Huzursuzca kıpırdandım. Yattığım yer kesinlikle rahat değildi. Ama huzurluydu. Benden beklenenden daha fazla performans sergilemiş olmam sanırım ikimizide yormuştu çünkü Feza genellikle erken kalkardı. Bunu birlikte geçirdiğimiz 1 ayda çok iyi anlamıştım. Erken kalkıp spor yapardı ve bir bardak portakal suyu icerdi. Salonun ortasında duran beyaz piyanosundan ses yükseldiğinde bende uyanır hemen yanına giderdim.
Piyanonun başında bitmiş portakal suyuna ilave yapıp bende içmeye başlamıştım. O bana birseyler kazandırıyor olsada bende ona tembelliği öğretiyordum. Yerinde durmuyor sürekli aktif bir yapısı olduğundan onunlayken sıkça uyuya kalıyordum. Annem bu duruma alışmıştı. YANI kızıl da kaldığımı bazende esmerle kaldığımı düşünüyordu.
Babanem eskiden oturduğu eve dün yerleşmişti. Babamda tekrar eve dönmüştü onunla. Eylem ve Burak babanemle daha fazla vakit geçirmiş ve iki tarafta birbirinr alınmıştı. Hatta hafta sonları kahvaltı için köşke davet etmişti."Heyy uyan" diye dürttüm Fezayı. Çünkü film izlerken ikimizde koltukta uyuya kalmıştık Bacağım kafasına yastık görevi gördüğü için sanırım ondan önce uyanmıstım.
Telefonumun sesiyle hızla masaya uzandım ve açtımm
"Nisan!" Dedi annem korka korka.
"Efendim anne" dedim bence aceleyle.
"Eylem" dedi önce. Sonra bir hıçkirık sesi duydum.
"Eylem ortalarda yok. Okul çıkış saatinde servise binmemiş. Burak okula gitti ama korkuyorum " dedi.Bende aceleyle telefonu kapatıp hemen kapıya koştumm Fezada telaşımı görüp benimle birlikte hareket ediyordu.
"Eylem yok Feza" dedim birden durduğumda. Genelde hep böyle olurdum. Stresliyken hareket edemez beynim sanki tüm fonksiyonlarini yitirmiş gibi kalırdımm. Ellerimle başımı iki yandan sıktım. Yer ayaklarımdan kayıyordu ama belimdeki eller yer çekimine meydan okuyordu.
"Sakin ol" dedi beni sararken. Ciddi bir durum olabilirdi. Düşündükće daha fazla kararıyordu gözlerim. Ne zaman olduğunu anlamadan otoparkta arabaya binerken buldum kendimi. Ellerim titriyor ve yüzümde Islanmıştı.
Yine panik atak krizi geciriyordum."Bak bana Nisan" dedi Feza. Elleriyle kafamı sabitledi.
"Eylemi bulucaz. " dedi.Araba hareket edip okulun yakınlarına geldiğinde telefonum 3 kez çalıyordu.
"EFENDİM" DEDIM.
"Boşuna arama" dedi bir ses. Sesin sahibini tanımıyordum büyük ihtimalle. Ama içimi kötü bir histe kaplıyordu. Bu kadın benden ne isteyebilirdi bilmiyordum.
"Kimsiniz?" Dedim sesim zar zor çıkar olmuştu.
"Bir dost diye bilmen yeterli Nisan! Konuya gelirsek, Eylem bir müddet misafirim olucak gibi duruyor sende o sırada benim isteklerimi yapacaksın." Dedi
"Ne istiyorsun" dedim. Arabadan inmiş ve etrafta telefondaki sesin sahibini arıyordum. Okul çok kalabalık bir semtteydi ve binalar çok yüksekti.
Feza hemen yanıma geldi. Telefondakinin kim olduğunu oda merak ediyordu ama kafamla bilmediğimi belirttim.
"Ufak bir rica" diye başladı. Sesinde büyük bir heyecan vardı.
"Benim için almanı istediğim bir dosya var. Baban için çok önemli ve tabi benim içinde öyle" dedi."Peki alırım. Bana nasıl birşey olduğunu söyle. " dedim.
"Kahverengi bir zarf içinde kasada saklıyor. Sanırım ofisinde" dedi.
"Eylemle konuşmak istiyorum " dedim.
Bir süre topuk sesi doydum ve Eylemin cılız Sesindeki iniltiyi duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçınılmaz Son 2
Storie d'amoreBir Eylül rüzgarı geçti Istanbuldan. Birde Nisan sıcağı görelim. Kitap kapağı için canım arkadaşım ve okurum 'Parodyy' ye teşekkür ederim.