BEN UYURKEN NELER OLMUŞ bitti

Bölüm 44

Reis işe başlamamı söylediğinde,bu konuyu Cihanla konuşup,konuşmama konusunda çok kararsız kaldım.

Ona her şeyi anlatmak istiyorum, ama öte yandan reise söz vermiştim, kimseye söylememem gerekti.

Cihanla aramda gizli saklı şeylerin olması ,beni rahatsız ediyor. Bir gün, öğrenirse bana olan güveni sarsılmaz mı!

İş yerimi ve saatlerimi biliyor, sadece orada mesul müdür olarak çalıştığımı zannediyor. Off bu durumu nasıl çözeceğimi bilmiyorum. Belki de oluruna bırakmak en iyisi.

Aradan geçen bir ay hayatımın daha düzenli olmasına yardımcı olmadı.

Cihan, çok sık seyahate gittiği için onu çok özlüyorum. Tabi bu arada evimde kalıyorum.

Her seyahat gidişinde evindeki yastığını alıp geliyorum. Hiç olmazsa kokusunu içime çekerek bir nebze olsun huzurlu uyuyorum.

"Bak, seni kiminle tanıştıracağım. Bu hanım temizlikçi, onu tanımanı istedim, senin burada olmadığın zamanlarda o yerine bakacak."

Reisin tanıştırdığı hanım beyazlar giymiş bir melek gibi görünse de gözlerindeki soğuk bakışlar üşümeme neden oldu.

Kadın bakışlarıyla kar yağdırabilir.Elini uzatıp,"Gel tanışalım artık,"dedi.

Yüzüme yerleştirdiğim sahte bir gülümsemeyle,"Memnun oldum hanımefendi,"dedim.

"Kalabalık olmadan sana lokali gezdireyim,"deyip, reis, kolundan tutup resmen çekiştirdi. Her halde o da aramızdaki soğukluğu fark etti.

Aslında, güzel bir kadın, boyu benden en az beş altı santim daha uzun. Sarışın ve açık mavi gözlü,Hani * -yılan gibi tıslıyor-*derler ya, konuşması aynı öyle.

Hayatta sevmediğim ve hoşlanmadığım fazla insan olmadı. Ama  sıralama yapacak olursak bu kadın ilk sırayı kesin alır.

Gezi bitince, yanıma gelip kuruldu. Reis, ona da daha önce bana anlattığı şeyleri anlattı. Masalar yavaş yavaş dolmaya başladığında, dışarıya çıkıp, şefle birlikte insanlara hal hatır sorup, hoş geldiniz dedik.

Toplantı odasında,on iki kişilik bir masa hazırlatmıştım, davet, üst düzey bürokratlar ve iş adamları içindi.

Menüyü bir hafta önceden hazırladım.Gelenlerin hepsini inceleyip araştırdım. Artık, üyelerin dosyalarına ulaşabildiğim için zor olmadı.

Odama gidip, temizlikçinin yanına oturdum. Kadın, beni tek kurşunla öldürecek gibi düşmanca bakıyordu. 

Aaaman , istediği kadar baksın, aklı sıra bana üstünlük taslıyor. Bende inadına her fırsatta onun gözlerine baktım.

Toplantı odasına yoğunlaştığımda, yüzünü göre bildiklerimin, dudaklarından okuya bildiğim kadarıyla, tamamen ticari şeyler konuşuyorlardı.

Kadın, sonunda sıkılıp yanımdan kalktı. Reisi arayıp, gitmek istediğini söyledi ve hiç bir şey söylemeden çekip gitti. Oh be şükür.

"Reis, bu kadının nesi var?"

"Seni biraz kıskandı galiba, eeee ne de olsa kırkına merdiven dayadı. Aslında iyi kadındır,sen ona fazla takma."

"Adına uygun kokuyor."

"Nasıl?"

"Şey..! yani hastahane gibi, ilaç gibi kokuyor. Kadınsı bir kokusu yok .Varsa da ben alamadım."

"Belkide, beyaz giyindiği için sana bunları çağrıştırdı. Gayette parfüm kokuyordu."

Tüm bunları söylerken gözünden geçen şeytani ifadeyi, bir an yakalar gibi oldum.

Acaba aralarında her hangi bir yakınlaşma var mi!  Of ya, düşündüğüm şeye bak ,bana ne, iki yetişkin ve bekar insan.