•BÖLÜM 4

410 210 26
                                    

~BESTE'NİN AĞZINDAN~

Karşımda birden onu görünce şaşırmıştım.Yani bu kadar tesadüf de çok fazlaydı.

Hal boyle olunca ben de Çağan ve annesine bir hoşgeldin demek için hemen karşıya geçtim.Çağan'ın arkası dönüktü ve eşya taşıyanları izliyordu.

Son kalan birkaç kutu da içeri taşındıktan sonra hemen Çağan'ın arkasına yaklaşıp gözlerini kapatmaya çalıştım pek becerememiştim ama olsun.Çağan birden yerinden sıçradı.Beni de korkutmuştu.

Birden bağırdım anın etkisiyle "Yavaş olsana yaa!" ardından arkasına döndü ve gülümseyerek karşılık verdi "Asıl senin yavaş olman gerekiyordu ama olsun bakalım" dedi sakin, bir o kadar da alaycı bir ses tonuyla.

O sırada genç bir bayan yanımıza yaklaştı ve Çağan'a dönerek "Bu güzel kız kim oğlum?" diye sordu.Ben şaşırmıştım bu Çağan'ın annesi miydi? Ne kadar da genç bir kadındı.

Ben böyle düşünürken Çağan annesine beni göstererek "Sınıftan arkadaşım anneciğim.Adı Beste" dedi.O sırada annesi de "Ben de Mine.Tanıştığıma memnun oldum kızım." dedi ve elini bana doğru uzattı bende elimi uzatarak elini sıktım.

O sırada Çağan'a takıldı gözlerim bana 'burda ne işin var?' bakışı atıyordu ve ben de "Tanıştığıma memnun oldum efendim.Biz de karşıdaki villada oturuyoruz.Çağan'ı görünce bir hoşgeldiniz demek istedim." dedim.Mine hanım samimi bir şekilde gülümsedi.

Benim bir an Rüya ile buluşacağım aklıma geldi, ardından "Kusura bakmayın bir arkadaşıma gitmem gerekiyor görüşmek üzere" dedim ve Mine hanım "Ne kusuru kızım keyfine bak.Bir dahakine çay, kahve içmeye beklerim." dedi ve yanlarından ayrıldım.

Rüyaların evine vardığımda kapıyı daha çalmaya fırsat vermeden Rüya açtı kapıyı.Hemen soru yağmuruna tutmaya başladı beni "Nerdesin sen? Nerde kaldın? Konuşalı 1 saat oluyor? Başına bir şey mi gel...?" diye sordu.Daha devam edecekti ki ağzını kapatmamla sustu.

Ben de "Tamam geldim işte anlatacağım." dedim.Ardından Rüya'nın annesi Semra teyzeyle de selamlaştıktan sonra içeri geçip Rüya'nın odasına çıktık.

Ona olanların hepsini anlattım o da şaşırmıştı.Biz konuşmaya dalmıştık ki birden telefonum çalmaya başladı.Arayan Barış'tı.Hemen açtım telefonu 'ne yapıyorsun?' diye sordu.Ben de iyi olduğumu Rüyalarda oturduğumuzu söyledim.

Sonra bana "Ee o zaman berabersiniz alt taraftaki parka gelsenize, otururuz biraz, hem evde otur otur canım sıkıldı." dedi.Biz de Rüyayla onayladıktan sonra telefonu kapattım.Rüya hazırlandıktan sonra evden çıktık.

Karşımızdan Çağan geliyordu o sırada Rüya da kulağıma "Onu da çağıralım mı parka?" diye fısıldadı.Ben ne kadar olmaz desem de Çağan bize yaklaşınca hemen "Çağan bizimle parka gelmek ister misin?" diye sordu bir anda.

Çağan da elindeki poşetleri gösterip "Bunları eve bırakıyım, anneme de haber verdikten sonra gelirim." dedi. Parka vardığımızda Barış çoktan gelmişti.Biz sohbet ederken Çağan da geldi ve konuştuk biraz.

Sonra parkta çocuklar gibi oynayıp eğlendik.Tahterevalliye bindik, kaydıraklardan kaydık, spor aletlerine bindik adeta çocuk gibiydik .Biz Rüyayla sallanırken Çağan ve Barış'ta bizi sallıyordu.

Birden aklıma bir fikir geldi ve hemen söyledim çılgın bir çocuk edasıyla "Futbol maçı yapalım mı..!" ardından hepsi bir ağızdan "Evetttt!!!" diye bağırmaya başladılar.

Sonra hemen sahaya gittik.Arkadaş paylaşımı yapıcaktık ki zaten dört kişiydik.Erkekler, 'kızlara erkekler olsun' dediler.Ben de "hiç adil değil..! Barış sen Rüyayla ben de Çağan'la tamam mı?" dedim. Sonra konuşmalarına firsat vermeden "Anlaştık, kimse itiraz etmesin!" dedim bir anlık gazla.Ardından Barış da "İtiraz eden yoktu ama yine de sen bilirsin" dedi.

Hemen maça başladık bizimkiler zaten iyi oynardı ama Çağan da en az bizim kadar iyi oynuyordu.

Daha başlayalı 10 dakika olmamıştı ki birden Çağan topu kaleye soktu.'Veeeee Goooooool' çok mutlu olmuştum ve çılgınlar gibi bağırıyoduk.Çağan'ın attığı ilk dakika golü Rüya ve Barış'ın morallerini çoktan bozmuştu.

Biz attığımız golün sevinciyle maçı pek ciddiye almıyorduk herhalde ki birden Rüya da bizim kaleye topu soktu.

Biz ne olduğunu anlamayarak etrafa aval aval bakınmaya başlamıştık, rengimiz atmıştı resmen.Bizim bu halimizi görünce Rüya ile Barış gülmeye başladı yani bunların yaptığı gülmek değildi aslında bildiğin anırıyorlardı gülerken.

Biz 60 dakikalık yapıcaktık maçı ve son dakikalarına geliyorduk.Maçın bitmesine yaklaşık 1 dakika kalmıştı.

Ben birden hırs yaptım ve önümdekini, arkamdakini, sağımdakini ve solumdakini herkesi görmezden gelerek topu ağlara doğru sürüyordum.Ve son 10 saniye kalmıştı.
-10
-9
-8
-7
-6
-5
-4
-3
GOOOOOOOOOL...!!!!!

Anın etkisiyle kendimi yerlere attım ve bağırmaya başladım.Bizimkiler de beni bu halde görünce önce şaşırdılar ardından da alkışlamaya başladılar.Ben en çok da amacıma ulaştığım için sevinmiştim.

YAŞASIN.....!!! Çağanla ben kazanmıştık.Futbolu çok severdim ve gayet de iyi oynardım tabii böyle olunca Rüya ile Barış'ın yüzü düştü haksızlık diye itiraz ettiler tekrar yapalım falan dediler (tabii son dakika golü olunca).

Ben de yine bir anlık gazla onları küçümser gibi bakarak "Yenilen pehlivan güreşe doymazmış..." dedim sinir bozucu bir ses tonuyla.Bizimkiler beni tanıdığı için birden gülmeye başladılar.

Ben de anın etkisinden çıktığımda onlara katıldım ve hep beraber güldük.O anki hallerim aklıma geldikçe yüzümde bir tebessüm oluşuyordu.

Gerçekten de çok eğlenmiştik akşam eve gittiğimde saat 9 du, çok yorulmuştum zaten yarın da okul olduğu için hemen yattım ve uykunun o huzurlu kollarına bıraktım kendimi.

SANA MUHTACIM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin