14.Konakta Bir Gün

314 33 3
                                    


Kelime Sayısı:986

14 Bölüm

Konakta Bir Gün

                  Bugün konakta kalıp yarın gideceklerdi. Yemekten önce Keskin dolaptan kendine uygun elbise baktı. Ayı postunu ve kurt derisinden yapılmış pantolonunu çıkardı. Küvette su hazırlanmıştı içine girdi. Su ne sıcak ne soğuktu. Hizmetçi onun tamamen soyunacağını tahmin edememişti. Keskin başında durmasını söylemişti. O küvetin içine girince ''Yardım etmemi ister misiniz?'' diye sordu. Keskin parmak işareti yaparak onu yanına çağırdı. Hizmetçi onun yanına geldi ve diz çöktü. ''Göğsünü fazla bastırmadan ovala ama sırtıma dokunma ve aşağıya kesinlikle inme'' dedi. Hizmetçi başını sallayarak onun isteğini kabul etmiş sayıldı. Elinde ki temiz bezle onun göğsünü ovalamaya başlamadan önce Keskin kollarını dışarıya çıkarmıştı. Hizmetçi önce göğsünden başladı, çok bastırmadan ovalamaya başlamıştı. Keskin derisi sertleşmişti bastırmasa bile derisi kalkmaya başlamıştı. Keskin başını geriye doğru attı ve tavana bakarak gözlerini kapattı. Sıcak su onu mayıştırmıştı, yanında kılıçları ve kaması bulunmuyordu. Kadına güvenmediği halde bütün silahlarını geride bırakmıştı.

                      Soygundan sonra bir türlü kendisini toparlayamamıştı, eskisi gibi hırsızlık yapamaz olmuştu. Kimse ona iş vermek istemiyordu. Valuca şehrinden tek sağ aklan Gecelerin Vefasız Hırsızları çetesi üyesiydi. Öyle bir çete artık yoktu. Kendisi ile çete sona erdirilmişti. Borçlu ve daha kötü durumlara düşmüştü, şimdilik geri kalanını aklına getirmek istemedi. Kadının onu ovaladıkça rahatlıyordu. Kadın ''Sırtınızı'' derken sözünü tam bitirmemişti. Keskin gözlerini açmadan ''Sırtım yok onun yerine boynumu, kollarını ve başımı yap yeter.'' Dedi. Kadın ses çıkarmamıştı onun dediği yapmaya koyuldu, göğsü bitince bezi kollarına doğru sürtmeye başladı. Alamas ailesinin asi çocuğu Chiesa onu dışarıda gören yok. Halk tarafından pek tanınmayan birisi tanıyanlar var yakın çevresi ve katıldığı balolardan tanınıyordu. Keskin ''Yemek ne zaman olacak?'' diye sordu. Hizmetçi ''Vali ne zaman isterse o zaman olur efendim fakat bugün sizin gibi misafirleri varken daha erken yemek isteyecektir. '' dedi.

...

                    Katip yer sofrası kurdurmuş içkisini içerken sofranın üzerinde ki meyvelerden tatmaya başlamıştı. Hizmetçinin dışarıya çıkmasına izin vermemiş yanına oturtmuştu. Hizmetçinin bir eli Kâtib'in pantolonunu arasındaydı. Gülümsemeye çalışıyor hoşnut olmadığı belli etmemeye uğraşıyordu. Kâtip kasıkları ile oynamaya başlayan hizmetçi ile zevkle gelmeye başlamıştı. Ellerini araya vererek başını yukarıya kaldırdı. Kendinden geçti ve elbisesi kirlenmişti. Hizmetçi onu boşalttıktan sonra elini pantolonun içerisinden alıp beze sildi. Katip ''Şimdi temizlenmem gerek'' dedi ve ayağa kalktı, küvetin içerisine girdi. Şu ılık sayılırdı. Hizmetçi onun bedenini ovalarken Kâtip içinde şehvet duygusu yeniden kaplamıştı. Zevkle gelmesi henüz birkaç dakika önce iken kendisini tuhaf hissediyordu. ''Elini biraz aşağıya indir'' dedi. Hizmetçi elini suya daldırdı ve karnını ovalamaya başladı. Kâtip ''Biraz daha aşağıya inmen gerek'' dedi. Karından kasıklara inince ''İşte orası biraz ovala'' dedi. Boynunu eğmişti. Kapı çalınmadan içeriye Keskin girmişti. Kadın elini hemen çekti, Katip bakışını kapıya çevirdi, kızıp azarlayacaktı fakat karşısında Keskin'i görünce sadece yutkundu. Keskin ''yemeğe davetliyiz hemen üzerine bir şeyler giy beş dakika içinde çıkmamız gerek'' dedi. Hizmetçi ayağa kalkıp odadan çıkmak isterken Keskin onu yakaladı. İkisi dışarıya çıktı. Keskin ''Sana dokundu mu?'' diye sordu. Hizmetçi başını sağa sola salladı olumsuz cevap verdi. ''Ama sen ona dokundun değil mi? Onun adına özür dilerim. Üçümüzün arasında kalacağını düşünüyorum aksı taktirdi olayın seyrini Vali ile konuşup değiştirebilirim. Sende istiyorsan konuşabilirsin ama Hizmetçisinin kolay harcarlar seni. Bu da yetmez başka yerde iş bulamazsın. Önünü kapatırlar bir avuç ekmek bulamazsan açlıktan ölüp gidersin. Bir de daha kötüsü var onu söylemek istemiyorum'' dedi. Hizmetçi onun dediklerini onayladı hiç konuşmadı hep yere baktı. Keskin onun gitmesine izin verince yere bakarak koşmaya başlamıştı, ellerini ağzına tutuyordu. Aralıklı kapıdan içeriye girdiğinde Katip hazırlanmıştı.

                   Dışarıya onu beklerken kapının önünde buluştular. Keskin ipekten yapılmış düğmeli krem renkli elbiseyi giymişti. Altında ise dar geyik derisinden yapılma pantolon vardı. Katip üzerine kabartmalı kırmızı gömlek üzerine siyah yelek geçirmişti. Pantolon olarak koyu kahverengi dar olmayanı giymişti. Keskin ''Bu şehirden dışına kadar dişi böceğe bile dokunsan o çükünü keserim. Fantezilerini gittiğin yerde yaparsın. Buraya gelirken ödlek gibiydin kadını görünce mi erkekliğin aklına geldi. '' dedi. Katip ''Ağır konuşuyorsun ama eğlenmeye ihtiyacımız yok mu?'' diye sordu. Keskin elini kaldırdı parmağını Katip'in göğsüne dokundurdu. ''Halen kendimizi ipten kurtarmış değiliz. Bunu yapmanın nasıl bir ceza olduğunu biliyorsun değil mi? Ben olmasam kendi çöplüğünde halen bok yemeğe devam ediyor olurdun. Bazeno'ya gidene kadar sık dışını. Gerçek olduğumuza inanırlarsa o zaman yapmak istediklerinin bir kısmına izin veririm'' dedi. Keskin yürürken Katip'in kolundan yakaladı. ''Hadi düş önüme hayatında kadın görmemiş gibi atladın kadının üzerine'' dedi. Kâtip ''Hayır atlamadım'' diye düzeltti. Keskin ''Evet atlamadın atlayamadın. Yetişmesem çocuk peydahlayacaktın'' dedi. Kâtip önce Keskin biraz daha arkasında yürümeye başladılar. Aşağı kata inmek yerine koridorda yürümeye devam ettiler. Keskin odayı gösterdi. İçeriye ilk giren o oldu ardından Katip onu takip etti. İçeriye girdiklerinde ayağa kalkmışlardı içeride komutan yoktu. Vali ailesini toplamış yemeğe başlamak için onların gelmesini beklemişlerdi. Her aile üyesinin başında bir adet hizmetçi bulunuyordu. Keskin ve Kâtip ayrı ayrı herkesi hoşladıktan sonra kendilerine gösterilen yere oturdu.

               Vali masanın başındaydı, sağ tarafında karışı sol tarafında iki kızı yan yana otururken kızların anasının yanında ailenin en küçük çocuğu ve ayrıca tek oğlu oturuyordu. Katip genç kız ve annelerine bakıyordu. İkisi de güzel sayılırdı. Vali ''Hayatım işte Alamas ailesinin üyelerinden Chiesa ve yanında ki kâtibi'' dedi. Kızlar ve evin hanımı tekrar hoşladı ve kadın ''Benim adım Emilia'' dedi. Elini kaldırarak babasına en yakın oturan kızı eli ile gösterip '' Juila ve yanında ki Hutnug biraz ismi garip ama kendisi bizim koyduğumuz ismi beğenmedi ve iki yıl önce kendisine bu isimle hitabet edilmesini istedi.'' Dedi. Keskin ve Katip teşekkür etti. Yemekler tabaklara konulmak için bekliyordu. Hizmetçilerden ikisi odaya girmişlerdi ellerinde yemekler vardı. Bir hizmetçi masanın kenarına içi yemek dolu tepsiyi koydu. Diğeri ise tepsinin üzerinde ki yemekleri ikişer alıp Vali ve karışışının önüne koydu. Vali ''Kızım önce misafirlere konur sonra ev sahiplerine öğrenemediniz mi hala?'' diye azarlayarak sordu. Hizmetçilerin cevap verme lüksü yoktu o yüzden susmak zorunda kaldılar, konuşsalar işlerinden olabilirlerdi. Vali söze başlamadan önce katip notlarını masanın üzerine koydu ve kalemini hazırladı. Keskin'e biraz daha yanaştı. ''hazır mısın?'' diye fısıldayarak sordu. Keskin ''Sana bağlı dersini iyi çalışmışsındır'' dedi. Kâtip ''Bilmediğim şeyleri atlarsın bu arada neden zenginlerin kızları kadınları hep güzel?'' diye sordu. Keskin onun sorusuna cevap vermedi. Önüne konan çorbaya bakıp koyan kişiye teşekkür etti.

Keskin[Bitti]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin