19.Hükümet Konağı

259 24 4
                                    

Kelime Sayısı:1141

19 Bölüm

Belediye Konağı

          Juanson Lambaları söndürerek giderken Keskin Marey'in odasının kapısını tıkladı ve ismini söyledi. İçeriden ses geldiğinde kapıyı açmıştı. İçeriye girdi. Marey yatağın üzerinde hazırlanmış onu bekliyordu. O gelince ayağa kalktı elleri birleştirip beline iliştirdi. Gülümsüyordu. Keskin onu süzmeye başlamadan önce kapıyı kapattı. Marey'e baktı. Kıvrımlı vücut hatları dolgun göğüsleri sivri yüzü kızıl saçları ile oldukça gözüne hoş görünmüştü. Gümüş renkli uzun elbise giymişti. Keskin sırtında ki iki kılıcını duvara diklemesine yasladı. ''Hoş geldiniz efendim'' dedi ve as kılıklı olan elbisesini her iki eli ile askısını indirdiğinde çırılçıplak olarak efendisine hazır olduğunu belirtiyordu. Keskin ona daha çok yaklaştı sırtında ki ayı postunu çıkartıp görmediği sandalyenin üzerine fırlattı. Marey ve Keskin yakınlaşırken Marey arkasını döndü ve yatağın başına geldi. Keskin durdu. Marey aşağıya eğilip kalçalarını sağa sola sallarken yatağın üzerini açıyordu. Keskin başını eğip gözü dolgun kalçalarda kalmıştı. Marey ''Yatağı hazırladım yatmak ister misin?'' diye sordu. Keskin ''Sen yat ben birazdan geliyorum'' dedi ve ayı postunu attığı yerden alıp dışarıya çıktı, kılıçlarını yanına almamıştı kapıyı kapattı. Odadan dışarıya çıktığında içinde ki şehvet hızla azalmıştı. Kendine güçlükle hâkim olmayı başarmıştı. Kafasını sağa sola hızlıca çevirerek dikkatini dağıttı. Diğer odaya doğru yöneldi. Uyumadan önce Safinaz'ı da görse iyi olacağını düşündü.

                Odanın önüne geldi, ismini söyledi içeriye gir kimse dememişti. Kapıyı açıp içeriye girdiğinde Safinaz aynısının karşısında kendisine bakarak bıçağı eline altı ve göğsüne batırmak istediği sırada Keskin kamasını fırlatmıştı. Safinaz ayağa kalkana kadar Keskin yanına gelmişti. Ondan kurtulmak istedi fakat kadın kollarından yakalamış bağırmasın diye ağzını kapatmıştı. Kadın çırpınıyordu fakat Keskin'den kurtuluş yoktu. ''Sakin ol Safinaz benim Chiesa kocan. Biliyorum köle olarak zorla evlendirildin ama bu benim isteğimde olan bir şey değildi. Yavaşça yatağa bırakacağım seni biraz konuşalım'' dedi. Keskin otu yatağa oturttu kadının bıçağını ve kendi kamasını aldı. Keskin sandalye'yi ters oturup kadına baktı. Uzun kırmızı elbise giymişti kapısı sarıp sarmalamıştı fiziki kıvrımlı değildi göğüsleri oldukça küçükçü yüzü oldukça sert ve keskindi. Pek çekici olmayan birisiydi elbise onu tek kılan çekici özelliği idi. Keskin onu detaylı incelememişti Marey ile kıyaslayınca Safinaz'ın ne kadar kötü olduğunu anlamıştı. Aslında ilk onun odasına girmiş olsaydı kadını çekici bulabilirdi. Safinaz

''Senin olmak istemiyorum. O yüzden kendimi öldürecektim şimdi sen beni öldür.'' Dedi. Keskin ''Senden bana kadınlık yapmanı beklemiyorum ama benim karım kendisini öldüremez. Toplum içerisinde benim kadınımsın ya da öyle görünmek zorundasın. '' dedi. Safinaz ''Öyle görünmek zorundayım veya öyle olmak zorundayım sana mecburum çünkü kardeşimin hayatta kalması için sana katlanmak zorundayım'' dedi. Keskin sandalyeden kalkıp koltuğa oturdu şapkasını kafaya çekti. ''Bu meseleyi uygun olduğum bir zamanda konuşalım. Şimdi lambaları söndür ve uyu.'' Dedi. Safinaz ''Sen odadayken uyuyamam'' deyince Keskin sinirlendi. ''Benimle yatmak isteyen o kadar kadın varken sana zorla sahip olmak gibi derdim yok merak etme yat uyu.'' Dedi şapkasını kaldırıp ayağa kalktı ve odayı terk etti. Marey'in odasını geçip aşağıya doğru yöneldi. Geceyi çalışma odasında geçirmeyi umuyordu.

...

                   Sabahın erken saatinde uyanmıştı ayağa kalktı, kılıçları yukarıda kalmış Safinaz'ın bıçağı belindeydi. Odadan çıktığında Juanson onu arıyordu. Kahvaltı çoktan kurulmuştu. Marey ve Safinaz karşılıklı oturmuştu. Marey sabah sinirli olsa da Safinaz onunla yatmadığını söylediğinde siniri geçip gitmişti. Avlunun ortasında kurulan sofrada iki karısı da onu bekliyordu. Keskin avluya doğru yürüdü. Juanson onun avluya gittiğini görünce yukarıdan aşağıya inmiş biraz ilerledikten sonra durmuştu. Keskin avluya sofranın olduğu yere doğru yürümeye devam ederken Katip üst kattan ona bakıyordu. Emilia kapının önündeydi. Askerler sadece kapının önündeydi. Etrafı surlarla çevrilmiş evin surların üzerinde bulunan kulede kimse kalmıyordu, surların üzerinde kimse olmadığını fark etmişti. Juanson uzağında olduğunu görmüştü. Keskin sofradan bir parça ekmek aldı. ''juanson hükümet konağına gidiyoruz bugün Kâtip ve Emilia hazırlanın'' dedi. Keskin Marey'ın yanında kılıçlarını görünce onlara uzanmak istedi. Marey onu bileğini tuttu. ''Yanıma oturmayacak mısın?'' diye sordu. Gülüyordu. Keskin ''Akşam birlikte otururuz Marey şimdi kılıçlarımı alayım. '' dedi. Keskin Safinaz'a bakmamıştı. Safinaz o yakınlaştığında ona bakmıştı. Marey Keskin arkasını dönünce Safinaz'a baktı ekmeğin üzerine sürdüğü reçeli ağzına attı.

Nagraf aşağıya indi. Juanson önlerinde ilerlemeye başladılar. Kapıdan dışarıya çıktıklarında askerler onlarla gelmek istediler. Keskin kılıçlarını sırtına yeni takmıştı, şapkası ve mahmuzlu ayakkabı ile her şeye hazırdı. Keskin ''Siz burada kalır Emilia beni korur'' dedi. Emilia bir şey söylemek istemiş fakat söyleyememişti. Keskin'e bakmakla yetindi sadece. Kimseden ses çıkmayınca yürümeye başlamıştı juanson fakat Keskin ''Atlar ile gitmeyecek miyiz?'' diye sordu. Juanson ''Efendim iki sokak aşağısı hem atla gitmesek iyi olur'' dedi. Keskin nedenini öğrenmek için sordu. Juanson ''Efendim buralar şehrin tehlikeli yerleri bu kısımlarda bir sorun yok ama genel olarak doğu bölgesi oldukça sıkıntılı buraya gelen başkanlar en fazla bir ay kalıp gidiyorlar sonra aylarca başsız kalıyoruz. '' dedi. Keskin ''Şuan gitmemiz çok güvenli mi?'' diye sordu. Juanson ''Karakol bize desteği sağlıyor bugün'' dedi.

                   Etrafta evler vardı fakat terk edilmişe benziyorlardı. Oldukça bakımsızdı, kapıları kapalı olan açık olan kırılmış veya hasar görenler vardı. Pusuya oldukça elverişli mahallede oturduğuna kanaat getirmişti. Gerçekten Alamas ailesinin sevilen üyesi olmadığını anlamıştı. Buraya kendisini öldürtmeye yollanmıştı ama Keskin'in umurunda değil ki o başkanlık mevkiinde soyacağını insanları düşünüyordu. Şehrin kötü tarafı olmasına rağmen buralarda saygın zenginler olmalıydı. Hükümet konağını karşılarına aldıklarında Emilia ve Nagraf birbirilerine bakmıştı. Juanson yüz buruşturmuş Keskin'e bakmıştı. Keskin gözlerini hükümet konağından alamıyordu. Şehrin meydanlarından bir tanesine kurulan hükümet konağını koruyan sadece bir asker vardı. Juanson ''Albora çık dışarıya'' diye bağırdı sonrada sesini yükselttiği için Keskin'den özür diledi. Albora dışarıya çıktığında oldukça yaşlı bir adam ve yanında 12-13 yaşlarında kız çocuğu ile birlikte çıktı. Juanson arkasına döndü ''Yine mi kızını getirdin? Sana getirmemeni söylemiştim'' dedi. Aralarında bir süre fısıldaşırken Keskin ''Yanımda fısıldaşmayın açık açık konuşun'' dedi. Hükümet konağına bakıyordu, çatısı oldukça zarar görmüştü. Çok eski bina olmamasına rağmen 50 yaşından fazla gözüküyordu epey hırpalanmıştı. Bazı yerlerinde yanıklar vardı. Juanson

''Efendim işte bu Albora yani defterdarınız'' dedi. Keskin ''Başka görevli yok mu?'' diye sordu. Juanson ''Aslında vardı fakat kaçmışlar'' dedi. Keskin ''Burada yapılacak bir şey yok. Albora içerisinde ki önemli belgeleri arabayı yükletin ve evime gönderin burayı derhal satışa çıkartıyorum. Bundan sonra kendi evimden çalışmalarımı sürdüreceğim.'' Dedi. Juanson daha söz söylemeden susmasını söylemişti. Keskin Albora'ya döndü. ''Doğu bölgesinde yaşayan hane sayısını tespit edip bana bildirmeniz gerekli'' dedi ve devam etti. ''Ne kadar sürer?'' diye sordu. Albora ''Çok sürmez efendim birçok kişi buraya suç oranının yüksek olmasından dolayı terk etti. Akşama kadar haneler hakkında bilgi toplarım size bildiririm. '' dedi. Keskin onu işaret ederek ''Akşam yemeğini kaçırmadan gel aileni getirmeyi unutma. Juanson bizi karakola götür ayrıca doğu bölgesinin haritasını istiyorum yeni olanlarından'' dedi. Keskin grubun içerisinden ayrılıp meydanda ki kurumuş çeşmenin başına geldi. Nagraf yanında bitmiş idi. ''Bu bölgeden para kazanamayız ayrıca hükümet konağı satılır mı?'' diye sordu. Keskin ''Bize iyi kötü para getirecektir. Suça bulaşmış şehirdeyiz yakında hırsızları, haydutları, paralı kılıç ustaları, tecavüzcüleri ve büyücüleri ile karşılaşacağız. Fakirlerini ve zenginlerini göreceğiz. Nasıl bu para kazanacağız?'' durakladı Nagraf onu pür dikkat dinliyordu. ''Elinde kimin neyi varsa alacağız bunu yaparken kendimize önce destek bulmamız lazım bakalım bize kim destek olacak. Kuru fakir halk mı? Karakol mu yoksa diğerleri mi?'' dedi. Nagraf

''Ne demeye getiriyorsun anlamadım?'' dedi. Keskin ''Yakında eline para geçtiği zaman anlayacaksın.'' Dedi.

Keskin[Bitti]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin