ATK 29. Bölüm *~ SINIR TANIMAZ !!!*~

14.3K 543 60
                                    

"Afiyet olsun." dedi . Herkes yemeğini yerken tek bir kişinin gözü o iki boşluğa takıldı. Oda bendim.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Keyifli okumalar... müziği dinleyerek okuyunuz..

●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
2 HAFTA SONRA

'Ne ağzımın tadı var ne canda huzur

Gönül nasıl derin bir kederde

Aşkından ümidi kestim hiç olmazsa

Evim şenlensin sohbete gel de '...

Arabanın içini dolduran bu sözler ne kadar da güzel anlatmıştı her şeyi. Nasıl adım atacağımı bilmiyordum. Hangi kadına gitsem,hangi kadına adım atsam biri uzaklaşıyordu. Biri canımdan çok sevdiğim Zeycan'ım diğeri ise... yıllarca hasret kaldığım babalık duygusunu yaşatan kadın. Çocuğumun annesi... Geceleri Dicle nin yanına gitsemde ister istemez ikiside bir yerde kırıldıkları nokta oluyordu.

Yine bir kontrol günüydü. Bugün cinsiyetini öğrenecektik. Heyecanlı miydim .. Hemde fazlasıyla. Gözlerimi yoldan çekip yan tarafa baktım. Kendini müziğin akışına bırakmış, camdan dışarıya bakıyordu. Müziği kapatıp,

"Heyecanlı mısın?" Dediğimde başını ağırdan çevirerek,

"Evet heyecanlıyım. Ama pek fazla değil. Zaten ben cinsiyetini biliyorum. " dedi. Cinsiyetini mi biliyordu ? Yine ne saçmalıyordu bu kadın. Kaşlarımı çatarak.

"Anlamadım. !" Dedim. Dicle ellerini şişmiş karnında gezdirerek.

"Biliyorum işte. Hemde kız olacak. İçime doğuyor. " dedi. Bu ifadesine içten içe kahkaha atsamda belli etmedim.

"Bence yanlış doğuyor içine. Kesin oğlan olacak. Babasının oğlu. " dedim . Yandan bi göz attığımda vücudunu tamamen bana doğru çevirmiş, kaşlarını çatmış bakıyordu. Sanki söylemek istediği çok şey varmış ama kendini mecburiyetten tutuyormuş gibi.

"Ne kaldı ki şurda! Görürüz annesinin kızı mı? Babasının oğlu mu ?!" Diye sinirle soludu. Daha fazla sinirlendirmemek adına az kalan yola hız katarak mesafeyi aza indirdim.

'<~<\~~~

"Hoşgeldiniz Dicle hanım ve Barzan bey. Bugün nasiliz bakalim ?" Dicle heyecan ile.

"İyiyiz ama cinsiyetini öğrendiğimde daha mutlu olacağım. " dedi. Bu konuşmaları dinlemek daha iyiydi. Ama o sira aklıma gelen tek şey. Burda Dicle nin yerine Zeycan'ımın olması gerekmiyor muydu. Onun böyle heyecan içinde konuşması gerekmiyor muydu? Ama her şey için artık çok geçti. Burdaki kişi Di...-

"Biz ultrasona geçiyoruz. Geliyor musun Barzan. " diye soru geldiğinde. Hayal dünyasına dalmış olduğumu anladım.

"Geliyorum tabi Dicle. Sonuçta oğlumuzu göreceğiz değil mi?" Diyip ultrason odasına geçtim. Dicle nin arkamdan geldiği sinirden söylendiğinden belli oluyordu.

"Uzanın Dicle hanım. Bakalım küçük Barzan mi ya da küçük Dicle mi ?" Dedi. Ben bu adamı yerim ulan!. Ne yılışık bir şey çıktı.

AŞKIN TERAZİSİ: KUMA          (TAAŞŞUK-U KÛBRÂ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin