Suratım yüzümden aşağı inemiyordum ve annem yaklaşık yarım saattir beni bekliyordu. Ablam hazırlanıyor diyerek annemi oyalıyordu. Bense suratıma, on yedi yıllık yaşamımda hiçbir zaman kullanmadığım kapatıcıları sürmekle meşguldüm. Fakat lanet olsun ki çenemdeki ve elmacık kemiğimdeki morluk ile dudağımdaki ve kaşımdaki çatlak bir türlü gitmiyordu. Üstelik kaşıma sürdüğüm kapatıcı orada krem rengi çıkıntılı bir tabaka oluşturmuştu.
Elimdeki malzemeleri masama fırlatıp yere diz çöktüm ve geceden bu yana içimde tuttuğum gözyaşlarımı serbest bıraktım. Dudağımdaki yara çoktan açılmaya ve canımı yakmaya başlamıştı.
Yaşadığım her andan ölesiye nefret ediyordum.
Annem bir anda, arkasında ablamla birlikte odaya girdiğinde kaç dakika geçtiğinden emin değildim. Başımı hızla kaldırdım ve ona baktım. O ise şaşkınlıkla bir bana bir de etrafa fırlattığım makyaj malzemelerine baktı.
"Aden?" dedi. Kapının hemen yanına fırlatmış olduğum fondöteni eline almış, yüzümü inceliyordu. Bir süre bana ve elindekine şaşkınlıkla bakmaya devam etti. Ardındansa üzerindeki afallamış ifadeyi atarak yanıma koştu. Ben bana kızacağını düşünerek başımı eğmiştim. Fakat annem ellerini bana uzatarak yüzümü avuçladı. Endişeli gözlerle her tarafımı incelerken bir anda durdu ve bana tek bir soru sordu.
"Kim yaptı bunu?"
Dudaklarımı birbirine kenetleyip başımı eğdim.Çenem titriyordu. Annem başımı öfke içerisinde kaldırdı ve ablama bakarak bağırdı.
"Kim yaptı dedim!"
Ablam annemin yanına giderek onu sakinleştirmeye çalıştı. Ancak annem ondan beklemediğim bir şey yaparak ablama oldukça sert bir tokat attı. Panikle ayağa kalktım. Ablamın suratı sol tarafına düşmüş, şaşkınca yere bakıyordu.
"Anne!"
Bir eli ile durmamı işaret etti ve yeniden ablama döndü.
"Kız kardeşin dayak yiyor ve sen de bunu benden, annenden saklıyorsun öyle mi Deniz?"
Ablam başını kaldırmadı. Derin derin nefes alıyordu. Yanağını tutan eli titriyordu.
"Onun bir suçu yok. Ben istedim," dedim ablamın önüne geçerek.
Annem gözlerimin içine baktı. Dişlerini sıktı. Ardından elini kaldırdı. Ben tokat atmasını beklerken o eli havada yalnızca ablam ve bana baktı. Başını iki yana salladı. İkimize de seslenmeden odadan çıkmaya başladı.
"Yarım saat içinde ikinizde aşağıda olun."
Omuzlarımı düşürüp yere diz çöktüm ve annemin odadan çıkmasının ardından ablam da bir şey demeden yanımdan ayrıldı. Bense yine yalnız kalmanın verdiği güçsüzlükle patlayana kadar ağladım.
Yarım saatin sonunda yüzümdeki bütün makyajı silmiş ve aşağı inmiştim. Annem tekli koltukların birisinde oturuyor, ablamsa pencerenin önünde dışarıyı izliyordu. Annem beni fark ettiğinde başını ablama çevirdi.
"Geçin karşıma."
İkimiz de dediğini ikiletmeden annemin tam karşısına geçtik. İlk ablama baktı.
"Hadi Aden'i anlıyorum Deniz. Peki sen kızım. Sen neden gizledin bunu benden?"
Ablam cevap veremeyince bana döndü.
"Bu kadar mı nefret ediyorsun model olmaktan? Benim isteklerim seni bu denli çok mu boğuyor Aden? Kavgaya karışacak kadar mı kötü senin için istediğim gelecek?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pardon Charisma| baekhyun ✓
FanfictionYazar Notu: Edebi kaygı güderek başlamayın lütfen çünkü öyle bir amaçla yazılmamıştır. Zor bir dönemimde beni mutlu ettiği için şu an buradadır. Umarım sizin de aklınızı dağıtmaya yardımcı olur. **** Ünlü EXO grubunun Hacker'ı bir Türk çıktı! *** Ad...