A/N: Harry'ye ne çok küfür ettiniz ama snsjsk Yavaş yavaş bir şeyler belli oluyor artık, hadi bakalım :D Bu arada şarkı kısmında lütfen geçmeyin hikayeye cuk oturdu resmen, zaten kısa. Ve geçen şarkı multimediada var :D İyi okumalaar! :)
2015
Gözümde daha fazla yaş kalmamışken evde sadece derin iç çekişlerim duyuluyordu. En son geçen hafta yazılmış olan son sayfaya geldiğimde kapım zayıf vuruşlarla çalındı. Umursamadan karışık el yazısını okurken içimde büyüyen boşluğu hissediyordum. Söyleyecekti.
Kapıdakinin ısrarcı vuruşlarını daha fazla yok sayamayacağımı anlayınca günlüğü elimden bırakamayarak kapıya ilerledim. Kapının girişindeki aynadan şişmiş gözlerim,kızarmış burnum ve topuzundan çıkmış saçlarımla pek iyi bir görüntü oluşturmadığımı fark etsem de depresyonda olan biri olarak bunu önemseyemezdim. Sonunda kapıyı açabilmemle tekrar vurmak için beklettiği eli havada kaldı. Gözlerinin altındaki torbaları ve siyah halkaları görmemek adına bakışlarımı yüzünden başka yerlere çevirdim. Başındaki beresinin ponponu da bunun için en ideal yerdi.
"Burada ne işin var?" Ağlamaktan çatallaşmış sesimdeki umut kırıntıları rahatça fark edilebilirdi. Benim için geri dönmüş olabilir miydi? Kimseyi umursamadan, benden vazgeçmeyeceğini söylemeye gelmiş olabilir miydi?
Birkaç şey mırıldansada sesi yeterince güçlü çıkmayınca boğazını temizleyerek tekrar konuşmaya başladı. "Kalan birkaç eşyamı almaya geldim."
Zaten hayal kırıklığından başka ne verdi ki bana?
Cümlesinin sonuna doğru bakışlarının elimdeki günlüğe kaydığını hissettim.
"Bunu yapmadın." diyerek başını iki yana salladı. Çekingenlikle gözlerimi kapatıp cevap vermedim. "Sana inanamıyorum Kaylee."
"Ben de burada yazılanlara inanamıyorum, Harry." dedim sinirimin en üst seviyesine ulaşmışken. Biliyordum, bundan sonra ağzımı kapatamayacaktım ve bunca ay beklediğim her şeyi anlatacaktım.
Ve öyle de oldu. " Bana bir şans vermedin bile! Ama gelmiş benim hakkımda yazıyorsun. Bunca zaman boyunca bana dürüst olmamışsın ki." dedim hayal kırıklığıyla. Yutkunarak devam ettim. "Çok şey istemedim." Kafamı iki yana salladım ve sinirden gülerek devam ettim. "Zamanımızın çoğunu birlikte geçirirken beni ailene kız arkadaşın olarak tanıtmanı beklemem çok muydu? Onlara benim hakkımda bir şeyler anlatmanı ya da arkadaşlarına beni düşünmeyi bırakamadığını söylemeni beklemem çok muydu? Ama sen bunun yerine sadece bir günlüğe yazdın! Kimsenin bilmesine izin vermedin. Bana söyleseydin, içten içe beni öldüren düşüncelerime karşı bir avuntum olsaydı? Senin dünyana girmeme izin verseydin, Harry. Kendi kendine sana yakışıp yakışmayacağımı düşüneceğine kardeşin olarak gördüğün arkadaşlarına sorsaydın ama sonradan aslında onların da onaylamasına ihtiyacın olmadığını fark etseydin. Birlikte uyurken sarılsaydın bana , benim uyuduğumu düşündükten sonra değil. Ya da öpüşürken ben gözlerimi kapattığımda senin de kapattığını bilerek endişe yerine aşkı hissedebilseydim. Bana gerçek bir şans verseydin, Harry." Bağrışlarım hıçkırıklara dönünce yere düşmemek adına kapı koluna tutundum. Hiç sesini çıkarmadan kızarmış gözleriyle başını eğmiş ayakkabılarına bakıyordu. " Senin yüzünden ağladığımı bildiğin zamanlarda beni sevdiğini ve ne olursa olsun yanımda kalacağını söyleseydin."2014
"Daha önce hiç aşık oldun mu, Harry?" dediğimde onu öpüşümün şaşkınlığı üzerindeyken daha da afalladı. "Korkunç, değil mi?" diyerek güldüm. "Seni savunmasız yapıyor. Aynı alkolün yaptığı gibi. Ve bu ikisi birleşince daha da korkunç oluyor. Az önce bunun deneyimini yaşadık." Ayakta durabilmem için belimden tuttuğu kollarını silkeleyip arabaya yaslandım. " Göğüs kafesin açılıyor, sonra kalbine ulaşıyor ve sonra bum! Kalbini paramparça yapıyor. Eh,şimdi sen şanslısın çünkü bunu yaşayan az önce sadece bendim." diyerek göz kırptım. " Hiçbir şeyin beni yıkamayacağını biliyorum ama sonra sen karşıma çıkıyorsun ki eskiden bu sadece bir fotoğrafın oluyordu. Tanrım, şimdi daha kötü. Aklımı allak bullak ediyorsun, Styles." Sarhoş halimin ayık halimden daha mantıklı konuşabildiğinin de farkına varmış oldum.
Harry her ne kadar bir şeyler söylese de onu dinlemiyordum. Sanki kulaklarımı dış dünyaya kapatmış kendi iç dünyamda yaşıyordum. Temiz havayı içime çekip çantamdan sigaramı çıkarttım. Sürekli içicilerden değildim, sadece bu aralar fazla ihtiyacım vardı. Rahatsız olup olmadığını anlamak amacıyla Harry'ye baktığımda elimde olan tek dalı ve diğer elimdeki paketi aldıktan sonra yere atıp ezdi. "Pekala." Son heceyi uzatıp başımı gökyüzüne çevirdim.
"Aşktan nefret ediyorum. Tüm seçim hakkımı elimden alıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just A Fangirl || h.s
Fanfiction'Bana bir şans vermedin bile. Senin gözünde her zaman bir fandım. Sesini duyunca bacakları titreyen, yaptığın her iyilikte binlerce kez teşekkür eden, sarıldığında bayılacağından korkup kollarını daha sıkı sardığın bir fan. Beni sevmedin, sadece san...