33- Nişanlandığına gülümseyecek kadar iyi.

960 103 20
                                    

Elimdeki turşu kabını yanıma koyup kumandaya uzandım. Televizyonun sesini biraz daha açarken her zamanki çekik insanları artık görmediğim için halen tuhaf hissetmekle meşguldüm. Korece konuşmak yerine Türkçe konuşuyorlardı. EXO üyelerinin ne kadar başarılı olduğunu değil, Talat Bulut'un eşinin taciz iddiaları için ne dediğini yayın yapıyorlardı.

Bu arada, ben neden Beyaz TV'yi izliyordum Allah aşına?!

Bu magazin dünyası gerçekten tuhaftı. İnsanı içine çeken bir zehri vardı. Bir anda ne hikmetse konulara yapışıp kalıveriyordunuz. Ki onların içinde bulunan kesimine de oldukça üzülüyordum. Bu zehri onlar besliyordu ve o zehir yine onları sokuyordu. Kendi kuyruklarını ısırıyorlardı.

Sol elimdeki yarım turşuyu da ağzıma tıkıştırıp ekranın altından geçen yazıya baktım.

"Hadise'nin iddialı bacaklarının sırrı ne?"

İnsanlar işsizdi. Net. Tıpkı benim gibi.

"Ben Halime teyzene iniyorum Aden."

Kapının orada görünen büyük anneme kelimeyi biraz uzatarak "Tamam," dedim.

Kapı çarpıldı. Bense Talat Bulun'un eşinin açıklama yapmasını beklemeye devam ettim. Sırtımı yastığa yayarak televizyona uzandığımda, benim televizyon izlememi istemeyen telefonum titredi. Dün gece yaşadığım olay aklıma geldiğinde telefona bakmama kararı aldım. Fakat bir kez daha titredi. Turksell'in bu kadar ısrarcı olacağını düşünmediğim için telefonu pes ederek elime aldım ve mesaja baktım.

Bilinmeyen numaraydı. Yurt dışıydı. Hatta Kore'nindi!

Bir an heyecandan elimdeki turşuyu yere düşürdüm. Sonra yaptığım şeye kızarak sakin olmam için kendimi tembihledim.

82...: Nasılsın Aden?

Nasılsın dedi? Nasılsın dedi? Nasılsın dedi!

Sanki onunla konuşacakmışcasına boğazımı temizledim.

Aden: Kimsin?

Bazen gerçekten odun gibi oluyordum.

82...: Taehyung ben

82...: Numaranı almıştım hani

82...: Kusura bakma burası durulana kadar yazamadım

İnsanın beklentisi karşılanmadığında, yüz ifadesi bir anda değişebilir miydi? Benimkisi oldukça karanlık bir şekle bürünmüştü de.

Ne umuyordum ki?

Aden: İyiyim, teşekkürler.

Mesajı yazdıktan sonra numarasının üzerine tıkladım ve yeni kayıtı seçtim. 

MrUcube: Ha Ri de sana yazmak istemişti ama ajansın müdürü ile baban kavga ettiğinden bu yana kimsenin ağzını bıçak açmıyor

Aden: Ciddi misin?

MrUcube: Bildiğini düşünüyordum

Aden: Boş ver.

Aden: Siz nasılsınız?

MrUcube: Ölüm sessizliğimizi saymazsan idare ediyoruz

Kendimi suçlu hissettim. Zaten hissediyordum. Şimdi ise bu, yüzüme tokat gibi çarpmış oldu.

Aden: Üzgünüm. Böyle olsun istemedim.

MrUcube: Saçmalama

MrUcube: Müdürün her zamanki hali

MrUcube: Senden sonra beni Zaya'ya ayarlamaya bile çalıştı

MrUcube: Tek istediği Baek'i ve ajansı çıldırtmak

Aden: İnanamıyorum.

Aden: Bu kadar midesiz olamaz.

MrUcube: Zaya mide bulandırıcı ama hayat mahvetmeyi çok iyi biliyor

Aden: Nasıl yani?

MrUcube: Zaya yüzünden bir haftalık uzaklaştırma cezası almış olabilirim

Aden: Ne?

Aden: Bu kadarı da pes!

Şu an o Zaya denen şırfıntının ağzını burnunu dağıtmak, hatta sarı saçlarını birbirine geçirmek, gözlerini oymak ve çırpı bacaklarını kırmak istiyordum.

Aden:Keşke onu boğabilseydim.

MrUcube: Ha Ri neredeyse yapıyordu

İstemsizce güldüm. Beklenirdi ama yine de şaşırmıştım.

Aslında merak ettiğim Zaya değildi. 

Aden: Şey Tae...

Sorup sormamak konusunda kararsızdım ama o beni anlamış olacak cevap verdi.

MrUcube: Baek de iyi Aden.

MrUcube: Zaya ile resmi olarak nişanlandığına gülümseyecek kadar iyi.

Gözlerim nedensizce dolarken telefonumun elimden kaydığını hissettim. 

Göğsüm neden sıkışıyordu?

Pardon Charisma| baekhyun ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin