"Kookie," diye seslendi Taehyung, saksofonunu temizlerken. "bu akşam eğlenmeye gidiyoruz. Gelmek ister misin?"
"Olur, hyung." diye cevaplayan Jungkook, telefonundaki oyunu kapamış Taehyung'u izliyordu. "Yoongi de gelecek mi?"
Jungkook'un ağzından kaçan kısa bir isim Taehyung'un şaşkın gözlerle kendisine dönmesini sağladı.
"Ne demek, Yoongi?" dedi ve saksofonu elinden bırakmadan Jungkook'un yanına oturdu. "Aranızda saygı ifadesi kullanmıyor musunuz?"
Jungkook'un yüzü kızarırken kafasını yere eğdi ve sessizce mırıldandı. "O pisliğe abi demem ben."
"Hop hop," dedi Taehyung, küçüğün ensesine patlatırken. "bir gece yalnız kaldınız sadece. Ne bu nefret, Kookie?"
"O adamla," dedi ve derin bir nefes aldı. "yıldızım barışmadı."
Taehyung'un ahtapotvari kollarından kurtulup asi bir ergen gibi odasına ilerlerken arkadaşının onu nasıl gördüğü hakkında bir fikri yoktu.
Taehyung, alayla gülümserken Jungkook'un Yoongi'den etkilendiğini fark etti.
~
"Hayır," dedi Jimin, tek seferde. "bu gece yanımdan ayrılmayacaksın."
Taehyung'un sevimli yüzü birkaç saniye içinde düşünce Jimin kıyamadı fakat bardaki pis bakışların farkındaydı ve kendisine hakim olmak zorundaydı. Sadece kadınlar baksa yine iyi ama neredeyse bardaki erkeklerin çoğu da Taehyung'u önceden tanıyormuşçasına yanına gelip sarılıyor bazıları da süzerek selam veriyordu.
"İnsanların beni sevmesi," dedi Taehyung, kafasını Jimin'in omzuna koyduğunda. "kötü bir şey mi?"
"Evet," diye yanıtladı Jimin, sarı olan saçlarının içinden parmaklarını geçirirken. "seni yalnızca ben sevmeliyim."
Taehyung, Jimin'in boynuna doğru kıkırdarken bir şey söylemedi ve bardaki şarkının ve içtiği kokteylin etkisiyle yerinde hafif hafif sallanmaya başladı.
"Nasıl oluyor da bu kadar popüler olmayı başarıyorsun?" diye sordu Jimin, sesinde hem gerçek merak hem de alkolün verdiği kızgınlık vardı.
"Barda sarılmadığın adam kalmadı."
Taehyung, kaşlarını çatarak sevgilisinden uzaklaşırken aynı konuyu sürekli konuşmaktan bunaldığını belli etmeye çalıştı.
"Yeter artık," dedi ve Jimin'in önündeki tekila shotlarından birini alıp kafasına dikti. "abartıyorsun."
Jimin'in gözü, Taehyung'un dudaklarından kurtulup çenesine oradan adem elmasına doğru akan içkideyken birden masaya yumruğunu vurdu ve genç adamın zıplamasını sağladı.
"Hareketlerine dikkat etmediğin sürece hayatımız böyle geçecek, Taehyung."
Sarhoş olmasına ramak kaldığı için abarttığını anlayamıyordu bile Taehyung, boş gözlerle sevgilisini izlerken rest çekmeye karar verdi. Böylece ne kadar değer gördüğünü anlayabilirdi. Zaten sürekli ikinci planda olmaktan bıkmıştı. Dirseğinin içindeki dövmeye bakarak gülümsedi ve "Beğenmiyorsan gidebilirsin."
"Tae," diye mırıldandı Jimin ve üfleyerek devam etti. "beğenmiyorum. Benimleyken böyle pervasız olamazsın."
"Kendine çeki düzen vermen gerek."
Taehyung'un güzel kahveleri hızla göz suyu ile dolarken kısık sesle konuşmaya çalıştı.
"Siktir git," dedi ve Jimin'in gözlerinin içine odaklandı. "hayatımdan."
"Seni çok yanlış tanımışım, yazar bozuntusu."
Jimin, karşısında anlamayan gözlerle ona bakarken Taehyung, Jungkook'a eve gideceğini söyledi ve hala ona selam vermeye devam eden insanları görmezden gelerek bardan çıktı.
Aşık olduğu tek insan bile onun kişiliğini beğenmiyordu.
Daha fazla zorlamayacaktı.
Park Jimin, onu kendi olduğu gibi kabul edene kadar ondan uzak duracaktı.
Minik kalbi, bozguna uğrayıp zaferi son dakika kaybetmiş bir savaş mağduru gibi hayal kırıklığı ile dolu olsa da ilk defa gururlu davranacaktı.
--------
oley be sonunda ayırdım
canım çiftimi kkkk
biraz böyle angst olacağız canlarım
okuyun, okutun
yorum atıp yeni bölümün hızlı gelmesini sağlayın
ve mutlideki vmin'e bakıp allahım gerçekler diyip ağlayalım

ŞİMDİ OKUDUĞUN
saxophone :: vmin
FanficPark Jimin, yuvarlak okuma gözlüklerini düzeltti ve karşı komşusunun kırmak istediği kapısını açmasını bekledi. Kapıyı elindeki saksofonuyla açan genç adam, karşısındaki tanımadığı komşusuna bakıp o cümleyi söyledi. "Sanırım yanlış geldiniz, buras...