Bölüm müziği;First Aid Kit-My Silver Lining
Yeni bölümle karşınızdayım.Bugün ard arda iki bölüm sizi bekliyor.Olayların akışı ve gizemlerin seyri hafiften de olsa kendini göstermeye başladı.Bakalım sizin bu olaylarla ilgili yorumlarınız neler olacak?Daha fazla konuyu uzatmadan sizi yeni bölüme alıyor ve iyi okumalar diliyorum.Beğeni ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin.Keyifli okumalar:)
ciddikediler hesabımızda bulunan Kamuflaj adlı hikayemize sizleri bekliyoruz:)
*****
"Kapının önündeyim fıstık bekliyorum." Abimin aramasıyla bizim grupla vedalaşmış Derin'i de yanağından öpmüş ve çıkmıştım.Abimle akşam yemeği için babamlara gidecektik ve haftalardır görmediğim abimi oldukça özlediğimi farketmiştim.
Koşar adımlarla çıktığım okulun girişinde gördüğüm son model beyaz arabaya yönelip binmem sadece birkaç dakikamı almıştım.
Karşımda gördüğüm abim Asrın Egeli'yle birebir aynı olan mavilerimiz birbirini bulmuştu.Birebir olan tek şey gözlerimizdi o koyu kumral saçları ve beyaz teniyle benden oldukça farklıydı.Gözlerinde gördüğüm gülümseme aynısını benim gözlerimde bulmuş gibiydi.
"Abilerin hası.Çok özlemişim ya." Sarılıp yanaklarından öptüğüm abim "Ben de çok özlemişim fıstık.Bu arada sen daha mı bir güzelleşmişsin ne?" Şakayla karışık beğeniyle bakan şöför koltuğundaki abime gülümsedim.
"Her zamanki halim abicim." Benim bu kendimi beğenmiş tavrıma sesli bir kahkaha atmış ve trafiğe karışmıştı.
Araba çocukluğumun en güzel zamanlarının geçtiği ama ne yazık ki bu yılların kısa sürdüğü üç katlı büyük bir bahçeye ve havuza sahip villanın önünde durunca varmak istediğimiz noktaya varmıştık.Abimle ikimiz de boşanmış ailelerin çocuklarıydık ve biliyorduk ki birbirimizi ikimizden başka kimse tam olarak anlayamazdı.Annelerimiz ve babamız tekrar evlenmiş ve kendilerine yeni hayatlar kurmuşlardı.Biz de iki hayat arasında gidip gelen ve kendini asla tam olarak bir aileye bağlı hissedemeyen iki kader arkadaşıydık.Kardeşlerimizi her ne kadar çok sevsek de biliyorduk ki birbirimiz için olan bağlılığımız çok daha başkaydı.
Biz çalmadan açılan kapı Ada'nın bizi gözleri yollarda beklediğinin kanıtı gibiydi.Ergenlik çağında olan kız kardeşimi karşımda büyük bir mutlulukla görmek benim de yüzümde bir sırıtmaya sebep olmuştu.
"Ablaaaa!Çok özledim." Boynuma atlayan minyon kumral kıza ve sevimli yüzüne baktığımda içimde bir mutluluğun filizlenmesine engel olamadım.Ada bize çok düşkündü ve onun bu koca evde yalnız oluşu içimi hep burkmuş küçük kız kardeşimle hep ilgilenmeme sebep olmuştu.
"Ben de çok özledim seni ablacım."Ada'nın hemen arkasından beliren annesi Selma Abla'ya da gülümsemiştim.
"Selma abla nasılsın?" Selma abla da kumral saçlarının çevrelediği yüzündeki kahveleriyle bana gülümsemişti.
"İyiyim güzelim.Hadi geçin içeri kapıda beklemeyin."
İlerleyen dakikalarda yemek masası hazırlanırken ben de babama sarılmış oturuyordum.Bu son birkaç haftada abimle bana birebir mavi gözlerini aktaran bu adamı çok özlemiştim.
"Nasıl geçti tatil prenses?"
"İyiydi babacım hatta çok iyi."
"Mutlu olup bazı şeyleri atlatmana çok sevindim." Herkesin kastettiği ve pür dikkat merak ettiği tek şey Melih'in ayrılığı ve ardından tuttuğum yas süreciydi.Şuan kafamda saatlerdir aramayan bir Atlas Aladağ düşüncesi Melih Biçer'i gölgede bırakmakla kalmamış kısa sürede üstüne ölü toprağını bir daha kaldırılmamak üzere atmıştı.Kıkırdamama engel olamadım ve şaşkın gözlerle bakan babama Melih kim dercesine elimi salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizkızı (Tamamlandı)
Roman d'amourRomantizm #3 "Sen de gözlerine bir deniz hapsetmişsin sanki. Denizden uzak kalmaya dayanamayan ben, bu gözlerde en çok ihtiyaç duyduğum suların varlığını buluyorum." Denize tapan adamın bu her kelimesinden samimiyet akan ifadesi beni en derinlerime...