V

5.1K 484 173
                                    

Taehyung, Seul manzarasını yüksek binalar arasından gören balkonda sevgilisinin kucağında amaçsızca yayılıyordu. Jimin'in taze lavanta kokusunu içine çekerken boynuna değen gri saçlar, hiç vermediği kadar büyük bir huzur veriyordu.

Güneş batıyordu.

Gökyüzü kızılın derinliklerine boyanırken ölümle savaşan turunculuklar topak topak bulutların arasından süzülüyordu. Güneş kendi mezarını saniye saniye kazıyordu. O sırada Jimin, derin bir nefes aldı ve Taehyung'un omzuna kafasını koydu. Yüzleri yan yana ve yanakları birbirine değiyordu.

Dışarıdan gören biri onları eşsiz bir tablo sanabilirdi. Paha biçilmez bir sanat eseri zannedebilirdi. Aşk diye anılan duygu, onları öylesine güzel kutsamıştı ki güneş, karşılarında utandığı için ölmeye karar vermişti.

Güneş neredeyse batmıştı.

"Gün batımı," diye fısıldadı Jimin, gözleri hafifçe esmer tene dönmüştü. "çok efsanevi değil mi?"

Taehyung, kafasını ona çevirmeden gözlerini alacakaranlığa dikti ve onaylamayan bir ses çıkardı.

"Senin kadar değil."

Jimin, bu cevaba kıkırdarken sevgilisinin açıkta kalan boynuna bir sürü öpücük kondurdu ve onu gıdıklamaya başladı. Balkona yeni çıkarttıkları kırmızı koltuğun üstünde kahkahalarla boğuşurken bir an Taehyung gülme krizine girdi ve Jimin nefes alabilmesi için çekildi. Taehyung öksürmeye başlarken Jimin telaşlanmıştı ama yalnızca izlemek ile yetindi. Taehyung banyoya koştuktan sonra peşinden gitse de çoktan kapıyı kilitlemişti. Dakikalar sonra Taehyung, dışarıya çıktığında görünür hiçbir problem yoktu ama Jimin'in içi içini yiyordu.

"Ne oldu, sevgilim?" dedi Jimin ve Taehyung'un yüzünü avuçlarının arasına alıp burunlarını çarpıştı. Aralarında engel namına bir şey kalmamıştı.

"Midem bulanıyordu," diye açıkladı Taehyung, gözlerini kaçırmadan. "ne yediysem çıkarttım."

"Ah," dedi Jimin, gözlerini acıyla kaparken. "iyi misin?"

"İyiyim, sevgilim." dedi Taehyung, otuz iki diş gülümserken. Jimin'e sıkıca sarılıyordu.

Dışarıdan gören biri onları tek beden sanabilirdi. Birbirlerinin uçmasını engelleyen yer çekimi merkezi zannedebilirdi.

"Bir şey hissettiğinde," dedi Jimin ve Taehyung'un henüz kurumamış alnını uzunca öptü. "hemen söyle. Sakın çekinme benden."

"Tamam." diyebildi Taehyung, öpüşünün karşısında nefessiz kalırken. Dudaklarından yalnızca bu zayıf harfler idam edildi.

~

Jimin ve Taehyung iki gündür birlikte kalıyorlardı ve geçen tüm günler rüya gibiydi. Birlikte uyanıyorlar, birlikte yemek yiyorlar ve birlikte uyuyorlardı. Jimin, bölümleri yazarken Taehyung arka odada saksofon çalıyordu. Çok abarttığında ise Jimin onu...öperek cezalandırıyordu. Sonra ikisi de sanat yapmayı bırakıp terden buharlaşana kadar aşk yapıyorlardı. Geçirdikleri sanki 48 saat değil de bir yıl gibiydi. Birbirlerine baktıklarında bile ağızlarından çıkacak kelimeleri tahmin etmeye başlamışlardı.

Üçüncü günün akşamüstü, güneş battıktan birkaç saat sonra akşam yemeği masası toplanmış, bulaşıklar yıkanmış ve mutfak toplanmıştı. Bugün Jimin'in yazı yazması gerekmiyordu bu yüzden ikisi birlikte film gecesi yapacaklardı. Klasiklerden seçim yaparken Taehyung'un parmakları Aşk ve Gurur'da takılı kaldı.

"Bunu izleyelim," dedi Jimin'e mahçupça bakarken. "izlediğim en harika aşk filmi."

"Biraz eski, değil mi?" diye sordu Jimin, burun kıvırırken. Daha önce izlemediği için vaktinin boşa geçmesini istemiyordu.

"Hayır," dedi Taehyung, kararını verdikten sonra televizyonu açarken. "bunu izleyeceğiz."

Taehyung, Jimin'in kendisi için açtığı kollarının arasına girerken üzerine ince pikeyi çekti ve film başlarken hafifçe kıkırdadı.

"Riyâkar," dedi Jimin, alt perdeden. "fikrime ihtiyacın yoksa neden soruyorsun?"

Taehyung, gözlerini Jimin'in kahvelerine adarken "Fikirlerin," dedi ve genç adamın saçlarını kokladı. "beni var eden şeyler."

"Edebiyatçı seni."

İkisinin koltukta bir bütün olması, iki saatlik koca bir filmden daha etkileyiciydi.

Filmin sonlarına doğru uyuyakalan Jimin, Taehyung'un öksürük sesine uyandı ve kollarının arasındaki bedeni aradı. Gözlerini açtığında Taehyung'un sesinin banyodan geldiğini anladığı gibi oraya koştu ve onu gördü.

Taehyung, ciğerleri sökülüyormuşçasına öksürüyordu.

Ellerini soğuk zemine dayamış ve dizlerinin üstüne çökmüştü. Tuvalate doğru öksürmek istemişti fakat vücudu bunun için yeterince güç bulamamıştı. Jimin, Taehyung'u yerden kaldırıp kucağına alırken hala neler olduğunun farkına varamamıştı. Kucağında iki büklüm olan genç adamın, belli olan boyun damarları ve ıslak dudakları onu her ne kadar çekici yapsa da durum sandığından daha ciddiydi.

Taehyung'un kapanmaya yatkın gözleri son bir kez güçlükle açıldı ve kendisini tutan adama bir şeyler fısıldadı.

"Bana kızma."

Saniyeler sonra Taehyung'un derince öksürdü ve geniş elleriyle dudaklarını kapadı. Jimin, telaşla sevgilisini izlerken ışık hızında evden çıkmadan önce gördüğü son şey...

Taehyung'un elleri kaplayan kandı.

~~~~~~~

Dirayetli kalın okur kardeşlerim
Sizi seviyorum ve yorumlarınızı görürsem çok çok mutlu olurum!
Son 5 bölüm~

Multimedya resmen gelecek bölümlerden bir cümleyi anlatıyor;

"O, kalbime dokunmuştu."

Heyecanınızı yitirmeden bekleyiniz lütfen♡♡♡♡

(Bölümün ismi V olunca daha bi' özel bölüm oldu kk)

saxophone :: vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin