Koyu renklerin hakim olduğu dolabımdan siyah dar bir elbise seçtim. Özel bir hazırlık yapıyordum çünkü Miran denen o aşağılık herifin beni almadığına pişman etmek istiyordum. Belkide beni alacak olan kişiye güzel görünmek istiyordum.
Kararsızca ayakkabı bakındım ama elbisenin altıma birsey bulamadım.
Babaannemle aldığımız toz pembe omuzları hafif yana düşük duran elbiseyi giydim. Belimden oturduğu kısımdan sonrası hafif bollaşıyordu.
Beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Yüksek topuklar bana göre değildi zaten. Elbisenin spor oluşu işime geliyordu. Rengi umrumda değildi. Saçlarımı salıp uzunluğunu gözler önüne serdim. Hafif dalgaları ucundan ortaya doğru azalıyordu.Uzun beyaz bir hırka giyip cebine cüzdanımı ve telefonumu koydum.
Odamdan çıkar çıkmaz yine aynı sorguya tutuldum.
"Harika olmuşsun canım ablam" dedi Eylem bana sarılırken.
"Götürmemi ister misin abla?" Diye sordu Burak. Tabi hepsine iyi olacağımı anlatıp evden çıktım.
Sitenin girişinde beni bekleyen kırmızı lüks bir araba dikkatimi çekti. Hemen önünde ayakta sigara içen Feza.. Siyah dar jean ve beyaz bir gömlek giymişti. Gömleğin üstten 3 düğmesi açıktı ve o açıklığa baktığımda aklıma gelen görüntüler öylece dikilmeme neden oldu.
Bacaklarımın sızlaması sanırım heyecandandı. Çünkü sarsıla sarsıla kendimi ona bırakmıştım ve göğsünün sıcaklığı hemen yanıma düştüğü zaman sarılıp sabaha kadar orada uyumuştum.
"Benimle ilgili düşüncelerini sonraya sakla istersen?" Dedi yanıma yaklaşırken.
Elini belime koydu ve arabanın ön tarafına oturana kadar ellerini üzerimden çekmedi.
Kendiside yanıma oturup motoru çalıştırdığında bana döndü."Bu renkli halini çok beğendim " dedi. Aslında iltifat edebilecek yeteneği yok gibi duruyordu ve söylediği şey çok basitti. Beni beğendiğini hep dile getiriyordu zaten.
"Sağol " dedim sadece.
"Gerçekten bu kadar soğuk musun? Yoksa bu tavrın borç tahsili yaptığımız gün yüzünden mi?" Dedi.
Bütün gece ona baktıkça aklıma kesinlikle o gece gelecekti. Onum için borç tahsili olsada benim için özel ve güzeldi."Hayır. " dedim sadece.
"Benimle konuşmak istemez misin?" Dedi sonra. Sanırım bizim semtten baya uzaklaşmıştık ve açıkçası tanıdık olduğum semttin sokaklarında boş boş dolanıyorduk.
"Konuşmak isteseydim bunu fark ederdin Feza. Lütfen artık şu lanet yemeğe gidebilir miyiz? " dedim.
Susup önüne döndü ve sıkıntıyla ellerini saçlarında dolaştırdı.
Anılar tekrar gözlerime nüfus ederken sıkıntıyla dışarıyı izlemeye devam ettim.Araba durur durmaz indim ve kapıya yöneldim. Ceketimi alması için açık kapının ardında bekleyen Adının Banu olduğunu öğrendiğim esmer kadına uzattım.
"Nasılsınız?" Dedim hemen.
"Teşekkür ederim. Siz?" Dedi mesafeyle.
"Teşekkür ederim canım. Yardımcı olabileceğim birsey var mı yoksa -"
"Senin yardimci olman gereken biri var Nisan" dedi Miran hemen. Feza da arkamdan hemen içeri girmiş ve Miranla selamlaşıyordu.
"Neymiş Mirancığım" dedim rolüme devam ederken.
"Ben" dedi hemen. Salak bir gülüş yollayıp mutfağa ilerledim.
Tezgahın üzerinde duran limonatadan bir bardak alıp salona ilerledim. Buraya her geldiğimde limonata için can atıyordum ve Kemal beyde bu halime gülüyordu. Iclerine girdikçe gerçekten Miranın neden uzaklaştığını anlamıyordum. Miranın ağabeyi yurt dışında olduğu için ancak 1 ay sonra onunla tanışacaktim ama onun dışında ailesi çok sıcaktı.
Babasının 2. Eşi olan Esma hanım gayet düzgün bir bayandı. Kendiside Kemal beyle aynı yaşta duruyordu. Üstelik Kemal beyin 3 oğlu varmış birisi annesiyle araba kazansında vefat ediyor. Diğer ikisine sahip çıkanda Esma hanımmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçınılmaz Son 2
RomanceBir Eylül rüzgarı geçti Istanbuldan. Birde Nisan sıcağı görelim. Kitap kapağı için canım arkadaşım ve okurum 'Parodyy' ye teşekkür ederim.