20.Karakol

274 23 18
                                    

Kelime Sayısı:800

20 Bölüm

Karakol

                      Juanson onları karakolun önüne getirmiş ve karakolu göstermişti. Keskin şaşırmamış Emilia yüzünü buruşturup etrafı izlerken Nagraf ise uykusu gelmişti. Juanson ''İşte karakol doğu bölgesinin güvenliği burada sağlanıyor'' dedi. Emilia ''Sağlandığı belli dışarıda kimse yok içeride tahminimce oyun oynuyorlardır'' dedi. Keskin yüzünü ona doğru çevirdi. Emilia boynunu büktü. Nagraf yolda ki çıkartılmış taşların üzerine oturmuştu. ''Burası ölü şehir gibi bir şey evlerin çoğu boşaltılmış durumda'' dedi. Juanson ''Şehrin en tehlikeli yerlerinden birisi insanlar burayı terk etmeye başladı. Umarım başkanımız tekrar eski günlerine döndürecek'' dedi. Nagraf ''Anlamadığım bir şey var bu bölge bu kadar tehlikeliyse sen nasıl hayatta kalabiliyorsun?'' diye sordu. Keskin içeriye adım atmaktan kendini alıkoymuş Emilia Juanson'un ne diyeceğine bakıyordu. Juanson bakışlar kendisine yöneltilince heyecanlandı.

''Beni öldürüp ne yapacaklar başkan gittikten sonra haydutlar doğu bölgesini talan etti. Karakol haricinde haydutlar, hırsızlar bu bölgede hâkimiyet kurdu. '' dedi. Keskin içeriye girdi. Emilia ile Nagraf'a bakmıştı. ''Bizi de öldürecekler'' dedi. Emilia bir şey söylemedi. Juanson'un yüzü değişmişti. Bakışlarını ona yöneltmişti. Garip bir yerde doğu bölgesi hâkimiyet tamamen kaybedilmişse diğer bölgelerden yardım gelmemişti. Emilia bu durumdan faydalanan insanların olduğunu biliyordu. Hepsini ortaya çıkartmak ve adaleti tekrar doğu bölgesine getirilmesi gerekiyordu. Keskin'in bunu yapıp yapamayacağından emin değildi. İçeriye giren Keskin askerlerin içeri de oturmasına aldırıp etmeyi, oyunun başındalardı. Tanımadıkları adamı çok çabuk fark etmişler nereye gittiğini sormuşlardı. Juanson içeriye girmişti. Diğerleri dışarıya kalmayı tercih etti. Keskin ilerlemeye devam ederken Juanson'un içeriye girmiş ve ayağa kalkan askerlere ''O yeni başkan'' demişti. Askerler tavırları değişmiş öylesine hoş geldiniz demişlerdi. Başkanın gidip yeniden oyuna dönmeyi düşünüyorlardı. Keskin kapalı odanın kapısını açmayı denedi fakat kilitliydi. Keskin arkasını döndüğünde Juanson bilmezlikten gelmişti. Geriye çekildi ve tekme ile kapının kilidini kırdı, kapı ardına kadar açılırken duvara çarptı, tekrar kapanmaya doğru giderken Keskin kapıyı tuttu ve içeriye girdi. Karakol komutanı yanına aldığı fahişe ile gönül eğlendirirken fahişe bir anda ayağa kalkmış komutan kılıcına sarılmıştı. ''Sen de kimsin?'' diye bağırarak sordu. Keskin ''Ben Chiesa Alamas doğu bölgesinin yeni başkanıyım utanmıyor musun görev başında fahişeler ile fingirdeşmeye'' dedi. Komutan ''Hoş geldiniz ben Stulbja'' dedi. Keskin ona doğru yaklaştı ve fahişenin kolundan tuttuğu gibi kendine doğru çekti. Bir elini fahişenin beline attı ve elini aşağıya kalçalarına doğru indirmeye başladı. Onları avuçladıktan sonra ''Başkan dururken senin ne haddine gönül eğlendirmek akşam yemeğe davetlisin evime gel. Bu arada hükümet konağını satışa çıkardım birisi almak isterse haberim olsun'' dedi. Stulbja tamam dedikten sonra Keskin fahişe ile birlikte dışarıya çıktı.

                  Nagraf yere bakarken Emilia Keskin'e baktı bu ne der gibi. Keskin ''Nagraf kafanı kaldır da bana bak'' dedi. Ona baktığında yanında fahişe görünce şaşırmıştı. Keskin fahişenin kolundan tutup Nagraf'ın önüne attı. Keskin ''Söz verdiğim gibi senindir.'' Dedi. Nagraf ayağa kalkıp kadını kollarından yakaladı ve kendine doğru çekti ve sesli gülmeye başladı. Keskin ''İşini terk edilmiş evlerden birinde gör'' dediğinde fahişe ''Ben Zerzork'un adamımım beli öylece alı koyamazsınız'' dedi. Keskin Juanson'a baktı. ''Zerzork haydutlardan birisi. '' dedi. Keskin ''Juanson akşam onlardan biri ile irtibata geç yemeğe bekliyorum. '' deyince Emilia ''Zalimler ile birlikte aynı masaya mı oturacaksınız?'' diye sordu. Keskin ''Bölgenin güvenliği için evet'' dedi. Emilia ''sizi düzgün biri zannetmiştim'' dedi ve yürümeye başladı. Arkasında Keskin yetişti ve onun kolunu kavradı. Emilia kendi kolunu kurtarmaya çalışırken Keskin kulağına bir şeyler fısıldadı.

               Keskin ve Emilia yürümeye başladılar, Juanson haydut lideri ile konuşmaya gitti. Nagraf kadını çekiştirerek terk edilmiş evlere doğru sürüklerken Stulbja masasını darmadağın etmişti duvarı yumruklamış eli duvarın içinde kalmıştı. Gürültü ve patırtıyı duyan askerler odanın girişine gelmiş ve neler olduğunu sormuştu. Aslında konuşmaların birazını duymuşlardı fakat duymazlıktan gelmişlerdi. Stulbja ''O başkan bozuntusunu öldüreceğim elimden kadın almak neymiş görecek'' diye bağırdı. Nagraf kendine uygun bir ev bulduğunda kapısını açtı kadını içeriye attı. İçerisi oldukça eskiydi sandalyeyi ve masayı evin kapının önüne koydu. Kadın yerde ne yapacağını bilemiyordu. Nagraf onun üzerine yürüdü ve ayağa kaldırdı. Kadın istemiyordu Nagraf onun boğazını yalamasına izin vermeyince yüzüne tokadı yemiş ve yere kapaklanmıştı. Üzerine çullandı ve yalamaya başladı, önünü zorla açtı, göğüslerini sıkıyor öpüyor ve yalıyordu. Bir anda durdu dışarıdan ses geliyordu. Kadını bacaklarının arasına alıp belinde ki bıçağı kadının boğazına dayadı. Evde ki mutfaktan aldığı bıçak ile kadını tehdit ediyordu. ''Hişt sessiz yoksa beni öldürmeden öldürürüm sesi'' dedi. Bir yandan sesleri dinlerken elini kadının uzun eteğinin arasına attı onun cinsel organı ile oynamaya başladı. Fahişeyi kaybeden komutan askerlerini dışarıya yollamıştı. Asker etrafta ki evlere bakıyordu. Askerlerden birisi

''Evlerin çoğu terk edilmiş tek tek içine bakmaya uğraşamayız'' dedi. Diğeri ''Emir böyle'' demişti. Üçüncü asker ''Konağa götürmüş ise yapacak bir şey yok'' dedi. Nagraf kadın ile oynarken kadın kıvrılmaya başlamıştı sırtını iyice Nagraf'ın kasıklarına dayamış ve Nagraf bir anda boşalmıştı kadının üzerine doğru bastırdı. Kadın kıvrılmaya devam ederken kafasını geriye doğru atmış Nagraf boynunu yalamaya başlamıştı. ''Bundan sonra ya benimsin ya da kara toprağın'' demişti sessizce. Askerlerin sesleri uzaklaşıyordu. Onların sesleri iyice uzaklaştığında kadını yere yatırdı kasıkları yeniden sertleşmesi için kadına sürtünmeye başlamıştı. ''Onun sözünü tutacağını hiç ummazdım ama tuttu. '' dedi.

Keskin[Bitti]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin