6.Bölüm - " Mysterious Boy "

2.8K 124 23
                                    

MULTIMEDIA : YENİ KARAKTER "ASHTON RIAN"

Hızlıca pantolonun cebinden araba anahtarlarını çıkardı.Ve beni pencereye doğru sürükledi. Kilitli olan pencereyi sert bir darbeyle kırdı.Şaşkınca onu izliyordum.

"Sırtıma bin." dediğinde SEN MALMISIN ? bakışı atmıştım.

"Çabuk sırtıma bin." diye emrettiğinde korkarak sırtına bindim.Hızlıca pencereden aşağı atlamıştık.Elinde tuttuğu araba anahtarlarını uzattı.

"Şu köşede.Jeep Compass.Bin ve evine git." Dediğinde şaşkınca suratına bakıyordum.

"Peki sen ? " diye sorduğumda gözlerinden sinirli olduğunu anlamıştım fakat cevap almadan gitmeye niyetim yoktu.

"Clarie hala içeride." dediğinde içimde , kalbimde birşey oldu.

KISKANÇLIK.

"Clarie ha ? " dediğimde çenesi kasıldı.

"Sen Clarie'ni kurtar.Ben eve yürüyerek giderim." diye sert bir tepki gösterdim.Neden böyle birşey yaptım bilmiyorum.

"Cehennem meleği , " diye beni durdurmaya çalışsada durmadım.

"Neden  böyle davranıyorsun ? Biz neyiz ki ? " dediğinde durdum.Hızlıca arkamı döndüm.

"Haklısın.Biz neyiz ki , " Gerçekten neydik biz ? Aramızdaki bu çekim neyin nesiydi ? 

"Beni neden kurtardın ki.. Öldürmen gerekirken. Unut gitsin.Git Clarie'ni kurtar." deyip hızlıca yürümeye başladım.Beni durdurmasını bekledim.Bekledim.

Ardından "Sen bilirsin ." sesiyle gözümden bir damla yaş aktı.Benim yerime Clarie'yi seçmişti.Beni kurtarmak yerine Clarie'yi kurtarmayı seçmişti.Tabiki onu seçecekti.O  onun sevgilisi , ben ise öldürmeye çalıştığı melezlerden biriydim...

Anayola çıktığımı Abbyson's adlı lokantanın ışıklı tabelasından anlamıştım.Evime daha çok uzun yol vardı.Otostop yaparak eve gitmeyi planlıyordum.

 Siyah bir Volkswagen'in durduğunu fark ettim.Hızlı adımlarla arabanın yanına ilerledim.Başımı cama doğru eğdim.Arabanın içerisi sigara ve yasemin kokuyordu.

"Sorun ne ? " diye sordu Kahverengi saçlı , mavi gözlü çocuk.Onu daha önce buralarda görmemiştim.Sanırım sosyal hayatımın kötü olmasından kaynaklanıyor.

"Beni Mark'ın oyun salonunun oraya bırakırmısınız ? " dediğimde 'Adore' diye bir bağırış duydum.Hızla arkamı döndüğümde Jackson'ın geldiğini fark ettiim.Clarie ile el ele tutuşmuş bir şekilde.. Sanırım bilerek yapıyordu.Canımı yakmak hoşuna gidiyordu.Jack'in bana yaklaştığını fark ettim.Çok sinirliydi.

"Hadi atla.Seni bekleyemem." dedi arabayı kullanan  çocuk.Arabanın kapısını açtığımda Jack zihnime birşeyler fısıldadı.

"O arabaya sakın binme ! " Fakat onu dinlemedim ve hızla arabaya bindim.

Yolun yarısını yarılamıştık.Bu süre boyunca ikimizde hiç konuşmamıştık.Hızla arabayı durdurduğunda irkildim.

"Sigara alıp geleceğim.Bekle." diye beni uyardıktan sonra karşıdaki markete girdi.Arabada oyalanırken elime değen soğuk şeyle irkildim.Elime aldığımda bıçak olduğunu fark ettim.Üzerindede kurumuş kan  vardı.Bacaklarım buz kesmişti.Daha sonra arabayı aramaya başladım.Arka koltukta bir kağıt vardı.Hızlıca alıp okumaya başladım.

ASHTON RIAN - 22 yaşında . Kağıtta sadece bunlar yazıyordu.Etrafa bakındığımda Ashton'ın geldiğini fark ettim.Elimdeki kağıdı buruşturup koltuğun köşeye sıkıştırdım.Ashton ismi bana çok  tanıdık geliyordu fakat nereden tanıdığımı hatırlayamıyordum.

Hızlıca arabaya bindi ve sigarasını yaktı.Elinde poşet vardı ve bana uzattı.

"Acıkmış olmalısın . " dediğinde kibarca gülümsedim.Poşeti açtığımda bir tane cevizli sandviç , bir portakal suyu ve bir paket cips vardı.

"Teşekkürler." dedim nazikçe.Sandviçi hızlıca paketinden çıkartıp yemeye başlamıştım.Bir yandanda Giselle ve Zach'i düşünüyordum.Ya başlarına birşey geldiyse ? 

Telefonum çaldığında hızlıca açtım.

"ALO ? ADORE ? " 

"GISELLE ! İYİMİSİNİZ ? "

"BEN İYİYİM FAKAT KÖTÜ--"  demesine kalmadan telefonu kapandı.

"İyimisin ? " diye sordu Ashton. "İyiyim." diye cevap verdim.

"Mark'ın yerinde ne yapacaksın ? Oralar senin için tehlikeli." 

"Evim oralarda." diye karşılık verdim. 

"Seni evine bırakabilirim." dediğinde iyi fikir olduğunu düşündüm.Sonuçta annem evde yoktu.

"Olur." diye karşılık verdim.

Evime varmıştık hızlıca arabadan indim.Ashton'ın da benimle indiğini fark ettim.Hızlıca eve ilerliyordum.Kapıyı açıp içeri gireceğim sırada Ashton "Beni davet etmeyecekmisin ? " dedi.

"Seni tanımıyorum bile.."

"Seni evine getirdim ya ? " dediğinde kıkırdadım. " O yeterli değil." 

"Lütfen." diye yalvardığında içeri davet etmek zorunda kalmıştım.

"Ne içmek istersin ? " diye sorduğumda yüzünde sinsice bir gülümseme belirdi.

"Bira ." 

"Bira yok." dediğimde yanıma geldi.

"Bakalım  neler varmış ? " deyip dolaba bakmaya başladı. Tişörtü kaydığı için ensesinin alt kısmını görebiliyordum. Siyah bir kabarıklık ilgimi çekmişti. Meraktan tişörtü hızla yukarı kaldırdım.Upuzun bir ok dövmesine benziyordu. Yanındada Yay vardı.Ama bunlar dövme gibi değildi.İncelemek için ellediğimde birden karanlığa çekilmiştim..

Ölümün karanlığına.

Satan's ChildHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin