Bölüm 19

70 11 0
                                    


Akşam olduğunda dizlerim titriyordu.Sadece ufak bir sandviç yedim.

Su içmemeye dikkat ettim.Tuvalete bile gidecek zaman yok.

Tüm odalar dolu ve istekler bitmiyor. Bir otelde, bu kadar çok iş olacağını tahmin etmezdim. Sadece,kalmak için gidince, çalışanları düşünmüyorsunuz.

Ama bir daha tatil için gittiğim yerlerde, hep bu günü düşünüp çalışanlara daha az buyuracağım.

Şu balayı çiftine bakın hele,belli ki zenginler kız, saat başı *marka* bikinilerini değiştirip ,onlara uygun pareo ve terlik giyiyor.

Görgüsüzlüğün bu kadarı pes dedirtiyor. Adam da ağzına düşecek. Off ,

" Sana ne Şimal, sana ne, az biraz kıskançlık seziyorum sanki. Ayyy.. kendimi bile kandıramıyorum. Şu, robokop la ben, böyle olsak nasıl olur ki..edepsiz Şimal!"

"Bayan, bakar mısınız, içecek istemiştim,duymadınız galiba. Üçüncü kez söylüyorum.Hafif bir kokteyl getirin lütfen."

"Pardon,efendim hemen geliyor. "Bayanmış, asıl sen bayıyorsun kasıntı!

Mesai bitimi yok mu bunların ya, insanlık dışı bu çalışma, daha ilk günden canım çıktı. Saat gece yarısına vardığında, bahçede ve etrafta, fazla kimse kalmamıştı.

Herkes diskoya doluşduğun da rahat bir nefes alabilirim diye düşünmüştüm, ama neredeee... Bu tesiste kölelik sistemi var.

Barda, Sercan ve Alp'e yardım etmem için Ömür bey işaret etti. Ben, ne anlarım içkiden! Zaten içkiden anlamam da gerekmezmiş!

Boşları toplayıp, hoplayıp,zıplayanların arasından geçecek ve mini makineye dizecektim. Son tepsiyi aldım, dönmemle, ona çarpmam bir oldu.

Ona çarptığımı, hemen burnuma dolan kokusundan ve beni tutan o çelik kollarından anladım.

Kafamı kaldırıp yüzüne gözlerinin içine baktım. Artık kaçışım yoktu yüzünü deli gibi merak ediyordum ve yorgunluktan ölüyordum.

Tanrım, bu adam kesinlikle Yunan tanrılarından gelme, belki de Zeusun başka bir oğludur.

Ne kadar süre yüzüne baktım bilmiyorum, beni kendime getiren o hırıltılı sesi oldu.

"Pardon hanımefendi "

Müzik, o kadar yüksekti ki anlamam için kulağıma fısıldamıştı. İçimde, o güne kadar hiç bilmediğim bir duygu oluştu!

Aslında duygu demekte ne kadar doğru bilmiyorum.Dizlerim titredi, karnımdan aşağı kasıklarıma doğru bir sızı oluştu.

"Şimal, kendine gel ,kendini toparla gözlerini çek  gözlerinden, nefes al Şimal, hemen buradan git ,hadi kızım, bu adamda tehlike seziyorum."

Kendimi toparlamam için, gereken dersi kendime veriyorum, ama ilk kez başıma gelen bu durumla nasıl baş edeceğimi de bilemiyorum.

Bir gayret, gözlerimi yere indirip koşar adım tezgahın arkasına geçtim.

"Alp, tuvalete gitmem lazım."

"Tamam güzelim," diye sırıttı. Bu çocuk iki gündür, bana güzelim deyip duruyor, sinirlerimi bozuyor. 

Tersleyeceğim  ama önce biraz çalışayım. Bozulduğumu anlamadı salak. Bende, hemen kendimi tuvalete attım, klozetin üzerine oturup, başımı ellerimin aldım ve bu durumla ilgili nasıl davranmam gerektiğini, daha sakin bir şekilde düşünmeye başladım .

Fazla oyalanmadan elimi,yüzümü yıkayıp dışarı çıktığımda daha sakindim ve Zeusun oğlu ortalarda gözükmüyordu.

Alp, bozuk bir şekilde bana bakıp "Gide bilirmişsin, iyi geceler Şimal hanım."

Allah Alla , ne oldu durduk yerde bu çocuğa, aman bana ne gidip yatacağım duş bile almam.

Saat çaldığında neredeyse ağlayacaktım.Daha yeni yatmıştım ve her yerim ağrıyordu.

Acele soğuk suyla duşumu alıp mutfağa koştum. Nejat usta dün ki gibi kahvaltıyı hazırlıyordu.

İki lokma bir şeyler atıştırmıştım ki..

"Hadi balım, bana yardım ette, odaları temizleyelim," diyen Aynur ablanın sesini duydum.

"Tamam abla ,hemen geliyorum."



BEN UYURKEN NELER OLMUŞ bittiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin