A/N: Evet, biliyorum çok uzun zaman oldu. Ve bu bölüm de aceleci geçiş bölümü oldu. Hikayeyi kısa bir zaman içinde bitirmek istiyorum ve muhtemelen 2 bölüm sonrası final. Fanfic yazmanın başlıca sorunlarından birini yaşıyorum çünkü. Herneyse uzatmadan, bölümdeki italik kısımlar Harry'nin Ariana Grande için yazdığı şarkıdan. Çeviride bazı yanlışlarım olabilir kusura bakmayın lütfen :) İyi okumalar :)
(ALSicebucketchallenge tabiiki sadece bir eğlence aracı değil, yanlış anlamanızı istemem.)
(Ve yeni kapak fotoğrafı için @SethinApollyonu 'na çok teşekkür ediyorum :) )
Harry
Bir sorun olduğunun farkındaydım. Düğün gününden bu yana Kaylee her zamankinin aksine soğuktu. Her seferinde şikayetçi olduğu saçlarımı arkada toplayıp onu zihnimden atmaya çalışırken birkaç cümle yazılı kağıdı top haline getirip arkaya attım.
Zihnimi dinlendirip yazacak anlamlı cümleler ararken çalan telefonumla Kaylee'nin görüntüsü zihnimden bir anlığına kayboldu.
"Bay Steele?"
"Harry, arkadaşın bize herhangi bir geri dönüşte bulunmadı. Bugün için demo kayıt vardı ve başka bir güne atabileceğimizi sanmıyorum. Sadece haberinin olması gerektiğini düşündüm."
"Ah," bir süre duraksadım. "Bu konu hakkında konuşmamıştık." Aslında uzun bir zamandır hiç konuşmamıştık. "Geleceğini sanıyordum."
"Senin önerdiğin birisinin yetenekli olduğundan eminim ama böyle şımarıklıkları çekemeyecek kadar profesyoneliz. Bugün olmazsa bir daha bu şansı elde edemeyebilir."
"Bugün orada olacağından emin olacağım, Bay Steele. Eminimki önemli başka bir işi çıkmıştır, yoksa bu fırsatı mutlaka değerlendirirdi. Kaylee'yi yanlış tanımanızı istemem."
"Senin için oldukça önemli olmalı. Bu akşam 8'e kadar en iyi adamlarımla buradayım."
Sıkıntılı bir nefesle başımı ellerim arasına aldım. Kaylee'yi şu an aramak istemiyordum. Onunla uzun zamandan sonra aptalca bir telefon görüşmesi yapmak istemiyordum. Onu görmek istiyordum. Onunla konuştuğumda gözlerinde oluşan parlaklığı görmek istiyordum.
"Hangi bandanayı takacağına dair bu kadar dertlenmemelisin." Niall'ın kıkırdamasına tepki vermedim. "Oh, sanırım gerçekten bir sorun var."
Ona dahiymişçesine alayla baktım. O anlamda baktığımı anladığını da sanmıyorum.
"Sorun, Kaylee ve Ronald'ın çok vakit geçirmesi mi? Dostum, sadece arkadaş oldukları çok belli bu kadar büyütmene gerek yok."
"Kaylee ve Ronald çok mu vakit geçiriyor?"
"Hiç instagrama bakmaz mısın sen?" dedi telefonu uzatarak.
Kaylee'nin profilinin yarısı Ronald'ı barındırırken yüzüm ifadesizdi.
"Lee'nin takipçisi mi oldun sen de?" dedim sinirimi istemeyerek ona yönelterek.
Ellerini kısa süreliğine havaya kaldırıp omuz silkti. "Bilirsin, instagramı severim."
Dudaklarımla oynarken Kaylee'nin numarasına bastım. Her zamankinin aksine son çalışta açtı. Saat farkının çokta olmamasına rağmen. Uyumamasına rağmen.
"Lee?"
"Harry?"
Adımla karşılık vermesi nedensizce incitti.
Arkadan gürültüler gelirken nerede olduğunu sormak istedim.
"Bay Steele ile görüştüm-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just A Fangirl || h.s
Fanfiction'Bana bir şans vermedin bile. Senin gözünde her zaman bir fandım. Sesini duyunca bacakları titreyen, yaptığın her iyilikte binlerce kez teşekkür eden, sarıldığında bayılacağından korkup kollarını daha sıkı sardığın bir fan. Beni sevmedin, sadece san...