Bölüm 41

71 10 0
                                    


Odanın içine yayılan müzik öyle huzur verici ki, kendimi bir an göklerde hissettim. Cihan,sabırla beni soyarken, bir an bile gözlerimden gözlerini çekmedi.

Çıkardığı her giysinin, yerini öpüyor, okşuyor, sonra dudaklarımız buluşuyor. Tek tek ,tüm çıkardığı giysilerde, aynı şeyi uyguladı.

Tüm bu okşama ve öpmeler bacak aramın ıslanması ve uyuşması ile sonuçlandı.  Aslında buna çok şaşırdım.  Şimdiye kadar hiç yaşamadığım ve bilmediğim bir şey olduğu için, normal mi diye kendimi sorgulamaya başladım.

Sıkıntımı anlamış olacak ki.. "Ne oldu meleğim, neden huzursuz oldun,"dedi.

Neler hissettiğimi ve bunların normal olup olmadığını sordum. Utanmıştım,*bu kadar cahil olunur mu!*  diye düşüneceğinden korktum.

Kim bilir, ne tecrübeli kadınlarla birlikte oldu.

Off.. düşüncesi bile midemi bulandırıyor. Kıskanç olduğumu bilmezdim,gerçi kıskanacak kimsem de olmadı.

"Bana bak, Şimal lütfen, gözlerime bak. Tüm bu yaşadıkların çok normal. Eğer, bunlara yaşamamış olsaydın, o zaman sorun var, beni arzulamıyor diye düşünürdüm.

Senin hissetiklerinin, kat be kat fazlasını hissediyorum, çünkü seni istiyorum. Hayatımda hiç bir şeyi ve kimseyi böyle istemedim. Benden utanma meleğim."

"Seni istiyorum, Cihan Hanzade, sonsuza kadar senin olmak istiyorum. Beni kendinin kıl. Kendini de, yalnız benim."

Dalgaların ninnisi, ayın,ışığı ve teknenin beşiğine, birde Cihan eklenince, sonsuza kadar yerim burası diye düşündüm.

Sabah, kalçalarıma dolanmış bacak ve göğüslerimi kapatmış ellerle uyandım. Her yanımda, özellikle, malum yerimde tatlı bir sızı vardı.

"Günaydın,bebeğim, azcık daha uyuyalım mı?."

"Sen uyu ,benim tuvalete gitmem gerekli."

"Olmaz kollarım üşür gitme."

"Komik, Temmuz ayındayız,Cihan bey."

"Sen yanımda yoksan, bana her yer, her ay kış, bilmiş şey."

Kıkırdamamı bastırmadım. Sıçrayarak, yataktan kalktım.Hala mızmızlanıyordu. Tuvaletimi yaptım, dişlerimi fırçalayıp banyodan çıktığımda, kollarını kavuşturmuş, kapının önünde beni bekliyordu.

Yani,hangi adam uyku mahmurluğunda bu kadar yakışıklı olabilirdi ki! Gerçi, kıyaslama yapamam,  ama bence hiç kimse. 

"seni canımdan çok seviyorum Cihan Hanzade, ama sen bana söyleyene kadar, bunu sana söylemeyeceğim."

Kollarının arasına sokulup kokusunu doyasıya içime çektim.

"Sana yeniden sahip olmak istiyorum, ama canını yakmaktan korkuyorum. Gerçi yaktım ,bunun için özür dilerim meleğim,elimden geldiğince.."

"Tamam, bu konu kapanmıştır yakışıklı, sana olan tutkum, canımın yanmasından daha çok olduğu için, unuttum hadi benim ol."

Sabah seksinin bu kadar güzel olduğunu bilseydim, daha önce denerdim. Birbirimizin kollarında yeniden uykuya daldık.

Kahvaltıda uzun zamandır yemediğim kadar yedim. Sedat kaptan, Cihanla birlikte yeni rota için konuşurken siyah bikinimi giyip geldiğimde Cihan tek kaşını kaldırarak bana baktı.

"Neee?"

"Bunu başka yerde giymezsin, değil mi sevgilim?"

"Bana ne dedin?"

"Bunu başka.."

"Hayır en sonunda ne söyledin?"

"Sevgiliiim"

"Bunu her saniye duymak istiyorum. Daha önce duymadım ve ne zaman duyacağımı ,hep merak ettim. Demek kısmet bu güneymiş."

"Sevgiliiim ,daha önce de söyledim. Sadece sen duymadın. Sevgilim olmaya karar vermemiştin. Söylersem kaçarsın diye düşündüm."

"Keşke söyleseydin, o zaman hemen sevgilin olurdum."

"Gerçekten mi?"

Şimdi gülme sırası bendeydi.

"Cihan, bak aklıma ne geldi. Dün gece biz korunmadık ya, hamile kalırsam, aman neyse bir hal çaresine bakarız."

Gözleri bir anda gece karasına büründü. Ama beni korkutamadı.

"Nasıl hal çaresiymiş bu küçük hanım?"



BEN UYURKEN NELER OLMUŞ bittiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin