Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer..

207 50 114
                                    

-Rüzgar saçını süpürse mest olur bakışlarım...

Bir izmaritin ucunda yanıp sönen hikayemin kül tablasına gömülen hazin sonuna sarfetmiştik cümleleri.
Bazen kültablasında söndü sandığımız izmaritin ucunda görmeyi es geçtiğimiz bir katre ateş kalır . İşte öyle bir can çekişme faslını şekillendirdi zihnimizde birbirimize anlattıklarımız.
Çakmağımın taşını iyice eskittikten sonra havanın o naif ayazı bize akşam vaktini hatırlatmıştı.Geri dönmesi gerektiğini söylemişti . Bense soramadım bile bir daha ne zaman birlikte içimize çektiğimiz dumana dert yükleyip gökyüzüne üfleyebiliriz diye. İskeleye kadar eşlik ettim ona . Hava kararmış,gece siyaha bürünmüş fakat gözleri halâ bir balığı aldatacak derecede derin ve mavi idi .
İnsanlar bazen yeni bir defter açıp kara mürekkeple tertemiz bir sayfaya başladım der.
Bilmiyorum böylemiydi benimkisi yada karalanmış bir defteri beyaz mürekkeple kirletmekmi idi.
Evli imiş ve iki çocuk annesi . Bunca güçlü görünmesinin sebebinde çocukluk yatmıyordu belliki . Neden bilmiyorum ama ona bakınca alangirli sözler söyleyip etkilemek gelmedi içimden . Zaten başaramazdım . Çünkü ona bakarken kurduğum her cümle ne kadar benim kara hikayemi zihnime kazısada bir şiir'in sonuna kafiye olabilicek cinstendi.
İlk kez akşam vakti Karaköy sokaklarında olupta kadim dostumu ziyaret etmeden eve dönüş yoluna koyulmuştum. Zaten onu bir kuru özür ile ikna edemeyeceğimin farkındaydım. Eve dönmem gerekti. Ters giden ne varsa düzeltmem gerek. Bana kendimi hatırlatacak bir şeyler yapmam gerek.
Metrobüse vardığım da hali hazırda hiç boş yer olmadığından kulaklığımda çalan insaflı birkaç müzik eşliğinde dikiliverdim bir köşeye .
- İnsanlar nerede?
Sadece bir kalabalıktan ibaret gördüğüm kadarıyla bulunduğum metrobüs.. o büyülü sosyal medya hesaplarına kafayı gömüp kaybolan zihinler görüyorum. Kimsenin bir köşede birikmiş bir gün bir yerlere yazarım edası ile sakladığı bir kaç cümlesi yoktu sanki.Mutluluğu o bir buçuk saniyede yakalanan fotoğraf karesinde kalmış suretler . Ve daha nicesi. İnsanlar nerede?.
Mezarlığıma vardığımda düzeltmeye başlayacağım bir çok şeyin olduğunu farkettim. En başta ayağıma her gün bir çentik atan kırık rakı kadehleri.. Onları bir yenisi daha eklenmeden kaldırdım ayağıma battığı yerden. Masamda biriken not kağıtları. Onlarında hesabını dağıttığım gibi temizlemekle ödedim. Yatağımın baş ucunda duran içinde emektar not defterinden kalan son yaprağa yazılmış ölüm fermanım olan şarap şişesi. Ve suretimi aynadan saklayan sakallarımın üç bıçaklı bir jiletle lavaboya dökülmesi. Sanırım artık mezarımda herşey değilde birkaç şeyde olsa yoluna girmişti.
- Yaralara bak bu biri değil birilerinin...
Kendimi yeni bir yaraya daha hazırlamış gibi hissetmeme sebeb olmuştu bu hali hazırda tavrım .
Sütten ağzı yanan kedi kabının yanından geçmezken ben kabı ağzımda götürüp sütün önüne koyuyordum adeta. Uzun zaman kaleme ve kağıda bile dökmezken içimi onun la konuşmak bana beni hatırlatmıştı unutmuşken bile aynalar suretimi..
Bir yorgunluk kahvesi yaptım kendimce . Bir kırk yıl daha kahrımı çekercesine..
- Nasılda kokuyor ..
İş vakti yaklaşıyordu . Ceketimi alıp çıkarken çalışma masamda bana bakan ambalajı hiç açılmamış bir not defteri bana bakıyordu.
- Biliyorum Gözlerin sol cebimdeki yerini gözlüyor.
Kendimle olan tabuları yıkıp onu aldım masadan ve yerine koydum . Uzun zaman sonra cümle kurmaya heves edişimdi bu benim ve o cep ,emektar not defterimin tek mirası kalemimin yolunu gözlediği..
Kapıyı kilitleyip çıkmaya teşvik ederken arkamda birden apartmanın kapıcısı Rüstem beliriverdi .
- Birinemi bakmıştınız ağabey ? Dedi.
Bir an beynim durdu ;
-Ne ? Nasıl ? Rüstem benim lan benim .. dedim
- Şey ağabey tanıyamadım şeyden dolayı
- Biliyorum Rüstem biliyorum . Bende tanıyamadım inan kendime çok yabancı geldim..
-Nasıl ağabey ?
-Mezarım diyorum Rüsteem sana emanet ben işe geçiyorum.
-Başüstüne ağabey kolay gele..
Hafiften bir yağmur çiseliyordu dışarda . Yeniden ıslanmak için güzel bir gün.

Karaköy'de İki Yalnız ( Kitap Oldu )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin