Keskin[Bitti]

33.Yüzük II

33 Bölüm

Yüzük II

Birkaç kaç sonra zırh dükkânına kapısı çalışmıştı, adam ayağa kalkıp kapıyı açtı. İçeriye giren adam şişman bir adamdı, kol kasları Keskinin iki katı kadardı. Adam Keskin'in karşısına oturdu. Adam ''Sonunda gelebildin'' dedi. Şişman adam ''Ancak işim bitti ve gerekilen şeyleri hazırlamak ve elde etmek zaman aldı. '' dedi. Şişman adam ''İsim yok galiba değil mi?'' diye sordu. Keskin'e bakıyordu. Keskin ''Siz beni ben sizi görmedim, tanımıyorum, hepsi bu ben yabancı siz yabancı'' dedi. Şişman ''Aldığım haberde istediğini az çok biliyorum'' dedi ve masanın üzerine kâğıdı serdi. Ayağa kalktı. ''İşte bu aradığın Albay'ın evinin planı, bu şehirde askerler çok iyi korunuyorlar. Tam olarak istediğin nedir?'' diye sordu. Keskin

''İçeriye girmek istiyorum. Onun evine fakat çeşitli bilgiler istiyorum bu harita gibi ayrıca biraz bilgi ve ilişkiler.'' Dedi ve sözlerini bitirdi. Şişman adam ''Bu saha biraz tuzlu gelir'' dedi. Keskin bir demir kesesini daha masaya bıraktı. Adamlar birbirlerine baktılar hırsızlık için kıyafet alan daha doğrusu avcı görünüşlü adamın önlerine bir kese demir koyması onun hakkında düşüncelerini değiştirmişti. Bu günlerde demir bulmak zordu, geçim zordu kirli işler bile zorlaştığı şehirde böylesine cömertçe verilen keseye aynı karşılığını vermeyi düşünüyordu şişman adam. Masa serdiği harita dışında başka bir harita çıkardı ve kağıdı açtığında iki harita olduğunu anlamıştı Keskin. Şişman adam ''Bir tanesi ev, çevresi, iç mekan, odalar filan diğeri ise gizli geçit. İçeriye açılıyor odalardan bir tanesine ama odada ne olduğunu bilemem.'' Dedi. Keskin ''Tamam'' dedi başka bir şey söylemesine gerek yoktu, istediğini aldıktan sonra dükkândan ayrıldı. Gecenin olmasını bekleyecekti, olunca harekete geçecekti.

...

Gece olana kadar sokakları dolaşmıştı ve sonunda ayı gökyüzünde görebilmişti. Kendisini gizlemiş kıyafetleri görünmesin diye ikinci kıyafetleri giymiş ve pelerin geçirmişti, oldukça ucuz görünen pelerin onu sıradan halk gibi gösteriyordu. Albay Vueratte mekânın etrafında dolaşıyordu. Etrafı duvarlarla çevrilmişti içeride sadece iki bina ve kule vardı. Duvarın uzunluğu iki metreden azdı, kulenin boyu ise 8 metre olduğunu düşünüyordu. Her iki binadan biraz daha yüksekti. Binalarda yüksekliği fazla değildi, diğer yapılara göre alçak kalmıştı, eski olduğunu düşünüyordu. İki binanın tepesinde toplam dört adam vardı. Duvarlar etrafında dolaşan bir birlik adam vardı. İçeride ise kaç adam olduğunu bilmiyordu. Surların üzerinde dolaşan ve sabit bir yerde bekleyen adam vardı, toplam 6 adamdı. İki ev birbirine yakında ve aralarında kurulmuş köprü vardı. Bu noktada hiç asker olmadığını görmüştü. İkinci kez evin etrafını dolaşmadı onların ilgisini çekmesini istemiyordu. Uzaktan izlemek ile yetindi. Bütün sokaklar Albay'ın evine çıkıyordu. Haritayı açtı, ve yerin altından içeriye erişim için inceledi, kanalizasyondan içeriye girip gizli geçit evlerden öncekine bağlanıyordu. Sokaktan geriye döndü. İçeriye gireceği yeri buldu, karanlık ve dar sokakta bir tane olması gerekiyor. Bu avantaj sağladığı gibi dezavantajı da vardı. Kimsenin geçmediği terk edilmiş bu küçük sokakta lagarı kaldırdı ve aşağıya atladı. Lagarı tekrar kapattı. Üzerinde siyah pelerini çıkardı. Yüzünü sardı, ağzını burnunu ve gözlerini değmedi. İçerisi karanlıktı, gözleri karanlığa alışmıştı, ara sıra ışıklandırma vardı. Duvarlarda meşaleler vardı. Keskin hızlıca gitmesi gereken yere gitmek için ilk dönüşten sola saptı, bir yandan haritaya bakıyordu. Kısa sürede gelmesi gereken son düzlüğe gelmişti, yol oldukça kısa idi, bu kadarını beklemiyordu.

Korunmasızdı, ortada kimsecikler yoktu. Demir merdivenlerden tırmandı ve kapağı araladı, içerisi karanlıktı, Kapağı biraz daha kaldırdı ve dışarıya çıktı, odanın içerisinde kimse yoktu, ışıklandırma yoktu. Haritada nerede olduğuna baktı, olduğu binada kalmalıydı iki kat yukarıya çıkması gerekiyordu. Etrafı fazla incelemeden kapıya doğru yanaştı yere eğildi kilit deliğinden dışarıya baktı. Dışarıda ışık vardı kimsecikler yoktu.