12. Bölüm: ''Bilinmedik Kişi.''

400 63 41
                                    

Multi; Egemen *-*

Ne olduğunu tam olarak bilmediğim fakat tadını beğendiğim içeceğimden bir yudum daha alırken, baygın gözlerle sahnedeki Görkem'e bakmaya devam ediyordum. Ne kadar gitmemek adına fazlasıyla diretsem de kendimi burada bulmuştum. Gül'ü gelmem için kafa kafaya verip, iş birliği yaparak birlikte Egemen'e çektirebileceğimizi söylediğinde ret etmiştim lakin sonrasında üstüne birde elinde koca bir poşet pamuk şeker ve milka getirmesiyle dayanamamış, ne kadar istemesem de kabul etmiştim. İşini biliyordu ve zayıf yönümden vurmuştu çorap deliği kılıklı!

"Ve şimdi sahneye sıradaki şarkıda bana eşlik etmesi adına onu davet ediyorum...''

Görkem'in cümlesi üzerine kaşlarım bir hayli çatık bir hal almış, gözlerim istemsizce kısılmıştı. Bana doğru bakıyordu ve bu kafamda benden bahsettiği hakkında şüpheler oluşturmaya başlamıştı. Yok canım, ben kim şarkı söylemek kim? Muhtemelen bu taraflarda birisinden bahsediyordu ama ben her zamanki gibi kendimce kuruntular çıkarmıştım...

''Arkadaş sanırım gelmek için bir alkış istiyor.''

Tekrar Görkem tarafından sarf edilen cümleyle birlikte küçük çaplı bir alkış tufanı kopmuştu. Ulan çıkacaksan çık sende be kardeşim! Millet burada senin nazını çekip, beklemek zorunda mı? Birisi müdahale etmezse ben devreye girmekten hiç ama hiç çekinmezdim. Böyle iş mi olur yahu?

Gül'ün elini masanın üzerindeki koluma koyup ''Sanırım senden bahsediyor!'' diyerek hınzırca gülümsemesiyle birlikte kaşlarım mümkünmüş gibi dahada çatık bir hal almıştı. Eğer o çakma Egemen'in aklında öyle bir düşünce varsa hemen ondan kurtulması gerekiyordu. Ben zaten zar zor gelmişim buraya, birde o olmayan sesimle şarkı söylememi mi bekliyordu?

''Saçmalama.'' deyip gözlerimi devirdiğimde; Özgür ve Egemen'de oradan aynı anda iğneleyici bir ses tonuyla bana katıldığını belli etmişti. ''Aynen, saçmalama Gül.''

Bu sıkıcı ortama üç kız geleceğimizi düşünmüşken; Özgür erkeklik taslayarak 'Kız başınıza bu saatte tek başınıza gidemezsiniz' deyip, klasik bir bahane öne sürmüş ve Egemen ile birlikte peşimize takılmıştı. Ne bok yemeye haberi oluyordu ki?

Yanıma ne ara geldiğini dahi fark etmediğim Görkem'in gülümseyerek ''Bak, buradaki herkes seni bekliyor,'' deyip eliyle kafenin içerisindeki topluluğunu işret ederken ''Hadi gel, bekletmeyelim.'' diye eklemesiyle birlikte derin bir nefes verdim. Şu an için başkalarının ne yaptığıyla hiçbir şekilde ilgilenmiyordum. Öncelikle bana danışarak böyle bir şey isteyip istemediğimi sorsaydın da öyle hareket etseydin keşke domuz burnu!

''Söyle onlara; daha çok beklerler. Ben şarkı falan söyleyemem.''

Omuz silktikten sonra önüme dönerek bardağımın dibinde kalan sıvının son kısmı da başıma diktim. Bunu daha önce hiç içmememe rağmen acayip derecede çok sevmiştim. Ayrıca şimdilik favori içeceklerim arasında yerini dahi almıştı! Tadı daha önce hiç tatmadığım bir şeydi ve bu bir hayli hoşuma kaçmıştı...

Çevredeki insanlardan yavaş yavaş sıkılırmışcasına homurtuların çıkmasıyla birlikte Görkem tekrar konuşmaya başlamıştı. ''Müşteriyi memnun edemezsem işten atılabilirim. Lütfen, şimdi çık ve benimle bir şarkı söyle. Söz veriyorum daha sonra seni hiçbir şekilde rahatsız etmeyeceğim, karşına çıkmayacağım.''

Ulan atılırsan atıl beni ne enterese ediyor ki yahu? Onu benden habersiz karar alıp, plan yapmadan önce düşünecektin beyefendi! Ama şimdi çocuk bir taraftan da 'rahatsız etmeyeceğim, karşına çıkmayacağım' diyordu lakin Görkem güvenilebilir, sözünü tutan birisi mi o konu hakkında hiçbir fikrim yoktu işte! Aman, gerekirse o meseleyi Özgür'e veyahut Egemen'e de hallettirebilirdim. Eminim ki bunu seve seve yapacaklardır...

Aşkın Medya DiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin