Mermer sütunların arasında ; dikdörtgen ve üstü açık bir avlunun ortasında ki büyük ve yine dikdörtgen havuzun başında bir davet veriliyordu. Avlunun etrafında kafalarında pahalı peruklar ve ipekten elbiseler giymiş beyaz tenli kadınlar, oradan oraya devamlı bir şeyler taşıyan dünyanın her ırkından köleler , siyasetçiler , büyük tüccarlar , hararetle sohbet ediyor , kimisi gülüyor , bazıları kucaklarına bir kaç zevk kölesi almış şarap içerek kendilerinden geçiyorlardı. Bu kadar karışık ve gürültülü bir ortamda en dip köşelerinden birinde , bir adam yanında ki iki lejyoneriyle oturmuş daha sakin görünüyor ve yanında oturan kadınla yavaştan bir şeyler konuşuyorlardı.
Sakince oturan adam karısıyla konuştuğu sırada birden elindeki şarap kadehini sertçe önündeki masanın üzerine koydu.Kadehi sım sıkı sıkıyor ve karısının söyledikleri karşısında kendini tutuyor gibi gözüküyordu.Kadın kocasına "Marius ; Dacia bölgesinin sınırında Roma İmparatorluğu adına hemde senatonun emri olmadan bir ihlal yaptın . Evet şansın yaver gitti , senato bunu onaylamakla kalmadı seni basit bir şehir valisiyken birden bire Konsül(Eyalet yöneticisi ) olarak atadılar .Tabi bu duruma neden olan kuzenin Drusus'un İskitya'ya doğru yapacağı yeni sefer olduğunu unutmamalısın. Kiminle ne konuştuğuna dikkat et kuzeninden nefretini gizle. Fısıltılar çabuk yayılır..."
"Sus be kadın , ben neyin neden olduğunu çok iyi biliyorum . Sonunda hak ettiğim şeyi aldım Olivia ve artık daha fazlasını almanın vakti geldi. İskitya sadece bir araç ,esas hedef İskitya'nın güneyinde ki Kimmeryalıları yok etmek. Bize o limanlar lazım . Karadeniz ticareti komple bu bölgeye akacak ve o zenginliği istiyorum. O bölgenin benim himayemde olmasını istiyorum. "
"Marius !! seni kibirli piç , evlendiğimiz zamana küfür ediyorum. Daha oğlumuzun ölümünden 1 ay geçmemişken , sen savaştan topraktan zenginlikten söz ediyorsun !! Elde ettiğin şey neyine yetmedi gelirimiz 2 katına çıktı ve 2 kat büyüklükte bir villa , dur artık Marius ."
Marius karısı Olivia'ya baktı ve gülümsedi "Oğlumuz elde etmemiz gereken güç için ; savaş tanrısı Mars'a ödediğimiz bir bedeldi.Şimdi benimkinin iki katı bir Lejyonla gelen adi kuzenimin Lejyonuna dahil olma zamanıdır. Konu çıkarlarımız olduğunda geçici ve sahte ama yararlı ittifaklar yapmak gerekir . Olivia benim ipek saçlım , lütfen hanemizin yükselişinin önünde durma olman gereken yerde kocanın yanında ol ve bu davetin tadını çıkar ." dedi .
Olivia sahte bir gülümsemeyle Mariusa "Haklısın kocacım , abartıyorum ." dedikten sonra ayağa kalktı ve " Davetlilerimizle ilgilenmem gerekli bütün gece burada heykel gibi dikilmek doğru olmaz ." dedi ve eğlenen kalabalığa doğru ilerledi.
Marius ellerini çırptı yanına iki tane kadın köle geldi. Bu kadınlardan birisi siyah tenli diğeriyse beyaz tenli ve kızıl saçlıydı. Marius kadınları kucağına oturttu ve kadehindeki kırmızı şarabı kadınlardan beyaz tenli olanın göğsünün üzerine döktü. Kadının elbisesini sıyırdı ve göğüslerini öpmeye başladı.Hem şarabın tadını alıyor hemde kadının göğüslerinin tadına bakıyordu. Kadının göğüsleri çok büyük olmasa da dik ve sertti. Daha sonra siyah tenli olan kadının kalçalarına ellerini götürdü. Siyah tenli kadının mavi elbisesinin etek kısmını sıyırdı ve elini siyah ve büyük kalçaların tam arasına yerleştirdi. Siyah tenli kadın Mariusun boynunu öpmeye başladığı sırada beyaz tenli kadın elini Marius'un beyaz renkli togasının altına daldırdı ve Mariusun kasıklarında elini gezdirmeye başladı. Marius'un bu oynaşmadan keyif aldığı her halinden belliydi. Siyah tenli kadın köle daha sıkılgan davranırken, beyaz tenli olan köle artık bundan zevk alır gibiydi. Marius herkesin bütün bunları izlediğini bilmesine rağmen oldukça rahat ve mutlu görünüyordu. Zaten davetlilerden de umursayan kimse yoktu.
Yaşlı bir Romalı yemeklerin dizildiği masanın kenarına bir Erkek zevk kölesi yatırmış onunla ters ilişkiye girerken , başka bir adam kendi karısının başka erkekler tarafından becerilmesini izleyip kahkahalar atıyordu. Davet bu kadar ahlaksız iken Marius'un bütün bunları yapmasından kim rahatsız olacaktı. Romalı yüksek sınıfının hayatında bu tür olaylar alışılmadık değildi hep vardı.
Bir sürü insanın çırılçıplak yüzdüğü avluda bulunan havuzda da olanlar pekte masum şeyler sayılmazdı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Roma .. İSKİTİN GAZABI
Ficción históricaBir adamın öfkesinin umut arayan bir halkın inancına dönüştüğü . Romanın bu inançla sınandığı , bolca kan ve akıl oyunlarıyla dolu bir hikaye . Bozkırın çorak arazilerinden orta avrupa'nın bol yağmurlu ve ormanlarla dolu topraklarına.... Kim bili...