Hikayemi az çok anlamışsınızdır. Kurulu bir düzene oturmuş hatalarımın karşımdan, ters yönden gelen hayallerimin sadece yanımdan geçmesi üzerine dayanmış bir hayattı benimkisi.
- Uzun zaman oldu bu sokaklarda gölgeme eşlik etmeyeli..
Arkamdaki çiftin tartışma seslerine ne kadar kulak ardı etmesemde kadının sinirinden aldığı nefes ensemi ısıtıyordu adeta. Daha kafamı çevirip bakmadım fakat şimdiden içimde mırıldanır oldum bir kaç dize laf kalabalığını.. Laf kalabalığı ? Tabi ya şiir , şiirler .. Onları yazmayalı uzun zaman oldu olalı dilimde yeni adı olmuştu şu bir satırı dolduramayan cümlelerin.
- Bir kadın ancak sevdiğini haykıracak derecede sesini yükseltmeli, göz yaşı dökmemeli. Erkekler ağlamaz derler hikaye! Bir kadının göz yaşına bin erkek ah etmeli.
Daha fazla dayanamayıp dostumla barışma randevusunda aramıza giren su huysuz çiftin kavgasına kafamı çevirip göz atma niyetinde bulunmak uzereyken seslerin kesildiğini duydum . Hali ile vazgeçtim . Beni kendimle baş başa bırakan sessizliğe doğru tekrar bir bakış attım. Şu sigara tiryakiliyi misali elimi her sol cebime atıp not defterime doğru yönelttiğimde onu yerinde bulamadığımda direk sigara paketine götürür oldum hiç indirmeden. Hayat çift şeritli ve virajlı yollardan ibarettir. Direksiyon ne kadar senin elinde olsada . İstemsiz tabelalara uyup kendini her zaman ters şeritte bulursun. Ve hiç bir zaman kolay U dönüşü yapma fırsatı vermez asla. Yaşadığın gün sayısıda sarfettiğin kilometredir şu hayatta
- Hatalarınla yaşayıp akışına bırakmak gerekiyor bazen herşeyi . Seni alıp götüren bu akışkan hayatın hangi hata denizine dökeceği meçhuldur her zaman.
Sigaramdan son dumanı aldıktan sonra gözümün önünde savrulan dumanlar arasından göz göze geldik dostum Galata kulesi ile. Garip bir ses duydum biri Denize tükürüyor gibi ama dur öyle değil . Kafamı çevirip sol tarafa baktım . Güneş sanki yeryüzüne inmiş gibi parlıyor yanımda, saçları o derece gözlerimi aldı birden bire .
-Sanırım Güneş böyle vuruyordu mavi denizlere yakamozunu..
Bu kadın almış eline gazlı içeceğini gargara yapıp denize püskürtüyor. İlk başlarda anlam veremedim . Sonra şöyle durup bir baktım .Güldürmüştü ve bana çocukluğumu hatırlattı .. Sanırım bu kadın az önce duyduğum tartışma seslerinden çıkagelmiş soluğu çocukluğumda alıyordu. Az önce haykırdığı nefret dolu ses tonundan eser yoktu şimdi.
- Şuna baksana şiir gibi duruyor. Fakat benim onu yazacak hiç bir şeyim yok yanımda.
Saçlarının parıltısı yüzüme vurduğundan olsa gerek suretini göremiyordum .Şu an ne durumda olduğunu bile bilmediğim bir kadının en çocuksu hali karşımda duruyordu.Ansızın bir an göz göze geldik ve ben hangi denize dalacağımı şaşırdım . Bir tuhaf olmuştum gözlerimi kaçırdım önüme dönüp bir sigara daha yaktım. Sadece üç saniyede gözlerinin ortasındaki o yarım ada niteliğindeki göz bebeklerine kaç gemi ulaşana kadar şiir, şiir kağıda döküldü anlamış gibiydim.
- Sadece bir sigara daha ... Sonra yanındayım evvelallah..
Dumana karışan görüş açım eşliğinde karşımda duran o ihtişamlı eski dostum . Buna istemsizde olsa müsade etmiş gibi bakıyordu.Daha bir kaç paragraf öncesinde yalnızlıktan dibi tutmuş tencerenin dibindeki cümleleri içine su katarak su yüzüne çıkaran başlıklar karalıyordum olmayan not defterime zihnimde.
- Sanırım biz senin ile yalnız kalmayı hiç beceremeyeceğiz dostum...
Son dumanı çektim izmaritin ucundan ve üfledim içimdeki cümleler ile gökyüzüne . Nedense gidesim gelmedi oradan durup izledim . Çok geçmedi aynı ses tonu yankılandı kulağımda birazcık ahenkle
- Hasssiktir yaaa....!
Şaşırdım . Bu kelime o cocuksu kadından mı geldi diye az buçuk göz ucu ile kafamı çevirmemle elindeki çakmağı farkettim ve gözümün önünden denize fırlayan boş sigara kutusu. Sigarası bitmişti , bir an göz göze geldik yine . Attığı sigara paketinin önümden geçmesinden rahatsız olduğumu düşünmüş olsa gerek suçlu gözlerle bana bakıp o masum cümleleri kurdu ansızın
- Afedersin bir an sinirden şey oldu . Diyiverdi.
Bense bir tuhaf bakışlarla ondan mahcup hissederek kendimi ve yeniden dalgınlığımdan olsa gerek not defterimi koyduğum cebime uzatıp elimi daha sonrasından kendime gelerek yan cebimdeki sigara paketini alıp ona doğru uzattım. - Sigara alırmısın ? Dedim tedirgin cümleler ile birden bire . Gözlerindeki kuşkuyu kaçıramasada şu an buna şiirlerden daha çok ihtiyacı olduğunu düşünerek elini uzatıp bir dal sigara çekti paketten . Ona eşlik etmek istedim bende , çakmağımın demiri daha soğumadan bir dal daha yaktım en efkar-ı tütününden . Yakmam ile birlikte bana doğru kurduğu ilk içten cümleyi duydu kulaklarım; - Sen daha yeni söndürmedinmi ? Demesi ile birlikte göz ucu ilede olsa kaçırmadığı ayrıntının bir parçası olmuşluğumu farketmiştim fikrimce. Yaktığım sigaradan duman alamadım henüz fakat tek başına yolu yarılamıştı iki parmağımın arasında. O ise sigarayı her çektiğinde mimiklerine kadar ezberlememe izin veriyordu sanki . İşaret ve orta parmaklarının arasında dudaklarına götürdüğü sigarayı dudaklarının arasından baş ve işaret parmaklarıyla indiriyordu her yudumda... + Hiç konuşmuyorsun . Dedi aniden Dalıp gittiğim Galata kulesinden gözlerimi almadan cevap verdim kendimce; - Sessizliğinle çok şey anlatıyorsun onları dinliyorum. + Garip... Daha önce dilim yüzünden çok başımı ağrıtmışlığım olmuştu ama hiç aklıma bir gün sessizliğimle birisinin kafasını şişireceğim gelmemişti.. - Mutsuzsun... + Evet ... hemde çok . Peki ya sen ? - Bir sigara daha ..?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
