Birazdan başıma gelecek onca şeyden habersiz gittikçe derinleşen karanlık yolda yürüyorum... Ve bir kaç kahkaha sesi duyuyorum, bir kaç erkek sesi. Yaklaşıyorlar yavaş yavaş...
Bir an herkes afallamış Bora ya dönmüştü. Bora bir eliyle kanayan bacağını bastırıyor diğer eliyle beni işaret ediyordu.
Gözlerinin koyuluğu neredeyse odayı karartacaktı. Bana öyle nefret ve arzuyla bakıyordu ki neredeyse korkudan küçük dilimi yutacaktım.
Saçlarım Samara gibi yüzümü kapatmış gözyaşlarımla beraber yüzüme yapışmıştı. İki kolumu da badigart kılıklı adamlar merdivene sabitlemişti. Bora tekrar bağırdı.
"Duymadınız mı lan?? Çıkarın şunun üstünü."
Kimse tepki vermiyor herkes şaşkınca birbirine bakıyordu. Sağımdaki sol tarafındaki çocuğa işaret etti ve cebinden çıkardığı bezle kolumu merdivene bağladı. Yavaşça gelip önüme dikildi. Ellerini tişörtümün bozağından içeri soktu. Bense bağıra çığıra tekmeleniyordum. Tam yırtmaya hazırlanıyordu ki...
Kapı sertçe açıldı....
Hızla üzerimize doğru gelen kişi bir hamleyle üzerimdeki hayvanı benden uzaklaştırdı. Başımı kaldırdığımda arkası dönüktü. Ellerini Bora ya doğru salladı. Ve bi tane asıldı. Bora zaten kanayan bacağı üzerinde zor dururken bu hamleye dayanamadı ve yere kapaklandı.
"Bu mu lan sizin kurallara uyma şekliniz?"
Bu ses...
Evet bu sesin sahibini adım gibi biliyordum.Herkes duraksadı çıt çıkmıyordu. Bora hem yerden doğrulmaya çalışıyor hem de kanayan burnunu eliyle siliyordu.
Sessizliği Carlos un ayak sesleri bozdu. Topuklarını yere vura vura geldi ve Bora nın yanına dikildi. Bora sertçe ayağa kalktı ve bir hamle yapmak için ileri atıldı. Kaldırdığı elini hızlıca kavrayan Carlos:
"Kendine gel bu kurallarımıza aykırı senin bu kızı buraya zorla getirmende kurallara aykırı. Senin bitmek bilmeyen arzularından dolayı daha kaç tane taviz vermemiz gerekiyor."
Bora havadaki elini yavaşça indirdi. Odayı yine sessizlik kaplamıştı. Hıçkırıklarım bir çığ gibi büyüyor duvardan duvara çarpıyordu. Merdivene bağlanan elim kanlar içindeydi.
Kurtarıcım arkasını döndü. Zaten sesinden de anladığım gibi bu
Kağan'ın ta kendisiydi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bana doğru yaklaştı yüzümü avuçlarının içine aldı. Yüzündeki samimiyeti babam da bile görmemiştim. Hemen bağlanan elimi çözdü ve bezi kanı durdurmak için bileğime bastırdı.
Hırkasını çıkardı ve omuzlarıma örttü. Koluma girdi, yavaş yavaş merdivenleri çıkarak odaya geldik. Ben kanayan bileğime bezi sıkıca bastırıyordum o da belimden sıkıca kavramış beni yatağa götürüyordu.
