Sabah Giselle sayesinde erkenden uyandım.Şu 'Şeytan'ın yeri ' denen yerdeki küçük parti için hazırlanmaya gelmişmiş.Yalana bak.İlla beni rahatsız edecek.Giselle benim koruyucu meleğim olabilir ama bu onunla -clarie ve ben gibi - yakın arkadaş olacağımız anlamına gelmez.
"Kahvaltıya gel , uykucu." Giselle mutfaktan bana bağırıyordu.Hızlıca elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim.
"Parti saat kaçta ? " diye sordum. Aslında parti değildi.Bikaç serseri toplaşıp ortalığı dağatacaktı.
"Saat 21.00 gibi." dediğinde dudağımı ısırdım.Annem eğer duyarsa dışarı çıkma yasağı koyardı.Aslında geç değildi ama annem kuralcı biriydi.
"Annen nerede ? " diye sorduğunda hıçkırığımın gitmesi için yutkundum.Annemin erkek arkadaşıyla tatilde olduğunu söylemek istemiyordum.
"İş gezisinde . " diye cevap verdim.
Kahvaltımız bitmiş alışveriş için hazırlanıyorduk.Ne kadar gitmek istemesemde Giselle fazla ısrarcıydı.
"Hadi uyuşuk hazırlan artık." Giselle'in sesiyle düşüncelerimden kurtuldum ve daha hızlı hazırlanmaya başladım.Jackson'ı düşünüyordum.Ondan pek hoşlandığım söylenemezdi ama onda beni çeken birşey vardı.
"Hazırım." diye bağırıp hızlıca aşağı indim.Giselle beni bekliyordu.Hızlıca dışarı çıkıp ilerlemeye başladık.Arabamız olmadığı için yürüyorduk.
"Victoria's secret ' a girelim " dediğinde başımı tamam anlamında salladım.
Biraz yürüdükten sonra Victoria's secret'a varmıştık. İçerisini çilek ve yumuşak bir parfüm kokusuyla kaplıydı.
İç çamaşırlarına baktıktan sonra gözüm askıdaki siyah -çok fazla açık- geceliğe takıldı.Birden düşüncelerimde bir ses hissettim.
"Seni o geceliğin içinde görmeyi istiyorum." Hızlıca etrafıma bakındım fakat kimse yoktu.Daha sonra dışarı baktığımda siyah kapuşonlu birinin beni gözetlediğini fark ettim.Bu Jackson'dı.Yüzünü göremesemde Jackson olduğuna yemin edebilirdim.
"Giselle.." diye inledim.Ona söylemeyi düşünüyordum fakat vazgeçtim.
"Sorun ne ? " diye sordu en yapmacık ses tonuyla.
"Ne zaman gideceğiz ? " diye geçirmiştim.
"Şunları ödeyeyim gideriz . " dedi elindekileri göstererek. Elinde bir siyah sütyen ve 1 tane siyah tanga vardı.Ah Tanrım , birde melek olacak..
Hızlıca eve ilerliyorduk.Hava kararmıştı.Sanki birisi bizi izliyormuş gibi hissediyordum.
"Birisi bizi gözetliyor." dedi usulca.
"Kim ? "
"Bilmiyorum." diye cevap verdi.
Eve vardığımızda saat 20.00'dı.Hazırlanıp çıkacaktık.Zach bizi Jeep Commander ile alacaktı.
Siyah pantolonumu ve beyaz bol bluzumu , deri ceketimi giymiştim.
"Nasılım ? " diye içeri giren Giselle'i ağzım açık süzüyordum.Şortu okadar açıktı ki tanga giydiğini görebiliyordum.
Dışarıdan gelen korna sesiyle irkildim.Zach gelmiş olmalıydı. Hızlıca dışarı çıktık.Ben ön koltuğa oturdum.Giselle arka koltuğa.
"Sürtük gibi olmuşsun , Giselle." Zach'in söylediği şeye gülmemek için kendimi zor tutmuştum.
Şeytanın yerine varmıştık. Kapıdan içeri girdiğimde sigara kokusu ve içki kokusu boğazımı yakmıştı.Sigara dumanından hiçbiryer gözükmüyordu.Kısık bir sesle 'The Pretty Reckless - Going to hell ' şarkısı çalıyordu.Kafamı çevirdiğimde Bilardo oynayan Jackson ile gözgöze gelmiştim.
"Ben buralardayım." diye fısıldadım Zach'in kulağına.İlerlerken Zach'in arkamdan beni izlediğini biliyordum. Jack'in üzerinde 'Normal People Scare Me ' yazan bir tişört vardı.
"Bugün beni takip eden senmiydin ? " diye sertçe çıkıştım.
Güldü.
"Sakin ol cehennem meleği , seni bugün görmedim bile." dedi.Ona pek fazla güvenmesemde bir yanım doğru olduğuna inandırıyordu beni.
"Seni takip eden birimi var ? " diye sordu.
"Sanırım.." dememe kalmadan Clarie geldi ve Jackson'ın dudaklarını sertçe öptü. Gözlerimi yere eğdim.Onları izlemek istemiyordum.
Daha sonra gözüm köşede kavga eden iki kişiye takıldı.Tanrım ! Bu Zach'ti .
Hızlıca yanlarına ilerledim.Fakat kavga git gide büyüyordu.Silahlar ve bıçaklar havada uçuyordu.Hızlıca kapıya ilerledim fakat kapı iki iri yarı adam tarafından kapanmıştı.
Birinin kolumdan tuttuğunu hissettim.Arkamı döndüğümde yüzü bembeyaz bir bir Giselle gördüm.
"Bu bir plan.Seni almak için plan yapmışlar..Buraya gelmemeliydik.Çabuk çıkmaya bak.Zach'i kurtarmalıyım." deyip yanımdan kayboldu.
Etrafıma baktım fakat hiçbir kapı göremedim.Birisi kolumdan tutup köşeye sıkıştırdı.Bu Jackson'dı.
"Ne oluyor ? " diye safça sordum.
"Seni almaya gelmişler.Bundan haberim yoktu.Seni çıkartacağım." Dediğinde gözlerine baktım.
"Beni öldüreceksin." dedim.
"Seni kurtaracağım , Cehennem meleği.İnan bana." dediğinde gözlerindeki o güveni görebilmiştim...
![](https://img.wattpad.com/cover/10797795-288-k681527.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satan's Child
УжасыEn arka sırada köşede oturuyordu. Bembeyaz yüzü sapsarı ,uzun ve kıvırcık saçları ile dikkat çekiyordu.Belkide sadece benim dikkatimi çekiyordu. ''Boş bir yere geçin Bayan Langdon .'' diye bir ses duyduğumda titrememe engel olamamıştım. Herkes bana...