28. Bölüm: "Yaptım - Yapmadım."

66 8 0
                                    

Herkese Mutlu Yıllaarr :p

Yılbaşında Egemen, Gül, İnci, Özgür ve Arda ile birlikte iki günlüğüne Uludağ'a gelmeye karar vermişken; hem abartısız bir şekilde yeni yılı, hemde Egemen'in iyileşmesiyle kötü günlerin geride kalışını kutlamayı amaçlıyorduk.

Her sene İnci - Özgür ikilisiyle beraber sade bir şekilde kutluyorduk lakin bu sene ekip daha kalabalıktı; aramıza Egemen, Gül, İnci ve Arda dahil olmuştu. İyi ki de olmuştu yahu. Onlar bu senenin bana getirdiği güzelliklerdi...

"Bu yılbaşı milli piyango bileti almadım çünkü dünyada senden daha büyük bir ikramiye yok, güzelim."

Sadece hipnoz olmuşcasına bakıyordum. Hem o yeşilin en güzel tonuna sahip gözlerine bu denli yakın olmak dengemi bozuyordu, hemde sözlediği cümlede takılı kalmıştım.

Egemen tam tamına beş senedir öyle ya da böyle hayatımın bir parçası olmayı başarmışken; ilk defa yeni yıla yan yana, diz dize girme fırsatı yakalamıştık. 'Yılbaşına nasıl girersen, bütün yılın öyle geçer.' derler ya; umarım o işgembeden sallanmış, boş bir sözden ibaret değildir. Zira ben bütün senemi, hatta ömrümü tamda şu an olduğu gibi Egemen'in kolları arasında sevdiklerimle beraber geçirmek istiyordum.

"Ben buraya milletin sevgilisiyle cilveleşmesini izlemeye mi geldim ya? Hadi 'Yaptım - Yapmadım' oynayalım da azıcık ortalık şenlensin."

Gül'ün söylediği cümle ile birlikte sinsice gülümsedim. Sanki kendi imkanı olsa aynısını yapmayacaktı, fışkı.

"Sende sevgili bul da cilveleş yavruklum, engel olan ne?"

Sadece Gül'ün Arda ile olan durumunu bildiğim için sinir etmek amacıyla böyle bir şey söylemiştim. Yoksa tabii ki engel vardı, hemde aşılması neredeyse imkansız bir engel; Özgür. Özgür faktörü araya dahil olduğunda tabiri caizse balon misali sönüyordu, kıyamam. Daha ortada pek bir şey yoktu ama Özgür'ün Arda mevzusuna ne tepki vereceğinide merak etmiyor değildim.

"Engel olan bir şey var..." deyip cümleye başlamışken, adeta zafer kazanmış bir komutan edasıyla "Benim rahibe ruhum." diyerek bitirmesini beklemediğimi itiraf etmeliydim. Oysaki lafı hiç dolandırmayıp direk Özgür'e bağlayacağını düşünmüştüm.

"Mümkünse bir süre daha öyle kal."

Özgür'ün gözlerini kısarak söylediği cümle ile birlikte küçük çaplı bir kahkaha patlattım. Kıskanmıştı! Ağabey kıskanmasıda bir başka oluyordu yahu, hiçbir şeye benzemiyordu. Bir ağabeye sahip olmasamda Gül ve İnci'nin yaşadıklarına, daha doğrusu çektiklerine bizzat şahit oluyordum. Ayrıca tavrı netti; hayatında kimsenin olmasını istemiyordu. Bu bizim sarımsaklı şekeri birazcık(!) zorlayacaktı sanırım.

"Her neyse, hadi oyuna başalayalım."

Gül kısaca oyunu anlatırken, bizde kullanacağımız kağıtları hazırlamaya koyulmuştuk. Gül'ün anlatımının bitişiyle birlikte İnci sevinçle ellerimi çırptığında ona şaşkınlıkla baktım. "Bu gece kesin kaos çıkacak, en sevdiğim!"

"Severiz." derken sonundaki 'z' harifini uzatmıştım. İnci ile o kadar ortak noktamız vardı ki... Ayna gibiydi, ona baktığımda kendimi görüyordum.

"Pekala ben başlıyorum o zaman." diyerek lafa atılan Egemen, söylediği ile birlikte herkesi şaşırtmayı başarmıştı.

"Benim hiç... Tek gecelik ilişkim olmadı."

"Oha!"

Ağızımdan istemsizce çıkan kelime sonrası Arda "Gül'den sonra bir rahibede bu herhalde." diyerek sırıtmış, önündeki 'hayır' kağıdığını kaldırmıştı. Kağıdın kalkmasıyla benimde midemin kalkması bir olmuştu tabii.

Aşkın Medya DiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin