Paylaştığım saat 00.00 yani sizi düşünüyorum ^_^ İyi okumalaar~
-18 olanlar çok şaşırmasın kkkk (çünkü ilham multimedya)
Taehyung, dumanaltı yere girerken kendini bir pislik gibi hissediyordu ama arkadaşının doğum günü olduğunu Jimin'e söylemiş o da izin vermişti. Kötü bir şey olmayacaktı ve geceyi sorunsuz tamamlayacaktı. En azından, öyle düşünüyordu.
Mekanda on kişiyle birlikte bir masa etrafında toplandıklarında yanında Jimin'in yokluğunu hissetti. Onun yanmış gri saçlarına ve heykellere benzeyen suratına bakmadan rahat nefes alamıyordu. Keşke, diye iç geçirdi. Finali yazabilseydi ve bu gece burada el ele otursalardı. Omzuna atılan bir kol ile sağına döndü ve Hoseok'un karşısında olduğunu gördü.
"Kardeşim," dedi hafifçe sarılırken Taehyung. "ne yapıyorsun?"
"Parti parti dolaşıyorum," dedi Hoseok ve sinsice göz kırptı. "popüler olmak çok zor."
"Bilmez miyim," dedi Taehyung alayla gülerken. "kendine dikkat et."
Hoseok, genç adamın kahverengiye boyattığı saçlarını karıştırarak bir şeyler mırıldandı ama Taehyung yüksek sesten dolayı duyamadı.
"Ne dedin?" diye sorarken Hoseok, köşedeki dansçı kızları kesiyordu.
"Salla." dedi Hoseok ve onun omzunu pat patlayıp karşıya doğru yürüdü. Av zamanı gelmişti.
Taehyung, arkadaşının arkasından memnun olmuş bir şekilde bakarken "Taehyung da katılsın," diyen bir ses duydu. "eğlenceli olacak."
Anında konuşmaya dahil olurken "Neye?" diye sordu.
"Shot yarışması yapıyoruz." dedi kıkırdayarak sarışın bir kız.
"Ben..." dedi Taehyung kararsız kalırken. Jimin'e sarhoş olmayacağına dair söz vermişti.
Sarışın kız, onun tereddütte kaldığını görünce kulağına doğru eğildi ve parmaklarını Taehyung'un bacaklarına çıkardı.
"Gerçekten eğlenci olacak," dedi nefesi Taehyung'un boynuna darbeler uygularken. "pişman olmayacaksın."
Taehyung kas katı kesilirken kusmamak için yutkunmak zorunda kaldı ve kızın çekilmesi için gerilerken aceleyle "Tamam, tamam." dedi ve yuvarlak masanın insanlara en uzak olan tarafına oturdu.
Herkes ikişer shotı kafaya dikerken hızlı davranarak onlara yetişti ve altıncıdan sonra saymayı bıraktı. Yalnızca önüne gelen küçük bardakların kenarındaki tuzları yalayarak kafasına dikiyor ve limon dilimlerinin boğazından geçişini hissediyordu. Boynunda bir çift soğuk el hissedince bardağı havada kaldı ve kafasını havaya kaldırdı.
Sarışın kız, elindeki shot bardağını almış ve kendisine kırmızı bir sıvı dolu olan küçük bir kokteyl bardağı uzatmıştı. Taehyung sorarcasına bakarken kafasını kaldırdığı için başı dönmüştü.
"İç," dedi sarışın ve masadaki yerine geri döndü. Taehyung, onunda yemek borusundan geçmesini sağlarken tüylerinin diken diken olduğunu hissetti ve şakaklarındaki hücrelerin zonkladığını anladı. Ruh hali kötüleşirken bunalık bakan gözleriyle telefonunda Jimin'in numarasını buldu ve çaldırdı.
"Buyrun, Park Jimin'in telefonu?" diye telefonu neşeli açan Jimin, merakla karşısındaki sesi bekledi.
"Chimchim," dedi Taehyung tek nefeste. "beni a-almaya ge-gelir m-misin?"
"Kendini tutamadın değil mi?" diye soran Jimin'in sinirleri bozulmaya başlamıştı. "Geliyorum, kapıda beni bekle."
"Te-teşekk-teşekkürrl-"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
saxophone :: vmin
FanfictionPark Jimin, yuvarlak okuma gözlüklerini düzeltti ve karşı komşusunun kırmak istediği kapısını açmasını bekledi. Kapıyı elindeki saksofonuyla açan genç adam, karşısındaki tanımadığı komşusuna bakıp o cümleyi söyledi. "Sanırım yanlış geldiniz, buras...