Bir Büyük Yangın Devirdik Biz Bu Gece

498 150 337
                                    


  Kalbimizin ne kadar sahibi biz olsak da her zaman başkaları fethetmiştir.
Biz bu gece bu genç ile çok derinlere inmiş dik ve anlatmıştı üçüncü kadeh den sonra herşeyi . İlk buluşma ilk gül ve her ay aynı gün farklı gül.
Ve dolan bir yılın gecen her ayı hatırlatacak on iki gül. Bu güller ne çok çekmiştir aşk dan beyazı ayrı sarısı ayrı kırmızısı ayrı.
  O gece öğrenmiştim bu gencin aslında o gün güllere gözleri dolduğunu . Konuştuğumuz her cümlenin sonunda bu genç sevdiğini arıyordu fakat açmıyor du. Buna şahit olmuştum. Ne bir kelime ne bir açıklama .. Bu genç kendimi fazlasıyla hatırlatmış tı bana.
- Biter mi aşk gidince sevilen ?
- Büyümez mi yangın her gece bir kadeh de
  Bu  ruhumu bir şişe içinden çıkarıp bedenime geri sokuşumun bilmen kaçıncı gecesi idi bilmiyorum lakin bende üç duble kıvamına geldikten sonra anlatmıştım Orhan a neden onu bu gece bir şişe yangına ortak ettiğimi metrobüs ten bu yana nasıl bir bakış açısı ile onu  gözlediği mi
- Kafamız kendimiz den güzeldi bu gece..
Saatin farkına varmadan metronun son seferini kaçırdığımızın farkına varmıştık . Benim tuzum kuruy du. Saki idim ve işim akşam üzeri başlıyordu fakat bu genç öğrenci idi erken dönmesi gerekiyordu. Dostuma doğru son kadehlerimizi kaldırdıktan sonra daha önce olduğu gibi benim defalarca kaldığım her zamanki pansiyona doğru yol aldık.
- Biz bu gece bir şişe yangın devir dik.
Neden giden en çok akla gelir...

   Pansiyona vardığımız da iki ayrı oda tuttum . Yetkili yi tembihledim bu genci sabah sekizde uyandırması için. Odalara varmadan genç döndü bana dedi ki;
- ağabey sabah denk gelemez isek her şey için teşekkür ettiğimi bilme ni isterim ..
- Asıl ben teşekkür ederim bana beni hatırlattığın için uzun zamandır benden habersiz yaşıyor dum.
- Hikayemiz çok ortak be abi ,gelecek miş gibi yapıp gelmemek.. aşk bu değil be abim .
- Bilirim Orhan ım bilirim . Aşk yalnızlıktan kısa bir cümledir. Fakat yalnızlığa kıyasla anlatılabildiğin de en degerli cümledir. Sahi sormayı unuttum adı neydi gülleri öksüz bırakanın Orhan ım ?
- Gül 'dü ağabey
Derin bir of çekmiştim .
- O sana güldü fakat ellerinde solup gidenlerin adı da Gül' dü.
- Haklı sın ağabey o  bu gün benim ellerimde soldu.. Olur ya karşılaşamaz isek nasıl bulacam seni ? Ağabey .
- Ben her Salı aynı yerde aynı saatte aynı masa dayımdır ölmez isem. Dedim
- Peki ağabey ben gelirim yanına muhakkak . Bana senin gibi insanlar lazım acım büyük . Acın büyük. Olur ya bağları koparmayalım olur mu ?
- Koparmayalım Orhan ım bu düğümü söküp atmak uzun mesele. Dedim
- İyi uyku lar ağabey deyip girdi odasına.
  Ben o kapı sesini duyduktan sonra içim sız lamış tı. Girdim odama kafa mı yastığa koydum fakat aklımda son çekip gidenin ardında bıraktığı anılar canlanmıştı . Ve uzun zaman sonra damarları ma depoladığım  sarhoşluğumun gözlerim den damla damla süzüldüğüne şahit olmuştum.
İnsan neden gider ki ? Sevgi den değerli ne olabilir ki bu hayatta ? Biz fazlası ile vermiş tik oysaki ..
 
   Aklıma geliyor benim o hava alanında gelmeyeceğini bile bile bekleyişim ,göz yaşlarım . Bana aciz gözü ile bakanlar. Hayal edilen umutlar , onsuz geçen günler , sonsuz gelen yalnızlık, ve o gencin dolan gözlerinde canlanan anılarım .
Aradan yıllar geçmesine rağmen yalnızlık dışında kaleme alma dığım hiç birşey... Geçen boş yılların beni kaleme ve kağıda bağla ması  hiç bir şeyi onarma mış tı oysaki .Gözlerim den düşen aklıma damlıyordu her cümlede..
  Sabah olmuştu ben on buçuk gibi uyanmış tım . Çıkıp resepsiyona genci sordum sabah sekiz buçuk gibi çıktı dediler. Odama dönerken kapı mın altında bir not buldum sanırım Orhan bırakmıştı ..
- Ağabeyim öncelikle herşey için teşekkür ederim .Okulum var erken dönmem gerekiyor . Gül bana mesaj atmış ben uyur iken , hayatında başkası olduğunu bana senden daha çok değer verdiğini yazmış . Sanırım ben bu gün son kez okuluma gidip arkadaşlarım ile vedalaşıp . Eve dönüp ailemi göreceğim . Ben senin gibi olamam ağabeyim . Ben sevmesini bilirdim ama yazmayı hiç beceremedim .Bu gece , dün onun ile buluşacağımız saatte kalbime bir bıçak saplayacağım . Hakkını helal et olur mu..? Bu kalp bu şekilde sevgiyi gösteremediyse at masada olur be ağabeyim..
Kanım donmuştu ne yapacağımı bilemedim . Sadece aynı semte metrobüse bindiğimizi hatırlıyor dum bu genç ile. Hiç birşey yapamamak . Göz göre göre bu genç bir Gül dikeni uğruna kalbini feda edecek idi.
Hiç birşey yapamayacağımın farkındaydım..
  O gün işe gitmemeye karar verdim patronuma mesaj atıp cenazem var dedim ve gelemeyeceğimi ekledim.
Pansiyon dan çıkıp avel avel dolanmaya başladım Karaköy'ün o mahur sokakları bana aklımın bile sığmayacağı kadar dar geliyordu. Böyle mi bitme li her aşkın sonu ? Biri ölme li mi ?
Peki ben neden ölemedim ? Ruhuma bu işkenceyi bu dünyada bedenimde neden bahşettim? Ayrılığa,yalnızlığa yazdığım her cümle bana bir ömür mü idi..? Yürüdüğüm yolun sonu yine kadim dostuma çıkmıştı biraz erkendi fakat ben kahvaltıdan önce başlamıştım içmeye aynı masada farklı kafada...
Kadehi mi kaldırıp kadim dostuma doğru;
-Bak gördün mü . Ne yaralar aldıkda yıkılmadık.. Bak gördün mü bizim bizden başka kimsemiz kalmıyor yalnızlığa.. bak her yürek katlanamıyor ayrılığa. Şimdi sen söyle dostum bu genç bir sevda uğruna dünyada katlanamayacağı cehennemi ahitette çekmeyemi gidecek ?
Saki bu yakaraşımı duymuş olsa gerek gelip yanıma ;
- Bir sorun mu var efendim . Dedi
- Yok birşey her zamanki ben işte dememle gitmesi bir oldu.
Hemen sağımda fransız bir çift oturuyordu . Konuştuklarından pek birşey anlamıyordum fakat her kadehlerini kaldırdıklarında ;
-alâ vötre (şerefe) diyorlardı
Neyin şerefine ? Kimin ahı dır bu ayrılıklar . Bir ve iki kendine yetmiyormuş gibi araya üçün girmesi ve uğruna feda olan hayatlar..
Dün gece Bu Karaköy'de aramıza bir yalnızın daha katıldığını düşünmüştüm . Kadim dostum Galata Kulesi ve benim arama bir yalnız daha..
Fakat bu genç toy olduğunu ilk günden belli etmişti. Bu olay beni çok derinden etkilemişti..
Saat akşamın sekizi olmuştu kafam zil zurna mey hoş. Akşam haberlerinde üçüncü haber olarak bir intihar haberi konu aldı . Kalbim titre mişti..
Orhan .. gerçekten kıymıştı canına...
Kendim için bile ağlayamayan ben oturduğum masada cümle seline boğulmuştu gözyaşlarım.
Daha fazla dayanamayıp kendimi aynı pansiyona attım yine ... O gece Gülleri karaladım not defterime..
- Gül' ü dikeni ile sevecek adamı toprağa gömdü kokun..
Yalnızlık  kalabilmeyi becerebilene yakışıyor.
Ölmek ise her yiğidin harcı değil...
Bin kere ölmeyi yaşamak sanır dım . Bir kere öleni görmeden aşkı uğruna..

 Bir kere öleni görmeden aşkı uğruna

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karaköy'de İki Yalnız ( Kitap Oldu )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin