Kapıyı içeriden kitledi.
Tam 4 kez...Ayaklarım korkudan sakır sakır titriyordu. Ayakta bile durmaya zorlanıyordum. Gözyaşlarım daha da hızlanmış tedirginlikle beraber yanaklarımı ıslatırken sesim kesilmişti.
Arkasını döndü ve sırtını kapıya yasladı. Derin bir nefes alıp verdi. Beni baştan aşağıya süzdü. Gözleri gözlerimi bulunca gülümsedi.
Sanki az önce öfkeden kudurmuş o adam gitmiş. Yerine liseli masum bir aşık gelmişti. "Çok güzelsin."dedi. Beni baştan aşağıya tekrar süzerken.
Sinirle yumruklarımı sıktım
"Aptal mısın sen? Bıraksana beni!"diye bağırdım. Ve üzerine doğru yürüdüm. Kapının kolunu tuttum, kuvvetlice bastırdım.Açılmayacağını bile bile...
Bir anda üzerime çullandı. Ve beni duvarla bedeni arasına sıkıştırdı.Kalbim yine yerinden çıkmak istiyordu. Seslice yutkundum.
Ben ne yaparsam yapayım ona engel olamıyordum. Benimle istediği gibi oynuyordu. Kendimi savunamıyordum. Tüm özgüvenimi kırmıştı. İlk defa aciz olduğum için ağlıyordum.
Hiç bir tepki vermiyordu. Boyu uzundu. Gömleğinin ilk 3 düğmesi açıktı. Beni öyle bi sıkıştırmıştı ki burnum göğsüne değiyordu.
Gömleğinin düğmeleri açık olduğu için gözyaşlarım burnumun ucundan direk göğsüne değiyor ve karnına doğru akıyordu.
İki elimi beline koymuştum. Gömleğini kıvrıştırmış ve avucumun içine sıkıştırmıştım. Bana daha da sokulmaya çalışıyordu. İyice üzerime gelmişti nefes alamıyordum.
Üzerinde ağır bir koku vardı. Bu kokuyu daha önce duymuştum.
Esrar...
Bana doğru biraz daha yaklaştı.
"Dur! Yeter artık nefes alamıyorum."dedim hıçkırıklarımın arasından.Kafamı hafifçe zorlayıp kaldırmaya çalıştım.
Yüzünü görmek istiyordum...Gözlerini kapatmıştı. Ve derin derin nefes alıp veriyordu. Daha da sokulmak için bir hamle daha yaptı.
Gerçekten nefes alamaz olmuştum.
"Bora!"diye bağırdım. Gözleri hâlâ kapalıydı. Üzerime doğru bir adım daha attı ve ayağıyla ayağıma bastı. Yürüyebiliyordum ama ayağım henüz iyileşmemişti. Ayağıma basmasıyla çığlık attım.
"Ahh.."
Beni duymuyordu. Transa geçmiş gibi.
(Uyanık ama gözleri kapalı ve hareket etmiyor.)
"Bora ayağım! Ayağım çok acıyo."diye bağırdım. Hareket etmiyordu. Bir iki dakika sonra ayağımın acısı iyice artmıştı ve dayanılmaz bi hâl almıştı.
Ayakkabımda hissettiğim ıslaklık...
Kan...
Ayağım kanıyordu. Kaç dakika böyle kaldık bilmiyorum. Ayağımın acısına daha fazla dayanamayıp bayılmışım.
Uyandığımda bir koltukta yatıyordum. Ayakkabım çıkmıştı ve ayağım kanlar içindeydi. Hemen doğruldum. Elimle gözyaşlarımı sildim ve ayağıma uzandım. Duyduğum sesle ayağıma dokunmadan başımı çevirdim. Bora elinde bir tepsiyle geliyordu. Tepside bir kaç ilaç pamuk ve bez vardı.
Üzerinde hâlâ okul gömleği duruyordu. Yanıma oturdu ve ayağıma uzandı. Hemen ayağımı geri çektim. Yüzüme baktı ve tekrar uzandı ben de ayağımı yukarı kaldırdım ve tekrar dokunmasına izin vermedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN İÇİN
ChickLitBirazdan başıma gelecek onca şeyden habersiz gittikçe derinleşen karanlık yolda yürüyorum... Ve bir kaç kahkaha sesi duyuyorum, bir kaç erkek sesi. Yaklaşıyorlar yavaş yavaş...