15.Şehirden Ayrılış

306 31 10
                                    

Kelime Sayısı:1248

15 Bölüm

Şehirden Ayrılış

           Kâtip ondan cevap bekliyordu, bakışlarını ondan ayırmadı. Keskin ''Yaratıcıya sormalısın bu soruyu'' dedi. Kâtip ''bir çok kadın tanımışsındır bunun cevabını verebilirsin diye düşünmüştüm'' dedi. Keskin ''Tanıdım ama düşündüğün manada tanımadım.'' Dedi. Sonunda önüne konan yemeğe bakabilmişti. Önünce çorba vardı. Parasının olmadığı zamanlarda içtiği çorbalardan daha kaliteliydi ama ne kadar kaliteli olursa olsun sadece çorbaydı. Önüne konan yemeği geri çevirip çevirmemeyi düşünürken bundan vazgeçti, çevirseydi ayıp karşılanabilirdi üstelik çorbayı gelirken görseydi ve çevirseydi o zaman durumun şu ankinden daha farklı olacağını biliyordu. Ekmeğini kırp kimseye hoşnutsuzluğu hissettirmeyen yemeye başladı. Bir ara göz ucu ile Katip'i yokladığında yemek ile mücadele içerisinde olduğu görmüş ayağı ile ona vurmuştu. Görmemişlik yapmanın ne yeri ne de zamanıydı. Katip yemekten başını kaldırdığında Keskin ona ayakla neden vurduğunu anlamış geriye yaslanıp yanına konan bez ile dudakların kenarlarında ki yemek kalıntılarını silmişti. Keskin onun durumu farkına varmasına sevinmiş yemeğinden bir kaşık almak için öne eğilirken Vali

''Sizin Bazeno şehrinin doğu kapılarına atanacağınız aklımın ucundan bile geçmezdi. Sonuçta eski kralın en yakın aile dostlarından birisiydiniz aile olarak. Kusura bakmayın bu konuyu açtım ama'' deyip özrünü belirtmişti. Keskin konuyu açtıktan sonra özür dilemenin bir faydası yoktu, Vali kralla Alamas ailesinin arasında geçenleri öğrenmek istediği açıkça belli idi. Keskin iki aile arasında geçenleri tam olarak bilmiyordu. Katip fazla bilgi öğrenememişti. Tek yapması gereken şey uydurmak ve masada ki herkesi söylediklerine inandırmaktı. Bu zor değildi kolayda sayılmazdı doğru zamanda doğruya yakın şeyler konuşmalıydı. En azından gerçeklere yakın şeyler söylemeyi başarırsa Valinin baskısından kurtulacağı gibi Vali'yede baskı yapabilecekti. Vali rütbe olarak kendisinden büyüktü fakat Alamas ailesi karşısına alacak kadar büyük değil. Onun o cesareti olup olmadığını bilmiyordu, olmadığını düşünüyordu. Keskin ''Politikada işler her an değişebilir. Her şeyi dengede tutmak zordur, bu göreve geçici olarak getirildim o yüzden asıl sahibi gelene kadar orada kalacağım. Bu ne kadar sürer bilemiyorum. Bilirsiniz bu işler aceleye gelmez'' dedi. Vali başını salladı karısı ona bakmıştı. İki kızı ve oğlu Keskin'i pür dikkat dinlemişti. Katip kızları kesiliyordu. Keskin yine fark etmişti bunu bekletmeden bir tekme daha attı. Katip yine onun tekmesi ile kendine gelmiş kalan çorbasını bitirmişti. Nereden geldiğini tahmin edemediği hizmetçi onun arkasından gelip tabağını almıştı. Kâtip hizmetçinin göğüsleri görmeyi can atsa da görememişti önüne baktı. Biraz sinirliydi. Keskin ''Söylemeyi az daha unutuyordum biz şehirden yemeğimizi yetikten sonra ayrılmaya karar verdik.'' Dedi. Vali, kadın, kızları ve erkek çocuk kendi aralarında bakışırken Vali kendisini çabuk toparladı. ''En azından bu akşam sizi misafir etseydik bizim için iyi olurdu. '' dedi. Keskin ''Bende burada sizinle kalmayı isterdim ama yolumuz boyunca yeterince oyalandık bana verilen görevi yerine getirmem için bir an önce şehre ulaşmam gerek. Sizden bir takım ricalarım olacak'' dedi.

''Eğer asker istiyorsanız komutanı sizinle birlikte göndereceğim tabi onun adamlarını da'' dedi. Keskin birkaç adama ihtiyacımız var bir de biraz demire'' dedi. Vali ''Ne kadar demir istiyorsunuz?'' diye sordu. Keskin ''Yolculuk için 1000 demir yeterli olacaktır, Bazenoya gittiğimde iki ay içinde ödeyeceğimden emin olabilirsiniz biz.'' Dediğinde Vali gülümsedi ''Bende fazla isteyeceksiniz zannettim. Vali ayağa kalktı odadan dışarıya çıktı. Keskin yemeğe devam etti. Katip'in önüne tavuk konulmuştu. Vali içeriye girdi. ''1000 demiriniz ve emrinizde ki askerler hazır ama katibiniz bizim hizmetçilerden faydalanmak istemiş o yüzden sizden geriye 3000 demir almak zorundayım.'' Dedi. Keskin yemeğini yerden durakladı bez ile ağzını sildi. Katip de yemeğini dudurmuştu, tavuk ağzında kalmıştı. Onun ne kadar kızgın olacağını tahmin edemeden bekliyordu, belki kendisini öldürürdü. Önünde ki tavuk tabağı Keski tarafından çekilmişti. ''Sanırım bugün biraz fazla yedin o tabak bende dursun dışarıya beni bekle'' dedi. Kâtip ona baktı, Keskin bir şey söylemeden kapıyı gösterdi. Keskin kâtibin gidişine bakarken gülümsedi. Keskin ''Kabul benim için hiçbir sorun teşkil etmiyor ortada bir suç varsa cezasını çeken olmalı'' dedi. Vali ''Sizin oldukça etkileyici bir adalet anlayışınız var. Bu bilgi dışarıya sızdırılmayacağından emin olabilirsiniz'' dedi. Keskin ayağa kalktı güzel başlayan yemek onun için kötü sonlanmıştı ama daha kötüsü olup öldürülebilirdi bile o yüzden kafasını bek yormadı.

''Sızdırılıp sızdırılmayacağını bilemem ama ben bunu bu oda dışında kiler haricinde başka bir yerde duyarsam yine buraya geleceğim. Bu sefer ki biraz gürültülü olacak umarım anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir.'' Dedi. Vali'nin yüzü değişmişti koza koz ile oynamak isterken kana kan oyununa dönmüştü. Keskin kadınların yanından geçerken her birine selam vererek geçti ve dışarıya çıktı. Vali peşinden dışarıya çıktı. Askerler dizilmiş en başlarında komutan vardı. Keskin askerlerin içerisinde dolaştı aralarında sadece bir kadın vardı ve garibine gitmişti. Valinin kendisine dayatmak istediği borcun bedelini ödetmesi gerekiyor. Keskin zekâsı bunu yapabilecek güçteydi. Kadın savaşçının önüne geldi. Keskin Valiye döndü ve kadını işaret etti. ''Bu savaşçı kadını istiyorum, yol boyunca katibi koruyacak o şehre vardığımızda bizimle kalacak ailen var mı?'' diye sordu. Kadın gözlerini tavana dikmiş Keskin'e bakmaktan çekilmişti. ''Yok'' diye cevap verdi. Keskin ''Öyle ise seni burada tutan hiç şeyde yok. Bundan sonra en önemli görevin kâtibimi korumak olacak'' dedi. Vali birkaç adım attı. Komutan ve Vali şaşkındı.

''Demek istediğinizi anlamadım.'' Dedi. Vali ''Onu size kalıcı olarak veremem'' dedi. Keskin ''Öyle mi hizmetçilerin kâtibi ve beni ayartmaya çalışmasına ne demeli ailemin itibarını iki paralık etmek ne demek ben Alamas'ım bunu unutma bu kadın savaşçıyı alıyorum sadece 3 bin borcu ödüyorum. Ya da bu savaşçı sende kalıyor sen bana bin demir veriyorsun ben sana hiçbir şey ödemiyorum. Ailemin şerefini ve benim şerefimi iki paralık edebilirsin ama elde ettiğin ne varsa elinden alırım. Bunu unutma!'' diye tehditlerini savurmuştu. Vali ve Komutan birbirine baktı, komutan elini kılıcına atmıştı. Keskin bu hamleyi görünce ''Durma komutan çek kılıcını bir soylu ailesinin öldürmenin bedenini seni inim inim inleterek soracaklarını unutma. Sadece sana değil Vali'ye de sorarlar. Ailenizi silerler bu dünyadan silerler. O yüzden düşünmeden çek kılıcını eğer düşünürsen çekemezsin bunu sende bende iyi biliyoruz. Hadi çek durma!'' dedi. Ellerini kaldırarak komutana kılıcını çekmesi için kaza getiriyordu. Vali sinirini yutup elini komutanın koluna attı. ''Dur'' dedi. Vali Keskin ile göz göze geldi. ''Bunun bedelini sorarız ileride dediğini kabul ediyorum.'' Dedi. Keskin sesini çıkarmadı ve kadına bakarak ''Bir saat içerisinde çıkıyoruz kıyafetlerimi giymem lazım. Parayı savaşçı kadına verin döndüğümde alırım'' dedi. Kâtip bir adım ileriye atarak işaret parmağı ile kendisini göstermişti. Keskin ona bakmadan yukarıya çıktı. Kâtip sinirlenmiş daha tanımadığı kadına bin demiri nasıl emanet ettiğini anlayamıyordu. Biraz kendisinde suç olduğunu biliyordu fakat yine de bin demire dokunmayacağını bilmesi gerektiğini düşünmüş yanılmıştı. Keskin ona güvenmemişti.

...

Bir Saat Sonra

              Kadın savaşçı ve Kâtip adları hazırlanmış bekliyorlardı. Keskin ayı postunu ve kurt derisinden yapılmış elbisesini giymişti, göğsü ve yaraları gözüküyordu. Başına şapkasını koymuş çizmelerine mahmuz takmıştı, attığı her adımı ile mahmuz şangırdıyordu. Savaşçı onun giyimimizi çok farklı bulmuştu bir soylu yerine kaçak avcı gibi giyinmişti. Onun için hazırlanmış atın başına geldi. Üzerine atladı ve kadının yanına geldi. Kâtib'i gösterdi. ''Ana görevin Kâtibi korumak yan görevin beni korumak. Eğer senden faydalanmak isterse bana sormadan öldürebilirsin. Onun açlığı yüzünden 3 bin demir ödemem gerek. Şehrin geldiğimiz tarafına gidiyoruz Kâtip atımı almaya.'' Dedi. Kadın yeni efendisi tarafından söylediklerini anlamıştı ve Kâtib'e baktı. Kâtip ona gülmeye çalışsa da Kadın ciddi idi. Sanki Kâtib'i parçalayacakmış gibi yapıyordu. Kâtip ''Bunu bana neden yapıyorsun?'' diye sordu. Keskin ''İki gün sabretseydin genelevde istediğin her şeyi yapardın bir sorun olmazdı sen vali konağında Valinin hizmetçilerine faydalanmamanı sana söyledim. Şimdi cezasını çekeceksin. '' dedi. Kadın savaşçı ''Daha fazla asker alabilirdiniz efendim'' dedi. Keskin kadına baktı. ''Haklısın ama bana bir tek sen yeter diye düşündüm fazlasına ihtiyacım yok bundan sonra bizimlesin. İyi bir ekip olacağımızı düşündüğüm tek kişi sendin'' dedi. Kadın savaşçı ''Daha benim yeteneklerimi bilmiyorsunuz bile orada benden iyi savaşçılar vardı.'' Dedi. Keskin cevap vermedi kadının doğru söylediğini biliyordu fakat kadın savaşçı her zaman istediği bir şeydi. Özellikle Kâtib'e göz kulak olacak karşı cins savaşçıya ihtiyaç vardı. Yeni kimliğine onun da kısa sürede bürünmesi gerekiyordu.

Keskin[Bitti]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin