Yazar Notu: Edebi kaygı güderek başlamayın lütfen çünkü öyle bir amaçla yazılmamıştır. Zor bir dönemimde beni mutlu ettiği için şu an buradadır. Umarım sizin de aklınızı dağıtmaya yardımcı olur.
****
Ünlü EXO grubunun Hacker'ı bir Türk çıktı!
***
Ad...
Elimdeki oldukça kalın test kitabını sıraya bıraktım ve derin bir nefes alıp gözlerimi sımsıkı yumdum. Başımı sallayıp ayağa kalktığımda sınıftan sarsak adımlarla çıkıyordum.
Elimi yüzümü yıkayıp bir kahve içmezsem kendimi her an ya duvar dibinde ya da birisinin üstünde bulabilirdim.
Allah'ım! Ayakta zor duruyordum ve kimya kitabı şu anda gözlerime Himalaya Dağları'nın o uzun, kavisli halleri kadar itici görünüyordu.
Hani tü çorabın lastiği, bacaklarınızda tırtıklı bir portre bırakır ya.
Ellerimi başıma koyarak saçmalamamamı kendime tembihlediğimde hemen yanımdan, tiz ve sevimli bir ses duyuldu.
"Naber Aden?"
Sesin sahibini seçememiştim. Fakat sanki daha önce bu sesi duymuştum. Belki de kulak aşinalığıydı.
Umursamadım ve kızlar tuvaletine doğru yöneldim. Aynı ses arkamdan birkaç kez seslenmişti ama kim olduğunu bilmiyordum. Zaten bilsem de şu an hatırlayacak halde değildim.
Kafamda mol kavramı, asit baz tepkimeleri, tuz, k dengesi belirli rotalar halinde trene biniyorlardı ve ben arkalarından sadece "Durun! Daha sizi çözeceğim!" demekle yetiniyordum.
"Sınav haftası ben," dediğinizi duyar gibiyim.
Sanırım kafayı sıyırmak üzereydim.
Lavabonun önünde durduğumda, aynadan görünen kızı seçememiştim. Başımı sallayarak musluğu açtım ve yüzüme bir iki kez su çarptım. Kendine gelen başımı musluğun altına tuttuğumda sudan çıkmış balık gibi duruyordum. Düşen topuzumu çözdüm ve yeniden topladım. Kendime kısmen geldiğimde, aklımda sert bir kahve içmek vardı.
Algılarımın açılması gerekiyordu.
Kantine indiğim sırada cebimdeki telefon titredi. Başta bakmak istemesem de mesajın Baek'den olduğunu düşünerek tuş kilidini açtım. Bu istem dışı bir şeydi. Son zamanlarda mesajlaşmak fazlası ile iyi gelmeye başlamıştı.
Tahminimin doğru çıkması ile gülümsedim. Mesajları okumadan önce acı ve sade kahvemi aldım ve masalardan birine geçtim. Kahvemi yudumlarken bir yandan da telefonu yerinden çıkarıyordum.
B: Tanrım!
B: Gözlerinin üzerine gökkuşağı kusulmuş gibi
Geri zekalı herif. Övüyor muydu sövüyor muydu, belli değildi.
Aden: Bu ne hoş bir iltifat.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aden: Sayenizde edebiyat anlayışım bir hayli yükseldi, yer cücesi bey.
