KONTROL ETMEDEN ATIYORUM BİR YANLIŞIM VARSA KUSURA BAKMAYIN YAVRUMLAR
Uyuyamıyordum.
Dışarıda esen soğuk rüzgar camlardan değişik sesler çıkmasını sağlarken ben öylece battaniyeye sarılmış bir şekilde tavana bakıyordum.Düşünüyordum.Bugün olanlar bir bir gözümün önünden geçerken bazen tekrar yaşamış gibi yanaklarım kızarıyor bazense kendimi durduramayıp utancımdan yatağın içinde adeta çırpınıyorum.
Yemeği yedikten sonra birbirimizle iletişim kurmayı bırakın gözlerimize bile bakamıyorduk.Hoseok bana odasını verdikten sonra onu görmemiştim.
Mesela şuan gerçekten su istiyordum ama eğer odadan çıkarsam kesinlikle onunla karşılaşacaktım.Çünkü salondan başka yatabileceği bir mekan yoktu.
Uykum olmasına rağmen bir türlü uyuyamıyordum.Ellerimi gözlerime götürüp ovuşturdum.Yatakta doğrulup etrafıma baktım.Odasını daha önce hiç görmemiştim.Ne çok renkliydi ne de çok karanlık.
Hoseok gibiydi.Odası da ona benziyordu.Ayaklarımı yataktan sarkıtıp bir süre bekledim.Daha sonra yataktan inip odanın en köşesinde ki banyoya girip ellerimi ve yüzümü yıkadım.
Kendime gelmeliydim.
Banyodan çıktıktan sonra ayakta bekledim bir süre ama odanın camlarının çıkardığı korkutucu sesler beni ürkütmüştü.Tek başıma karanlık bir odada olmaya alışıktım ama en azından benim camlarım böyle sesler çıkarmıyorlardı.
Mi Cha'da kaldığım zaman bu sesleri duyduğumda onun yatağına girip sarılarak uykuya dalardım ama şuan o yoktu.Belki uzun zaman belki de hiç olmayacaktı.Bunu bilemiyordum.
Onu affetmek şuan ki seçeneklerim arasında yer almıyordu bile.
Odanın kapısına doğru ilerleyip kulpunu yavaşça çevirdim.Bildiğime göre Hoseok'un uykusu çok hafifti.Eğer ses çıkarırsam onu rahatsız edebilirdim.Kapıyı sessiz bir şekilde açmayı başardığımda önce kafamı daha sonra ise bedenimi çıkardım odadan.Büyük camın önünde bulunan koltuğa vuran ay ışığından başka bir ışık yoktu.Yavaş adımlar ile mutfağa doğru ilerlemeye başladım.Uyanmaması için adımlarımı attığım yerlere aşırı dikkat ediyordum.
"Sende uyuyamadın mı?" Gelen ses ile olduğum yerde sıçramıştım.Korkudan ne yapacağımı bilemezken arkamı dönüp koltuğun üzerinde uzan bir şekilde bana bakan Hoseok'u gördüm.İki elini kafasının arkasında birleştirmiş , boş bir surat ile bana bakıyordu.Elimi kalbime götürüp nefes verdim.
"Evet." Mırıldandıktan sonra mutfağa girip tezgahın üzerinde ki sürahiden su alarak içtim.Susuzluk ile kuruyan boğazımdan geçen su beni ferahlatmıştı.Suyu bıraktıktan sonra mutfaktan çıktığımda Hoseok'un aynı pozisyonda yatmaya devam ettiğini gördüm.Yavaşça ilerleyip ufak koltuğa kendimi bıraktım.
"Neden uyuyamıyorsun?" Hoseok'a yönlendirdiğim soru ile bir süredir gözlerime bakan gözlerini pencereden dışarıya çevirdi ve iç çekti.
"Bilemiyorum." Bende aynı şeyi düşünüyordum.Neden uyuyamadığımı bilmiyordum.Sadece uyuyamıyordum işte.
"Dae-Ho.." Mırıldandığı isim ile yerimde rahatsızca kıpırdandım.İsmini duymak bile beni ürpertiyordu.
"Seni tanımadığını zannediyordum." Hoseok'a çevirdiğim gözlerimi ondan çektim.Karanlık ortama gözlerim alıştığı için artık görüş açım daha genişti.
"Bende öyle zannediyordum ama o Mi Cha'nın kuzeniymiş.Bugün öğrendim." Hoseok camdan dışarıya bakan gözlerini bana doğru çevirdi.Bugün neden ağladığımı öğrenmiş oldu.Bunu öğrenmek için evime çıkmış olsa da gelişen olaylar nedeniyle öğrenememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
best friend ❆ jung hoseok✔
Fanfiction❝Unutalım.❞ İki dudağının arasından dökülenler neden bu kadar acı veriyordu bana? Neden en yakın arkadaşı gibi değil de birazdan cebindeki cüzdandan parayı çıkarıp komodine koyacağı tek gecelik bir sürtük gibi hissediyordum? ❝Arkadaşlığımızı koru...