Bilmiyorum.?

58 3 2
                                    

Medyayı umarım beğenirsiniiz. Asrın ve Barlas var medyada küçük katiller, keyifli okumalar !!

~~~~~~~~~~~~~~~~~

" Bilmiyorduk. Hiçbir şeyi. Bildiğimizi sanıyorduk, ama bir şey bildiğimiz yoktu. Gelip geçiciydi her şey. Okula gidiyorduk. Hatta hayatımızın yarısı okullarda geçmiyor muydu ? Küçük yaşlarda başlıyorduk okula. Gelip geçerken çocukluğumuz, zaman akıp giderken ve bizler zaman geçtikçe büyürken, biz koca bir bilinmezliğin ortasına çekiliyorduk. Evet. Okula gidiyorduk değil mi ? Gittiğimiz okulların hangisinde bir öğretmen gerçekten iyi yapıyordu görevini ? Bilmiyoruz. Biz hiçbir şeyi bilmiyoruz. Bize öğrettikleri şeylerin doğruluğu nedir ? Bilmiyoruz, bilmiyorlar. Eskilerden beri süregelmiş, alışılagelmiş şeyi yapıyorlar. Onlara öğretilenleri, bizlere öğretiyorlar. İlerisi yok. Araştırmak yok. Çünkü öğretmen onlar. Doğrusunu bilir, doğrusunu öğretirler...

Bilinmezlik bununla sınırlı da değil üstelik. Bi henüz kim olduğumuzu biliyor muyuz ? Adımız, soyadımız, yaşadığımız ülke, şehir, ilçe. Bunlar dışında biz kimiz ? Neyiz ? Yaşıyor muyuz ?  Yoksa yaşadığımızı düşündüğümüz bir rüyada mıyız ? Neyi biliyorduk biz ? Ben söyleyeyim hiçbir şey bilmiyorduk. Ancak çok güzel yaptığımız var yaşadığımız bu gezegende. İnsanları önyargılarımızla sikip atıyoruz. Nasıl hisseder ? Düşünmüyoruz. Kelimenin tam anlamıyla duygularını kendi zevkimiz, kendi eğlencemiz uğruna sikiyor ve bir fahişeye para bırakır gibi bunu kısa kesmenin, ona ödül olacağını düşünüyoruz. Klişe bir şey söyleyeyim size; bir başkası size bunu yapınca neden ortalığı yakıyor, yıkıyor, dağıtıyorsunuz ? Siz değil miydiniz aynısını bir başkasına yapan ? Yoksa sizde, size yapılanları başkasına uygulayanlardan mısınız ? Farkında değiliz. Hepimiz aynıyız. Kendimi soyutlamıyorum sizden. Şuan hatırlamıyorum ancak, yapmışımdır böyle bir şerefsizliğj eminim. Ancak ben farkındayım yaptıklarımın. Ve kendimden yeterince tiksiniyorum. Peki ya siz ? Siz farkında mısınız ne kadar iğrenç olduğunuzun ? "

Kelimelerimi bitirirken sinirimi boşaltamadığımı fark ettim. Bir kompozisyon ödevi verilmişti. Konu, yoktu. Herkes kendi konusunu seçecekti. Benim konum ne miydi ? Benim konum yoktu. Bilinmezlikti. Önyargıydı. İğrençlikti. Her şeydi benim konum.

" Bol laf sokmalı bir kompozisyondan sonra sıra Barlas Siyah'a geliyor. Meraklandım şimdi gerçekten. "

Gözlerimi devirdim. Akın'ın eşek şakasını yaptığı günki artı puanımı şuan için geri alıyordum. Sürtük hocalardan nefret ediyorum ve kompozisyon denen sikik şeydeki o öğretmen kısmını ona ithafen yazmıştım ancak, yaptığım iğneleme onu rahatsız bile etmemişti. Diğer her şey gibi bu durumu da umrum dışı bıraktım. Söylemiştim size. Umurumda olmazdı hiçbir şey. En uzun bu kadardı. İlerisi yoktu..

Barlas kalkarken ben yerime oturuyordum. Kağıt yoktu, elleri ceplerinde, sırtını tahtaya yaslamıştı. Hocanın dibi düşüyordu ama hala bunu belli etmemeye çalışarak konuşmayı başarmıştı çok sevgili (!) hocamız. 

" kağıdın nerde Barlas ? "

Sert olduğunu düşünüyorsa, bu düşüncesine benden kocaman bir göz devirme alırdı.

Barlas sırıttı.

" Kağıt yok. Benim kompozisyonlarım beynimde yazılı, beynim bedenimde tutsak ben karanlıga boğulmuş durumdayım size kağıt veremem hocam. Kompozisyonlarımı kağıtlara aktarmayı pek sevmem. "

O anda kusma isteğimi zor bastırıyorum. Çünkü, saygı değer (!) hocamız kıkırdadı.

" Dinliyoruz seni Barlas. "

Uzatmamasına sevinip, gözlerimi Barlas'a dikiyorum. Ellerini cebinden çıkarıp çaprazlıyor. Sırtını tahtadan ayırmadan sınıfa şöyle bir göz gezdirdikten sonra, tıslamaya benzer bir şekilde gülüyor.

Deepweb Katili'm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin