chanyeol. O doktora bir an önce ulaşması gerekiyordu fakat nasıl bir şanssızlıksa izinli olduğu günü bulmuştu. Dünyanın öbür ucundan uzun bir yolculuğun ardından buraya ulaşabilmişti fakat o kadar şanssızdı ki Bay Will koca bir haftanın içinden yalnızca bugün izinliydi.

Şapkasını çıkarıp saçlarını geriye yatırdıktan sonra sıkıntıyla nefes verirken dağılan saçlarının üzerine siyah deri şapkayı tekrar taktı. Londra seyahati beklediğinden uzun süreceğe benziyordu.

-

5 Gün Önce

"Bu imkansız değil, Bay Lim" Oturduğu koltukta büyük bir heyecanla konuşurken Bay Lim masanın üzerine hemen önce bıraktığı gözlüğü tekrar taktı ve uzun gencin ona uzattığı kağıtlara göz attı.

"Baekhyun'u nereden tanıyorsun?" Bir anda ciddileşen ortamla gerildiğini hissetse de gerginliğini yansıtmadan hızlıca yanıtladı, "Bence bu konuşulması gereken son konu bile olamaz, Bay Lim. Baekhyun'un daha fazla bu iğrenç hayata maruz kalmasını istemiyorum." Gözlerini karşısındaki orta yaşlı doktordan tek saniye bile çekmezken bir doktorun nasıl bu kadar ilgisiz ve vurdumduymaz olabileceğine hayret ediyordu.

Baekhyun için Londra'ya gitmiş ve Bay Will'e bir şekilde ulaşmıştı. İzinli olduğunu öğrendiği günün ertesi günü doktora zor da olsa ulaşabilmişti ve Baekhyun'un durumunu detaylıca anlatmıştı. Her şey bu kadar harika ilerlerken Bay Lim'in tek derdinin Baekhyun'u nereden tanıdığı olması Chanyeol'ü hem üzmüş, hem de sinirlendirmişti.

"Bay Will'e ulaşabilmeni takdir ettim." Doktor, belki de ilk defa bütün samimiyetiyle Chanyeol'ün gözlerine bakarken uzun gencin parlayan gözlerine tezat düşecek şekilde konuşmaya devam etti.