Hastane koridorunda telaşlı bir bekleyiş içerisinde olan altı adam ne yapacağını bilmez haldeydi. Hiçbiri Taehyung'un bir hastalıktan muzdarip olduğunu bilmiyordu ve bu ani gelişme onları tsunamiye yakalanmış gibi hissettiriyordu. Jungkook, iki gündür bir şey yememiş yalnızca oyun oynuyordu. Hoseok'un ağlamaktan içi çıkmış Yoongi ona bir nebze destek olmaya çalışıyordu. Seokjin ve Namjoon ise tüm evi talan etmiş, hastalığa dair bir rapor veya kanıt aramışlardı.
Jimin ise...hayattan kopmuş gibiydi.
Gözleri Taehyung'un kaldığı odaya odaklanmıştı ve başka bir yere dönmemişti bile. Ellerine bulaşan kanı hala çıkarmamıştı ve aklında gezinen korkunç düşüncelerden acayip tırsıyordu. Onu kollarında öylece gördükten sonra hayatında hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Kitaplarındaki tüm karakterleri öldürmek istiyordu. Taehyung'un canını acıtan ne varsa bire bir savaşmak istiyordu.
Taehyung ile ilgilenen doktor, odasından çıkıp elinde kağıtlarla onlara doğru gelirken hepsi kendine çeki düzen vermişti.
"Bay Kim," dedi ve kağıtları ellerinde çevirerek üst üste dizdi. "üç gün üst üste uyku hapı içmiş ve bu hap, kendisine alerji etkisi yarattığından kanlı öksürük yapmış. İki gündür serum takviyesi ile kanını ilaçtan temizlemeye çalışıyoruz. Zarar oranı en aza indiğinde taburcu olacaktır. Endişelenecek bir durum yok, iyi günler."
Doktor geldiği gibi giderken çaresiz bakışlara sahip altı adam da şoka girmişti. Kim Taehyung tam bir baş belasıydı. Jimin hariç herkes gülümserken toplanıp hastanenin kafeteryasına inmeye karar vermişlerdi. Aralarında sessizce tepki vermeden duran Jimin'e döndüklerinde Namjoon ona da teklif etti.
"Geliyor musun?"
"Hayır," dedi Jimin kestirip atarak. "siz gidin. Ben Taehyung'a bakacağım."
Hepsi yorgunca kafa sallarken Jimin sakin olmaya çalışarak hastanın odasına girdi ve Taehyung'u hiç alışık olmadığı bir şekilde gördü. Yeşil borulardan biri burnundan geçiyordu diğeri ise zayıf kolunun içine giriyordu. Yüzünün soluklaşmasına bininci kez içi acırken "Gerizekalı." dedi ve yanına gidip refakatçi koltuğuna oturdu.
"Gerçekten gerizekalısın, Taehyung." dedi Jimin ve oğlanın karamel saçlarını karıştırmaya başladı.
"Beni..." Gözlerinden dökülen yaşları tutmaya çalışırken bir hıçkırık dudaklarından kaçtı ve kendisini daha fazla tutamadı. "çok korkkuttun."
Ağlamaya devam ederek kafasını Taehyung'un bacaklarının üzerine koydu ve elleriyle sağ elini avuçlarının arasına aldı. Onun elini orada tutup sonsuza kadar kendi ısısıyla birlikte onu izleyerek ısıtmak istedi. Minik mırıldanmalar duymasıyla kafasını kaldırırken Taehyung'un kıpırdayan göz kapaklarını gördü.
"Bekle," dedi Jimin, aceleyle. "doktor çağıracağım."
"Hayır," diyerek kafasını iki yana yavaşça salladı Taehyung. "yanımda kal."
"Tae..."
"Jimin-ah..." dedi Taehyung, gülümseyerek. Serumlar iyi geliyordu. "seni seviyorum."
"Seni çok seviyorum."
"Salak," dedi Jimin, kendi bozulmuş sinirlerini bir türlü toparlayamıyordu. "ben de seni."
Taehyung kaşlarını çatarak hasta yatağında sakince doğruldu ve kucağına yakın bir yerde oturan Jimin'e ukala bir şekilde baktı.
"Ne?" dedi ve kulaklarını göstererek, "Ben duymadım."
Jimin aşık olduğu adamın üzerine eğilirken boynuna hafif bir öpücük kondurdu ve üzerine sinen ilaç kokusunu derin derin içine çekti.
"Seni," dedi ve kıyafetinin açıkta bıraktığı omzunu da minik bir şekilde öptü. "öyle çok seviyorum ki şu küçücük odada yangın çıkarmamak için baya zorluk çekiyorum."
"Beni yakıyorsun, Taehyung."
"Öp beni," dedi Taehyung ikiletmeden. "dudaklarımdan."
Jimin, rotasını oraya çevirip alınlarını birleştirirken ağır bir şekilde fısıldadı.
"Seni öpersem yanarız." dedi ve dudaklarından kaçan hain hava, Taehyung'un aralık dudaklarına çarptı. "Geri dönüşü olmadan."
"Ben sana düşerken, cehenneme adımı yazdırdım zaten."
Taehyung'un anlamlı cümlesi Jimin'in kalın dudaklarına gülümseme kondururken etleri neredeyse birbirine değiyordu.
"Kitap gibi konuşuyorsun." dedi Jimin, elleri Taehyung'un beline sabit bir şekilde yerleşmişti.
Taehyung, dayanamayıp dudaklarına uzanmadan önce kendisini yakan ateşe fısıldadı.
"Ben bir kitabım, senin yazdığın."
-----------
feels kustum
umarım sizde aynısını hissediyorsunuzdur çünkü angst değil görüldüğü üzere kk
neyse canlarım bir şey soracağım, önemli!
sizce bu hikayeyi mi uzatayım çünkü kafamdakine göre 5 bölüm kaldı
yoksa tamamen farklı bir kurgu ve karakterler ile yeni bir vmin mi yazayım
ne dersiniz, ne isterseniz
size bağlıyım, çünkü sizi seviyorum kkk
♡

ŞİMDİ OKUDUĞUN
saxophone :: vmin
FanfictionPark Jimin, yuvarlak okuma gözlüklerini düzeltti ve karşı komşusunun kırmak istediği kapısını açmasını bekledi. Kapıyı elindeki saksofonuyla açan genç adam, karşısındaki tanımadığı komşusuna bakıp o cümleyi söyledi. "Sanırım yanlış geldiniz, buras...