Multi; İnci'nin söylediği şarkı *-*
Gül'le birlikte sahneye çıkmadan önce motive etmek adına son bir kez daha İnci'nin yanına gitmek adına yola koyulmuşken, kulağıma dolan hıçkırık sesi ile eş zamanlı olarak kafamı sesin geldiği tarafa çevirdim. Yere çöküp, kafasını diz kapaklarına doğru kapatan kişinin ağladığı fazlasıyla belli oluyordu ama ne sebepten ötürü ağlıyordu ki? İşte bu konuda en ufak fikrim yoktu ve hemen öğrenerek yapabileceğim bir şey varsa yardımcı olmalıydım...
Hızla yanına gidip, kurbağa pozisyonunda yanına çöktükten sonra hafifçe dürtükledim ve konuşmaya başladım. ''Şey... Bir sorun mu var acaba?''
Kafasını kaldırmasıyla ağzım yarı açık bir hal almıştı. Bunun sebebi; karşımda İnci'ye ait bir çift kızarık göz görmeyi beklemememden olsa gerekti...
Bir dakika, bu kız neden ağlıyordu?
Burada birisiyle sorun yaşamış olabilirdi... Amma velakin bu sebepten ötürü oturup da ağlamazdı değil mi? Bu saçma düşünceyi hemen kafamdan kovduktan sonra başka bir şeyler aramaya koyuldum. Fakat beynimin 404 verip, aklıma başka hiçbir şey gelmemesiyle birlikte bu arama işleminden eli boş çıkmıştım. Sanırım burada kendi kendime debelenmektense, sorunun cevabını İnci'den almam en iyisi olurdu...
Elimin tekini güven verircesine omzuna koyduktan sonra ''Anlat bana...'' diye fısıldadım ve boşta kalan diğer elimle göz altlarını sildim. Allah aşkına kim, ne hakla üzmüştü benim minnoşumu? Vallahi onu antiloplara yem ederim!
Cevap vermemesi üzerine tekrar ağzımı açtığımda; konuşmaya başlamış ve bütün sözlerin ağzıma tıkılmasına sebep olmuştu.
''Batu...'' dedikten sonra bir an için duraksar gibi oldu fakat sonrasında hemencecik devam etti. ''Beni, kendimize özel olarak ilan ettiğimiz sevgililer günümüzde terk etti ve hayallerimizi yetim bıraktı... Ama en kötüsü de ne biliyor musun?'' diyerek sorarcasına baktığında sesimi çıkarmadım. Ne denebilirdi ki? Benden ses soluk gelmeyeceğini anlayınca tekrar kaldığı kısımdan cılız çıkan sesiyle devam etti. ''Bana sebep olarak söylediği cümle tam olarak şu; 'Sen hasta iken devam edemeyeceğim, bu ilişki yürümüyor.' Sonrasında da avuçlarım arasını bunu bıraktı ve gitti işte.''
Konuşmasının bitimiyle eş zamanlı olarak elinde gösterdiği şeye baktım; kar küresi...
Yanlış bir tahminde bulunmuyor isem bu onlar için özel bir nesneydi ve o pezevenk herif bunu umursamadan öylece İnci'ye vermiş, aradan çekilerek ikisini baş başa bırakmıştı... Ayrıca İnci'nin ne gibi bir hastalığı vardı ki? Bunu daha sonra sormayı aklıma not ettim.
''O piç hala burada mı?'' diyerek soran gözlerle baktığımda; kafasını hafifçe sallamakla yetinmişti. Şimdi ben o dümbeleğe gününü göstertecek idim! Turuncu filimi üzmek neymiş öğrensin bakalım...
''Git ve Özgür'le Anıl'ı kap gel.'' Anında dudaklarını aralayan İnci'ye 'sus' temalı bakışlar attım, akabinde ise ayaklarımın ağrıdığını hissetmem sonucu popomun yerle buluşmasına izin verdim. Durduğum pozisyondan dolayı ayaklarımı hissedemez olmuştum be!
Gül, söylediğim cümle üzerine; İnci'ye yoğunlaşan endişeli gözlerini bana çevirmiş, bön bön bakmaya başlamıştı. Ulan bir dediğimde hemen yapılsın be! İsteğimi bir kez daha tekrarladıktan sonra geldiğimiz tarafa doğru yol almaya başlamıştı. İşte şöyle...
İnci, bakışlarımı kâle almayarak ''Sakın onlara şikayet edeceğini söyleme...'' dedikten sonra oturduğu yerden zor belada olsa kalkıp kendine çeki düzen vermeye başlamıştı. Tamam, seviyordu falan ama böylede olmazdı ki... Çocuk gelsin ne hissedeceğini düşünmeden hareket etsin, sende daha onu koru. Olmaz öyle şey, izin vermem!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Medya Dili
ComédieBir kız tanıdım ekranın diğer ucunda, Hırçın tavırları arasında çocukça. Kimi zaman ağladım onunla, Kalbinden tuttum zamanla. Ama bu hem ciddi anlamda çok hoştu, hemde tam olarak bizi anlatıyordu. Her satırı ayrı ayrı güzeldi lakin sanırım en beğend...