Bölüm 11

81 10 0
                                    


Yanıma oturanın reis olduğunu gördüğümde nedense ,birden rahatladım.

"Bu kadar aksiyon  gerekli miydi?"

"Sen bizi ciddiye almadın galiba, genç bayan. Burada, hayatlar söz konusu.

Eğer düşmanını tanımıyorsan ve nereden saldıracağını kestiremiyorsan tedbirli olmak zorundasın."

Bana otur diyen kadın sesiydi,kimdi o!?

"Temizlikçi, seni merak etmiş görmek istedi ve gördüğünden de son derece memnun oldu.

Daima kendinden emin ol ,aynı anda ,her yeri kontrol et ve bunu yaparken sanki geziye çıkmış gibi davran.Bu günde benden iyi not aldın."

"Teşekkürler"dedim.

Dayımların planlarını ve stajımı,şimdilik bir ay sonraya kaydırmayı konuştuk. Ayrılmadan önce bana, kibrit kutusu büyüklüğünde,üzeri mineli ,metal bir kutu uzattı.

"Şuradaki kırmızı taş, beni aramak istediğinde dokunacağın yer. Dokun,"dedi

Elime alıp inceledim, çok zarif bir kutuydu, asla haberleşme cihazı olarak düşünemeyeceğim kadar güzeldi.

 Dediğini yapıp, kırmızı taşa dokundum. Anında cep telefonundan ses geldi. Telefonu kaldırıp bana gösterdiğinde,ağzım açık kaldı! 

Ekranda,  -Şanslı-  yazıyordu.

"Bu, ben miyim!?"

Bana bakıp gülümsedi. "Neden şanslı!?"

"Tanrı,senden bir şey esirgemediği için. Akıl ve güzellik,birlikte çok az insanda var."

İltifat, benim her zaman kızarmama neden olur. İltifat alınca utananlardanım. Bana bir dosya uzattı.

"Tatilde, bu dosyayı incele içindeki yüzleri ve özelliklerini aklına yaz. Gelince ilk sınavın bu olacak."

"Bunlar kim?" Gerçekten meraklanmıştım.

"Öylesine resimler. Şimdilik bilmen gereken bu."

"Peki, gizli mi? Dayım yada yengem görebilir, bana sorabilirler."

"Gizli değil tabi ki,hafıza testi olarak düşün,ileride çok işine yarayacak. Sana iyi tatiller."

Puffff...dosyaya baka kaldım, yine birden yok oldu. Belli etmeden etrafıma bakındım ama çoktan duman olmuştu.

Biraz daha bankta oturup denizin keyfini çıkardım.Sıcak iyice bastırmadan,Alsancak iskelesinden,Bostanlı vapuruna binip, eve gittim.

"Canımmm.. yarın çarşıya çıkıp kız kıza alış veriş yapalım. Tatil için bazı şeyler almam gerekli,hem de kordonda bir şeyler yeriz."

"Ama dayım evde yalnız mı kalacak?"

"Aman Şimal, dayını bilmez gibi konuşma. O ,benimle çarşıya, sadece flört ederken çıkmıştı."

Dayım, salona girdiğinde, bir bana bir karısına bakıp, "Kim flört ediyormuş bakalım?" dedi.

İkimizde aynı anda kahkahayı basınca,dayımın kaşları iyice çatıldı.

"Kocacım, ben flört ediyorum ne var bunda?"

Dayım söylenerek salondan çıkınca yengem arkasından koşup sarıldı. "Gel buraya, kızak kocam, eskilerden, sen ve benden, bahsediyordum Şimale."

Ertesi gün, arabayı kız lisesinin bahçesine park edip, tam beş saat yengemle eğlencesi bol bir alışveriş yaptık.

 Kollarımız dolu kordondaki balıkçıya oturduğumuzda açlıktan ve yorgunluktan sesimiz soluğumuz kesilmişti. Önce lavaboda işimizi halledip, siparişimizi verdik.

"Hadi bira içelim," dedi yengem.

"Ama ben içmem,hem sende araba kullanacaksın. En iyisi akşam balkonda,denize karşı ,kocanla iç.

Bende,koca bardak yenge limonatası içerim."

Eve geldiğimizde, dayım elimizdeki paketlere bakıp,"Tanrım beni korumuş,"diyerek güldü.

Daha gitmemize beş gün vardı,ben de her gün dosyadan bir yüz seçip özelliklerini,adını ve gerekli bilgileri beynimdeki veri bankama kaydediyordum

.Dosyada tam elli kişi vardı.

Tekneye binerken dizlerim titriyor,insanların tatilini zehir etmemek için, göz yaşlarımı zor tutuyordum.

Limandan ayrılıp odalarımıza yerleştiğimizde,telefonumdaki resimlere bakarak ağlamaya başladım.

Onları çok özledim. Bazen, içim çok acıyor bununla nasıl baş edeceğimi bilemiyordum.

Yaram hala çok taze. Daha bir yıl önce bu teknede ne güzel eğlenmiştik.

Kapım tıklanıp, yengemin sesini duyduğumda, "Geliyorum," dedim.

Dayımla, bir birilerine sarılmış, teknenin demirlerine yaslanmış, vaziyette ellerinde bir tutam papatya vardı. Hangi arada almışlardı!

"Gel buraya bakalım güzel kızım, veda zamanı.

"Dayım,sanki ağlamış mıydı!? Neyse,durumu daha fazla dramatize etmeden yanaşıp ikisine de sarıldım.

"Artık onlar için,sadece dua edeceğiz. Şimal,senin ağlaman, üzülmen onların ruhunu huzursuz eder, bunu unutma tamamı canım.

Hadi, veda zamanı annenin en sevdiği çiçekler."

Denize çiçekleri bırakıp,onlar için dua ettik ve odalarımıza çekildik.

BEN UYURKEN NELER OLMUŞ bittiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin