Disappointed

4.8K 277 28
                                    

İyi okumalar :)

2015

Konuşmamız,ilişkimiz, geçen 15 ay kapıyı çarpıp çıkmasıyla bitmişti. Ya da kapıyı çarpıp gitmeden önce dedikleriyle, emin değilim -ki zaten gitmiş olduğu gerçeği varken gerisi önemsizdi. Dürüst olmam gerekirse beklediğim tepki bu değildi. Saçmaladığımı söylemesi, 3. şahısların bizim üzerimizde etkisinin olmadığını savunması gerekirdi. Belki benim yanlış konuşmam etkilemiştir diye düşünerek kendimi avuttum.

''Bazı fedakarlıklar yapman gerekiyor, Kaylee. Ünün için, geleceğin için. Öncelikli yapman gereken şey Harry Styles züppesinden ayrılmak.''

''O züppe değil, onu tanımıyorsun bile.'' diye böldüm menajer bozuntusunu.

''Emin ol böylelerini senden daha iyi tanırım. Her neyse, dediğimi duydun. ''

''Böyle bir şeyi yapmayacağım. Hem ayrılmamızı gerektiren bir ilişki ortada yok bile, bilirsin, sadece takılıyoruz.'' Belki olması gerektiğinden fazla, ama her neyse diye içimden ekledim.

''Yaklaşık 15 aydır takılıyorsunuz, öyle mi?'' Başımla onaylamakla yetindim. '' Kayleee, burada senin iyiliğini düşünüyorum. Harry'nin gölgesinde yaşayamazsın, bir geleceğin olmaz. Olsa bile onu kullandığını düşünecekler. Eğer bir yerlere ulaşmak istiyorsan ödemen gereken bazı bedeller var.''

Menajerimle yaptığım konuşma aklımdan geçtikten sonra zihnimin en unutulmayacak köşesinde bir gerçek yer buldu. "Ama benim ödediğim bedel sahip olduğum her şeydi."

2013

Elini kapının kulpuna getirdiği an istemsizce bağırdım. "Hayır, bunu yapamayacağım." Gözlerimi sıkıca kapamış kafamı iki yana sallıyordum.

"Kaylee, abartacak bir şey yok. Hem kapının ardında görmek için can attığın biri duruyor, yüzleşmen gereken biri değil." diye beni sakinleştirmeye çalıştı boğuk sesiyle. "Ayrıca, yanında Harry Styles varken sakin kalabiliyorsun ama Matt için çıldırıyorsun? Alındım doğrusu." Gamzesini belli edecek içten bir gülümseme gönderdi.

Yanındayken içimde ne savaşlar veriyordum haberi yok tabii. Mesela tüm performans boyunca yanımdaki varlığı yüzünden şarkılara konsantre olamayıp yanlış söylemiş ve ona rezil olmuştum. Yine yanımdaki varlığı yüzünden elim ayağıma dolanmış 3 bardak kırmıştım. Ve o kadar heyecanlıydım ki onunla doğru düzgün konuşamayıp annemle sohbet kurmasına şahit olmuştum.

"Harry, seni burada görmek ne güzel." diyen başka bir sesle nefesim kesildi. Tanrım, bunu yapmış olamazdı. Bunu yapamayacağımı söylemiştim.

"Matt, harika bir performanstı. Tebrikler, çocuklar." derken ben de sessizce gözümü grupta gezdiriyordum. Bu kadarı fazlaydı. Hayallerimin erkekleriyle tek tek tanışıyorum ve muhtemelen kalp krizinden gideceğim.

"Teşekkürler." dedikten sonra gözlerini bana çevirdi. "Ve bu güzel bayan?" Aksanı yüzünden şu an ölebilirim. Ya da Harry'nin belimdeki eli yüzünden. Evet, kesinlikle belimdeki beni öne çeken büyük eller yüzünden ölebilirim. Derin bir nefes alıp zayıf bir selam verdim.

"Bu arkadaşım Kaylee, sizin büyük bir hayranınız çocuklar. Beni bile gözü görmüyor, şuna bakın."

"Şu an cevap verebilecek havada değilim. Kendime geldiğimde konuşsak." deyip kısa zamanlı olarak bakışlarımı Harry'ye çevirdim.

"Bu senin anın." diyerek şirin gülümsemelerinden birini gönderdi. Bu kadar anlayışlı olmasına şükretmeliydim sanırım. Yani beni hiçbir zorunluluğu yokken grupla tanıştırıyor ve aynı zamanda şu an onu görmezden gelmemi umursamıyor. Bu çocuk bu dünya için adeta bir hediye.

Just A Fangirl || h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin