Bölüm 34

47.1K 2.3K 173
                                    

Medya;Deniz'le tanıştıkları ilk an
Bölüm müziği;Sting - Englishman In New York

Herkese yeniden merhaba yeni bölümle karşınızdayım:) Olayların gizeminin yavaş yavaş çözümlenme aşamalarının başındayız fakat kurgumda asıl irdelemek istediğim konulara çok az kaldı. Bu bölüm biraz geçiş bölümü, biraz da Atlas ve Azra'nın bebeklerini keşfettikleri bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz ve bunu yorum olarak da bana belirtirsiniz:) Okunma oranımıza göre voteleme az lütfen bu hikayeye değer veriyor ve daha şevkle yazan bir yazar görmek istiyorsanız o tatlı yıldıza basın. Desteklerinizi bu hikayeden esirgemeyin:) Lafı daha fazla uzatmadan sizleri yeni bölüme alıyor ve keyifli okumalar diliyorum:)

*****

"Denizkızım uyan." Atlas'ın kulağımın dibinde işittiğim sesi ve karnımın üzerinde yumuşak dokunuşlarıyla gezen güçlü elleri beni sert ve bir o kadar da kalıplı bedenine hapsederken yanağımda hissettiğim yüzü beni kendine ait kılıyordu. Nefesini her içine çekişinde ruhumu ruhuna hapsetmek istermiş gibi duruyordu.

Sanırım bu hayattaki en güzel uyandırılma şekli buydu.

Sevdiğim adamın kollarında karnımda onun bebeğini taşırken ailem dediğim bu adamın varlığında kaybolmak ve yeniden doğmak gibisi yoktu. Kaptan'ıma olan aşkım gün be gün katlanarak artıyor her defasında kalbimi tarifsiz bir sıcak sevgiyle doldurup ruhumu en güzel yaşam enerjisiyle besliyordu.

Gözlerimi mutlulukla sabahın temiz aydınlığına açmamla gördüğüm kuzguni siyah saçların çevrelediği yakışıklı yüz ve o yüze ait beni benden alan ilgili elalarla daha bir başka uyanmıştım bugüne.

"Günaydın Kaptan." Bana yüzünde kocaman bir gülümsemeyi armağan eden Kaptan'ım beni bedenine daha çok çekmiş ve aramızdaki mesafeyi sıfıra indirmişti. Beni sarıp sarmalamasının ardından biçimli dudaklarının alnıma sıcak bir his bırakarak kondurduğu öpücükle kendime tam anlamıyla gelebilmiştim.

"Günaydın denizkızım. Yanımda varlığınla uyanmak gibisi yok." Duygularıma tercüman olan sevgisi ve ilgisine karşılık yüzümün neredeyse tamamını kaplayan bir gülümsemeyle ona bakmış ve elimi yeni traş olmuş yanağında küçük bir gezintiye çıkarmıştım.

"Bugün bebeğimizle tanışacaksın heyecanlı mısın kocacığım?" Bugün günlerden pazardı ve Atlas'ın tatil gününü de doktor randevumla değerlendirmiş, Deniz'imle babasını tanıştırma kararı almıştık. Bana gözlerinin içi gülerek bakan Atlas hep bu anı beklediğini gözlerinin her haresine ayrı ayrı yansıttığı ruhuyla bana belli etmişti.

"Çok heyecanlıyım aşırı hem de. Deniz'imi bir an önce görmek ve hissetmek için sabırsızlanıyorum." Kaptan'ıma gülümsemiş ve ona daha da yanaşmıştım. Bir yandan onun elini alıp karnıma götürmeyi de ihmal etmemiştim. Yaşadığım hafif kasılmaları hissederse belki bebeğinin varlığını özümserdi.

Fakat aniden hissettiğim ciddi bir kasılmanın yansıttığı acıyla inlemeden yapamamıştım. Ben korkuyla karnıma bakarken bendeki ifadenin yüz katı Atlas'ın çehresinde geziniyordu.

"Noldu! Denizkızım iyi misin?" Sancı geçmiş, süreç normalliğine dönmüştü fakat Atlas benim değişen ifademi farketmiyor endişeyle saçlarımı ve karnımı okşamaya devam ediyordu.

"Tamam Kaptan sakin ol." Fakat o beni ciddi anlamda duymamış cümlelerini de bu yönde savurmaya başlamıştı.

"Ben hemen hazırlanıyorum sana da kıyafetlerini getireceğim. Sakın yerinden kalkma, orada kal. Hemen doktora gidiyoruz." Kaptan'ımın panikle savurduğu cümlelerin hemen ardından hızla yataktan kalkması ve giyinme odasına doğru yol alması, ardından sırıtarak bakan bir Azra'nın varlığına sebep olmuştu.

Denizkızı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin