KONTROL ETMEDEN ATIYORUM BİR HATAM VARSA KUSURA BAKMAYIN YAVRUMLAR.
Gözlerimi açmak istemiyordum.Uyanmak ve iyi hissettiren bu kolların arasından çıkmak istemiyordum.Uyandıktan sonra hiçbir şeyin aynı kalmayacağını biliyordum.Onunla yine uzak olacağımı biliyordum.
Gözlerimi açmadan kaç dakika durduğumu bilmiyorum.Kokusunun içinde kaldığım sürece zaman kelimesi bana çok uzak geliyordu.Burnum boyun girintisine yaslanmışken bu güzel kokunun tam olarak kaynağındaydım.Belimi saran kollar bir süre sonra sıkılaşmış ve beni daha da hapsetmişti kokuya.
"Hye Su?" Pürüzlü ve boğuk çıkan sesine karşılık yutkunmuştum.Ses tonu bile o kadar güzel gelmişti ki o an.Neden bu adamla sadece arkadaş olduğumu düşünmeye başlamıştım.
"Uyanık mısın?" Kollarını benden çektiğinde içim üşüdü.Gözlerimi açmamam için bir sebep yoktu artık.Gözlerimi araladım.Başım hala kolunun üzerindeyken bana bakarak uyanmamı bekliyordu.
"Hoseok?" Bu durumdayken ona dünü hatırlamıyormuş gibi davranmalıydım.Sorarcasına yüzüne bakarken bana gülümsedi.
"Senin burada ne işin var?" Oyunculuk kesinlikle yapabildiğim şeylerin dışında kalıyordu.
"Dün gece uyanık olduğunu biliyorum Hye Su." Bana hala aynı gülümseme ile bakarken ben suçlu bir çocuk gibi ona bakarak dudaklarımı ısırıyordum.Belki ben öyle sanmış olabilirim ama gözleri dudaklarıma sadece bir saniye kaydı.Daha sonra ise yavaşça kolunu başımın altından çekip doğruldu.
"Dejavu yaşıyormuş gibiyim.Tek fark giyinik olmamız." Vücudumdaki tüm kan bir anda yanaklarıma pompalanmıştı sanki.Söylediği şey parmak uçlarımın karıncalanmasına sebep olmuştu.
"Üzgünüm bunu söylemem biraz saçma oldu." Kafasını eğdiğinde onunda benden bir farkı olmadığını anladım.Utancımdan ağzımı dahi aralayamıyordum.Bende onun gibi yapıp kafamı eğdim ve ellerimle oynamaya başladım.Bir süre hiç konuşmadık.Sadece nefes alış veriş seslerimiz yankılandı sessiz odada.Hoseok'un aldığı derin nefesten sonra bir şey söyleyeceğini anladım.
"Karnında benim çocuğum var öyle mi?" Kafasını bana çevirdiğinde kızaran tombul yanaklarına kaydı gözlerim.O an o kadar tatlı gözüküyordu ki ellerimi yanaklarına atıp sıkmamak için kendimi zor tutmuştum.Kafamı olumlu manada salladım.En azından öyle olduğunu biliyordum.
"Bu çok değişik hissettiriyor." Kafasını tekrar eğdiğinde bunun ona zor geldiğini anlamıştım.O baba olmaya hazır hissetmiyordu.
Pekala benimde anne olmak gibi bir planım yoktu bu aralar.
Ağzımı birşey söylemek için araladığımda boğazıma kadar çıkan sıvı yüzünden susmuş ve hızla kalkıp odadaki banyoya doğru koşmuştum.Hoseok'un şaşkın bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum.Kapıyı kitlemeye zamanım olmadığı için direk olarak klozetin önüne atmıştım kendimi.
Midemin boş olmasına rağmen öğürmek daha kötü hissettiriyordu.Bir süre sonra saçlarımda eller hissettim. Saçlarım geriye doğru toplanmış ve kusmamı kolaylaştırmıştı.
Benim bu iğrenç durumumu görmesini istemiyordum.
"Hoseok çık dışarı." Öğürmelerimin arasından konuştuğumda saçımı daha sıkı kavrayıp önümdeki tutamları çekerek gitmeyeceğini belli etmişti.Sonunda dolu olmayan midem daha da boşaldığında doğruldum ve sifonu çektim.Hoseok'un elleri saçlarımın arasından ayrılırken ben kendimi kapağını kapattığım klozetin üzerine bırakmıştım.Gözlerimi kapatıp kafamı geriye yasladım ve büyükçe yutkundum.Ağzımda ki iğrenç tat yüzümü buruşturmama sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
best friend ❆ jung hoseok✔
Fanfiction❝Unutalım.❞ İki dudağının arasından dökülenler neden bu kadar acı veriyordu bana? Neden en yakın arkadaşı gibi değil de birazdan cebindeki cüzdandan parayı çıkarıp komodine koyacağı tek gecelik bir sürtük gibi hissediyordum? ❝Arkadaşlığımızı koru...