Bölüm 35

66 10 0
                                    


Arabaya bindiğimizde, nereye gideceğimizi sormadım. Çeşme yoluna sapınca da konuşmadım.

Bana kızgın gibi bakması, sinirlerimi bozuyordu, ama ilk konuşan olmamaya karar vermiştim bir kere.

"Anladım, benimle konuşmayacaksın, ama neden? Aramayan sensin, ben zaman istediğin için seni aramadım, sık boğaz etmek istemiyorum ve senden vazgeçmeye de niyetim yok bilesin."

Bende yine cevap yok. Çaktırmadan yüzüne baktığım da çene kaslarının oynadığını fark ettim.

Oh olsun dün gece uykuma mal oldu.

Urlaya girip, sahildeki bir balık pişirici de durduk. Arabadan inmeme imkan yok, her yanım titriyor, ellerim terledi, nefesim daralıyor.

Ne oluyoruz ya benim, paniğim, atağım falan yok, bu da neyin nesi. Bir arka sokakta,doğup büyüdüğüm, ama şimdi ne halde olduğunu bilmediğim evimiz var.

Benim tarafıma gelip kapıyı açtığında, "Hadi yemek yiyelim," dedi.

Eğilip yüzüme baktığında ne yapacağını şaşırdı.

"Bebeğim, iyi misin neyin var, gel elini yüzünü yıka,a çlıktan oldu bunlar."

"Ha..hay...hayır gideliiiiiiim."

Ağzımdan sözcükler zorlukla döküldü. Karaburun yoluna girdikten bir müddet sonra,denizi tepeden gören,şahane manzaralı ,huzur dolu alanda durduk.

Beni arabadan alarak, yere serdiği bir örtünün üzerine oturttu. Yok ,içi rahat etmedi anlaşılan, kendisi de oturunca beni kucağına alıp sıkıca sarıldı.

"Şimdi konuşalım, beni daha fazla merakta bırakma! Urla da olan neydi, bilmek istiyorum?"

"Ben Urla da doğdum ve büyüdüm, sonra sevdiklerimi Urla'ya verdim. Önünde durduğumuz balıkçıda çok fazla anımız vardı.

Şimdi, ben tek başıma anıları taşıyamıyorum. Özür dilerim, seni üzmek istemedim,elimde olan bir şey değildi, İlk kez başıma böyle bir şey geldi. Af edersin."

"Ah benim bebeğim, ne olur, özür dileme. Asıl sen beni affet,Urla da yaşadığını biliyordum, ama böyle üzüleceğini bilseydim.

Of kusura bakma. Senin gözünden akan tek damlaya kurban olurum ben. Seni, asla bilerek üzmem."

Yalancı, dün akşam ki kadına da bunları söylediğine eminim.

"Tamam öyleyse, karnım çok aç ,hemen bir şeyler yiyeli. Yoksa şimdi açlıktan bayılacağım."

"En son ne zaman yedin?"

"Dün akşam saat altı falandı her halde, niye ki!"

"Dur bakalım, şu anda saat, bir buçuk, bu da demek ki, on dokuz saattir bir şey yememişsin neden?  Ve neden gözlerin şiş, başın o kadar çok ağrıyordu  ve anlaşılan gece uymadın,sadece ağladın.Ne- den- !?"

"Lütfen karnım doyunca konuşalım mı?"

Hiç bir şey söylemeden beni, kırılacak bir eşya gibi, özenle arabaya oturttu,kemerimi bağladı ve gaza basıp,Balıklıovaya kadar hiç konuşmadı.

Balıklarımız gelene kadar, iki dilim ekmekle, gelen salatayı yedim. Bir bardakta su içince yüzüm güldü.

Cihan,sadece boyoz gibi açtığı o güzel gözleriyle bana bakıyordu. Yüzündeki tebessüm, aşık kör eden cinstendi.




BEN UYURKEN NELER OLMUŞ bittiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin