13- Ben yalnızca değer verdiğim insanlarla uğraşırım.

1.3K 129 30
                                    

Yaklaşık on dakikadır uğraştığım dudağımdaki yaramı en sonunda kanatmayı başarmış ve şimdi de yana yana peçete arama derdine düşmüştüm. Bu şekilde aşağı inemezdim. Eğer annem suratımı bu halde görürse benimle hiç bitmeyecek bir polemiğe girerdi. Gün boyu  ablam sayesinde paçayı kurtarabilmiş olabilirdim ancak bu dumura uğramış suratım yarına kadar mucizevi bir şekilde iyileşmezse zaten fena bir fırça yiyecektim.

Uzun arayışlarımın sonunda dolabımın içinde bulduğum peçeyi öfkeye yatağıma fırlattım. Ardından yanı başına ben de kurulda.

İçimde inanılmaz bir acı vardı. Sebebi yaralarım falan değildi. Sebebi eski sevgilimden dayak yemiş olmamdı. Üstelik beni aldattığı kızın, bir zamanlar en yakın arkadaşım dediğim kızın önünde. Sehun ve arkadaşları eğer orada olmamış olsaydı muhtemelen beni öldürürdü de. Öfkesinin büyüklüğünü ilk kez o vakit hissetmiştim. Benden ölesiye nefret ediyordu.

Bunun canımı yakmaması gerekirdi. Çünkü ben unutacağıma dair kendime onlarca kez yemin etmiştim. Hayatımda yeni bir sayfa açacağıma, erkeklerden uzak duracağıma, başıma bela almayacağıma...

Oysa şimdi geleceğe açtığım kapım da buz tutmuştu. Ne annemin istediği kişi olabilmeyi beceriyor ne de kendim olabiliyordum.

Acınası durumdaydım.

O akşam içim dışıma çıkana kadar ağladım. Yemeğimi odama ablam çıkarmıştı. Annem ve babam eğer bu akşam halamın yanına gitmemiş ve abimin gece nöbeti  olmamış olsaydı gerçekten şu durumumu bile kaldıramazdım. Biraz olsun kendime geldiğimde elime bir mp3 çalar almış ve onu dinlemiştim. İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyordu. Şu an avuçlarımın arasındaki kitap bile beni mutlu etmiyordu. Üstelik yazar kitabı mutsuz sonla kitabı sonlandırmıştı.

Yemin ediyorum her şey, beni ağlatmaktan başka hiçbir işe yaramıyordu. 

En sevdiğim karakteri öldürmek nedir Allah'ın cezası! Ateş Prensesi'ydi o. Sırf erkek karakter onu bir türlü sevemedi diye güzelim ana karakterin hayatını sonlandırmıştı. Prensese de kızıyorum şimdi. Ne diye gidip seni sevmeyen birisinin önüne atlayıp ölüyorsun! Üstelik o boyu devrilesice Buz Prensi ne yapmıştı? Gidip ortalığı karıştıran fitne karı Deniz Prensesi'ni seçmişti. Neymiş efendim, fazla iyi ve güzelmiş(!) Ulan kadın, abi kardeşi beraber yürütüyordu! Ne olmuş yani Ateş Prensesi kötü karakterse? Herkes hürü melek olmak zorunda mı? Hürü melek olanı da gördük!

İyilerden de, erkeklerden de nefret ediyorum!

Ben bu kitabı yeniden yazarım abi!

Her neyse. Aşırı tepki vermiyorum. Hala depresyondayım.

Elimdeki mutsuz sonlu fantastik kitabı, telefonuma gelen mesajla birlikte yanıma bıraktım.

Baekhyun: Nasılsın

Al işte benim Buz Prensi'm de bu yer cücesi. Tek fark aramızda aşkın olmaması. Yoksa Ateş Prensesi'nin çektiği onca kahrı ben de bu velet yüzünden çekiyorum. Bıkkınca cevap verdim. Onunla uğraşmak istemiyordum.

Aden: İyi. Sen?

Baekhyun: Beni bırak Aden

Baekhyun: Başın kötüymüş

Sadece başım mi? Yüzümün halinden haberi olmadığı aşikardı. Anlaşılan tehditlerim Sehun'u fazla etkilemişti. 

Aden: Sadece 800 nöron kaybettim.

Aden: Bu da 9 saat daha ekstra çalışmam demek.

Baekhyun: Çok komik

Baekhyun: Ne diye o şerefsizin evine gidiyorsun sen

Baekhyun: ylnz çok fna daĞıtmışk jkadhkj

Kaşlarımı çattım. Edebiyat yoksunu diyerek dalga geçiyordum da, bu kadarını da beklemiyordum.

Aden: Ne?

Baekhyun: Bir saniye Aden

Baekhyun: Sehun'u terlikle kovalamam lazım

Güldüm. Sanırım Baek'den sonra içlerinde en çok Sehun'u sevmiştim. Deli çocuktu.

Aden: :)

Baekhyun: !!!!!!!

Baekhyun: Sen bana güldün mü?!!!

Baekhyun: Lütfen bana kıyametin yaklaştığını söyle

Sanki daha önce yapmadığım bir şeymiş gibi tepki vermesine kaşlarımı çattım. Her zaman da asık suratlı değildim.

Aden: Dinime göre, belirtileri çoktan başladı.

Baekhyun: Espiri mi yaptın sen

Baekhyun: Giden nöron sayısından emin misin

Baekhyun: Aden?

Gözlerimi devirdim.

Aden: Buradayım, burada. 

Aden: Benden sonra Adrian'i bir de Sehun dövmüş.

Aden: Bu yüzden kafam biraz güzel olabilir.

Baekhyun: Üzgünüm

Baekhyun: Benim yüzünden

Kendini ne sanıyordu bu? Sanki onun yüzünden karışmıştım kavgaya. Ben, bir erkek için kavga edecektim? Yok daha neler. 

Aden: Hayır.

Aden: Kimse bana, benden izinsiz görüntü atamaz.

Aden: Ona sinirlendim ben.

Aden: Seninle alakası yok.

Baekhyun: Anladım

Baekhyun: Benim yüzümden eski sevgilini dövmeyeceğini biliyordum zaten

Yüzüm istemsizce düştü. Duygu sömürüsü yapıyordu yine bana. Kanmamalıydım. Erkeklerin hepsi aynıydı.

Baekhyun: Ah

Baekhyun: Her neyse

Baekhyun: Ne yapıyorsun

Aden: Kitap okuyordum. Bitti.

Baekhyun: Okumak sana yakışıyor

Aden: Geri zekalı.

Aden: Senin dışındaki herkes okuyor.

Baekhyun: Yine de sen de ayrı güzel duruyor

Gülümsedim. Kızları etkilemeyi iyi biliyordu. Ama bu numaralar bende sökmezdi.

Aden: Biliyorum.

Baekhyun: Ne kadar da mütevazisin

Aden: Önemli değil.

Baekhyun: :)

Aptaldı.

Baekhyun: İlk tanıştığımızda bana yalvaran ve gayet de kibar olan sen?

Baekhyun: Ne değişti?

Düşündüm. Ne değişmişti gerçekten? Ben her zaman böyleydim. Ancak konu başkasına geldiğinde inanılmaz bir şekilde içime kapanıyordum. Yer cücesine neden öyle davranmıyordum peki? Onu farklı kılan neydi?

Uzun düşüncelerimin arasında sonunda bir cevaba vardım. Benim için itiraf etmesi zordu.

Aden: Ben yalnızca...

Aden: Değer verdiğim insanlarla uğraşırım, Baek.

***

Yukarıda bahsetmiş olduğum bir kitap değil. Bir dizi aslında. Adı Ice Fantasy. Beni dün yeterince çıldırttı. Sinirden ikinci sezonunu da izledim. Ice Fantasy Destiny. Orada da aynı şeyleri yaptı senarist. Şu an senariste acayip bir şekilde kıl olmuş durumdayım. :( Beni kedere boğdu. 

İzlemenizi tavsiye eder miyim bilmiyorum? Deniz Kızı'nı sevebilirsiniz. Bir şey diyemem. Lakin ben hep kötü karakterleri sevdiğim için benim açımdan sonu bir yıkımdı. Kararı size bırakıyorum.

Pardon Charisma| baekhyun ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin