Bölüm 7

88 11 0
                                    


Vizeler,finaller derken yarı yıl geldi çattı.Reis beni bir daha aramadı.

Bana okumam için verdiği dokümanlar,daha çok yaptıkları işlerle ve çalışma şartlarıyla ilgiliydi. Açıkçası fazla sarmadı.

Dayımı arayıp,geleceğimi bildirdiğimde, çok sevindi. Yengem gitmiş, yalnızlıktan sıkılmaya başlamış.

Gerçi üç gün sonra o da gidecekmiş, ama olsun.

Sıla, son hafta evdekilerden izin alabilirse, yanıma geleceğini söylediğinde çok sevindim. Kucaklaşıp ayrıldık.

Terminale geldiğimde bizim okuldan çocuklara rastladım. Her kes,neşe içinde,eve gidecekleri için heyecanlıydı.

İzmir yolcusu kalmasııınnn...diye seslendiğimde, gülerek otobüse doluştuk.

Yolculuk, gırgır şamata tam bir eğlence havasında geçti. Zaten kısacık yol. Terminalden taksiye  binip, evin önünde  indim.

Güzel İzmir im kışı bile güzel, ben bu şehre aşığım. İçinden sevgi ve deniz geçen kaç tane şehir var!

Dayım kapıyı açtığında,adeta üzerine atladım. "Canııım çok özledim."

"Güzel kızım benim, bende seni çok özledim."

Dayım, öyle sevgisini fazla göstermeyen,içten içten seven insanlardan.

Gözlerinde hep sevgi ve şefkat gördüğümden, içim ona baktığımda bir başka ısınıyor.

Odama gidip duşumu aldım, üzerimden yol kirini atıp tazelendim.

"Çayı şimdi demledim. Sana ,boyoz ve İzmir tulumu da aldım, istersen yumurta da haşlayalım, boyoz ağlamasın!"

"Boyoz, yaşasın, dayım seni de , bunları da çok özledim.

Dayı, boyozu , Sefaradların buraya getirdiği doğru mu?"

"Evet, 1492 yılından sonra ,İspanyadan kovulan Sefarad yahudilerinin yaptığı mayasız bir hamur işi."

"İyi ki İzmir'e gelmişler. Zaten benim şehrim çeşitli kültürlerin karışımı olduğu için, daha güzel değil mi!"

"Tamam çok özlemişsin onu anladık. Giderken yanına 100 tane boyoz koyacağım.Şimdi,neler yaptığını anlat bakalım.

Yazdan bu yana görüşemedik. Aralarda gelmem diye tutturuyorsun. Ayda bir gelsen, bu kadar laf birikmez."

Acaba dayıma sorsam mı! Şu reisin bana söylediklerini."Nereden biliyorsun derse ,"ne cevap vereceğim.

Yok sormayayım. Hem ne dedi, "Kimseyle konuşma. " İyi ,bende konuşmam,!ama meraktan da çatlayacağım .Adam aramadı da!

"Hey, yanıma dön, yine nereye gitti o güzel kafan?"

"Son hafta Sıla, "Gelirim belki" dedi de,onu  düşünüyordum."  *Yalancı Şimal*

"İyi bizde kalırsınız, ben üç gün sonra gideceğim. Ev size kalır. Zaten Ayşe," Hiç tatil yapmadık," diye yakınıyordu.

Belki,kayak yapmaya gideriz."

Uzun zamandır,ilk kez, huzurlu bir uyku çektim. Sabah kalktığımda,dayım mutfakta kahvaltı hazırlıyordu.

"Günaydın dayıcığım."

"Günaydın güzellik. Bu gün ne yapmayı düşünüyorsun?"

"Liseden arkadaşlarla ,Reyhanda buluşup ,biraz oturur,sonra sinemaya,yemeğe falan gideriz."

"Hangi arada, organize oldunuz yahu...! Bu gençlerin hızını  aklım almıyor,ne hız be!"

"Dayıcığım, hız çağında yaşıyoruz ya, ondan. Baksana, sevgiden, dostluktan, teknolojiden, hızla bıkıyor, yerine yenilerini koyuyoruz. 

Ama senin bir planın varsa, hepsini anında satarım.Sen bir numaram sın."

"Hadi, hadi gönlünce eğlen. Final notların nasıl soramadım. Ortalaman kaç?"

"Sanırım ortalamam 97, finalleri tabi ki geçtim! Birde soruyorsun, çok gücendim!"

Arkadaşlarımı da çok özlemişim. Liseden sonra, her birimiz farklı üniversitelere gitsek de ,ara tatilde ve yaz tatilinde hep bir arada olmaya söz vermiştik.

Bu zamana kadar, fire vermeden devam ediyoruz. Eskiden daha çok bizim Urladaki evimizde toplanır, gezi planlarını orada yapardık.

Babam, "Çete iş başında" diye bize takılırdı.

Beş kız ,üç erkek, hiç ayrılmadık. Gerçekten, kardeş gibi, daima bir birimizi kollayıp, kayırdık.

Günün nasıl geçtiğini anlamadan, akşam olmuş eve dönme vakti gelmişti.

Nereye gitsek, hep takip ediliyormuş hissine kapılıp devamlı sağa sola bakmam, Nagihan'ın dikkatini çekmiş olacak ki.. "Ne oldu kuzum, neden tedirginsin?"  dediğinde , ne söyleyeceğimi şaşırdım.

"Yok bir şey, özlemişim de ondan, etrafa bakınıyorum" * Yalancı Şimal*

Konağa kadar yürümeye karar verdikten sonra, ayrıldık. Kordonu çok özlemişim. Hava hafiften ısırıyor ama ne gam.

 Denizi içime çeke çeke yürüyorum. Arada durup, gözlerimi kapayıp İzmir'i dinliyorum.

Tam öyle bir ara vermiştim ki.. "İzmir'i çok mu özledim?"

Ürpererek gözlerimi açtım! Tahminim doğru, reis yanımda, elindeki gevreği, koparıp koparıp martılara atıyor.




BEN UYURKEN NELER OLMUŞ bittiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin