Bölüm 35

42.3K 2.3K 332
                                    

Medya;1967 Porsche 912 Coupe
Bölüm müziği;Adele - Rolling In The Deep

Herkese yeniden merhaba yeni bölümle tekrar karşınızdayım. Bu bölümü yazmak için biraz vakit harcadım. Çünkü sizlere iyi bir bölüm sunmak istiyordum. Hikayemin esas kurgularının içine çetrefilli bir giriş yapmak beni her ne kadar kurgu belirli olsa da bir yavaşlığa sürükledi. Umarım  beni mazur görür ve yeni bölümü beğenirsiniz. Lütfen yorum ve beğenilerinizi ifade etmekten çekinmeyin. Hayalet okuyucularım lütfen o tatlı yıldıza basın, basın ki ben de yeni bölümü daha hızlı yazmam gerektiğini anlayabileyim:)
Lafı daha fazla uzatmadan sizleri yeni bölüme alıyor ve keyifli okumalar diliyorum:)

*****

Sabah güneşinin ilk ışıklarıyla uyanmış ve yanımdaki ruhumu, bedenimi, tüm benliğimi esir alan adamın varlığıyla canlılık bulmuştum. Bu adam ruhumu besleyen onu var eden yegane şeydi. Benim tüm varlığım ve kalbim bu adamın dokunuşlarında, sözlerinde, ruhundaydı.

En güzel iyiki'm yine yanımdaydı.

Onun uyanmasından önce uyandığım her zamanki gibi yanına daha fazla sokuldum, kuzguni siyah saçlarının çevrelediği sert çehresini ve yakışıklı hatlarını inceledim.
Kızımız acaba babasıyla hangi benzerlikleri taşıyacaktı? Aklımdan geçen düşünceyle sırıtmadan yapamamıştım. Kızım isterse tüm özelliklerini babasından alabilirdi, hayranlıkla izlediğim bu adamın küçük bir kopyası beni ziyadesiyle mutlu ederdi.

Hep kız diyordum ve istiyordum ama bir oğlan çocuğu da en az kız çocuğu kadar mutlu ederdi beni. Yeter ki sağlıklı olsunlardı.

Bu adama vereceğim çocukların onun en çok hakettiği güzel aile kavramının bir yansıması olmasını istiyordum.

Atlas'ın aşkında ve çocuklarımızın varlığında sonsuza kadar onlara ait ve onlarla birlikte yaşamak düşüncesi gibisi yoktu.

Tam o sırada karnımda hissettiğim kıpırtıyla bebeğimizin benim iç sesimi hissettiğini düşünmüştüm. Annesinin onu şimdiden ne kadar çok sevdiğini biliyor gibiydi.

Başucumuzdaki saate bakmamla saatin sabahın yedisi olduğunu farketmiştim. Atlas yarım saat sonra kalkacak ve hazırlanıp işe gidecekti, her ne kadar biraz daha uyumasını istesem de aşırı derecede kabaran hormonlarım ve bu adama duyduğum aşkla onu ıslak öpücüklerimle uyandırmaya karar vermiştim.

Dudaklarım yüzünün her bir zerresinde derin yankılarını bulurken temas eden tenlerimiz şimdiden aramızdaki kıpırtıların baş göstermesine sebep olmuştu.

Yüzünde beliren can alıcı gülümsemesi ve belimi sımsıkı sarıp bedenimi kendine çeken kollarıyla Kaptan'ımın sonunda uyandığını anlayabilmiştim.

Hiç vakit kaybetmeden yapıştığım dudakları aramızdaki dürtü ve duyuların yarattığı etkiyle daha ilk andan derinleşmeye başlamış bizim birbirimizde kaybolmamıza sebep olmuştu.

Öpüşmemizin arasında dudaklarını az da olsa çeken Atlas ela bakışlarını mavilerime dikmiş ve hemen ardından üstümdeki yerini almıştı. Bacaklarımı açıp onu ait olduğu yere alırken sürtünen bedenlerimiz neredeyse aklımızı başımızdan alacak kadar güçlü bir duyuyla doluydu.

"Bu nasıl güzel bir uyandırılma şekli."

Atlas'ın keyifli ifadesine ve arzudan koyulaşmış elalarına bakarken mutlulukla sırıtmış önce burnuna sonra da dudaklarına öpücüklerimi bırakmıştım.

Denizkızı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin