3

64 0 2
                                    

Bu da ne böyle?! Artık her hücreme kadar sinirliyken Banu'ya yapacaklarım  (asla yapmayacaklarım) hakkında değişik fantezilerim oluştu. Bu iğrenç konuyu da başka sefere anlatırım. Banu bizim yan apartmanda oturuyo. Benden bir yaş küçük. Aslında iki ama kabul etmiyo. Aralığın son günü doğmuş abi kız. Siz karar verin kaç yaş var aramızda dvsbjsndk 'Ona da burdan selamlar olsun. Aranızda aralık 31 de doğan varsa insanlarla iddialaşmayın abi valla bak sbdnndkak- Banu'yla Doruk'un nasıl tanıştıklarını çılgınlar gibi merak etsem de soramadım.

O gün eve gittim. Bir kaç hafta sonra Pınar ve Banu'yla dışarı çıktık. Mahallede dolaşıyorduk. Pınar Doruk'tan hoşlanıp hoşlanmadığımı sordu. Cevap vermek istemiyorum. Eğer hoşlanıyorum dersem.. Korkuyorum işte. Bağlanmaktan, sevmekten ve sevilmemekten. Korkunun ecele faydası yok. Banu'ya yöneldim. "Doruk'un numarasını nerden buldun?"dedim. Sanırım adam oldum. Bu yüzden insanlardan hesap soruyorum. (Şu anda yapmayacağım şeylerden birisi de bu. Hoşlandığım kişi yüzünden insanların kalplerini kırmam.) "Arkadaşımdan." Aa tamam arkadaşından aldıysan bir sorun yok devam edin konuşmaya. Hatta ne dicem biliyo musun? Bilme. Söylemekten vaz geçtim. "Konuşmayacaksın bir daha."dedim. Adam oldum ya hani ondan heralde. "Neden?"diyor birde. Nedeni mi var bu işin? Söylemicem kardeşim. Saçının yolunmasını istemiyorsan eğer koş kızım. Yoksa Madagaskar'a kadar ben koşturtcam. "Öyle."dediğimde Pınar hoşandığımı söyledi. İnkar edilecek bir şey yok artık. En fazla aşk acısı çeker, tripkolik dinlerdim. Dediğim gibi ergenliğin bana verdikleriyle harket ediyordum.(Yazardan küçük bir not: Hiç tripkolik dinlemedim. Benden nefret etmeyin.) "Evet"diyerek sonunda itiraf ettim. "Ve sen bir daha mesaj atmıcaksın."diyerek Banu'ya döndüm. Böyle yazdığıma bakmayın aslında korkutmadım kızı. Sadece uyardım dsndkdşdnsşsş Kavgacı birisi değilimdir ama tuttuğunu koparan tiplerden(d)im. Bir daha mesaj atmaz artık. Ya da ben öyle sanıyordum. Biraz dolandıktan sonra evlere dağıldık. Doruğumla konuştuk bir miktar. Ertesi gün okulda son ders boştu. Kantinde oturuyorduk Heren'e anlatıyorduk olanları. "Doruk geçiyor."dedi Heren. Şaka yapmanın sırası değil. Şaka yapmanın masası değil zndnkjdkdkkfkd Gerçekten üzgünüm abi vurma valla bi daha olmaz. Espri de yapamıcaksam ben niye yaşıyom aga. Gidiyom ben gelmeyin 2 dk arkamdan. Sonra var gücünüzle koşturun. Nereye gidiyom ben olum. Gelsenize. Aloo. Tmm sn blrsn.. "Valla orda."diyerek ikna etmeye çalışıyo. Bak bakayım bende öyle göz var mı? Sen yorulma ben cevap vereyim yok. Beni kandıramazsınız. Bu yaşıma kadar nelet gördüm neler atlattım ben. (Daha 15 yaşında biri en fazla ne kadar şey görebilir bilmiyorum. Ama benim gördüğüm hiçbir şeydi.) Haydi heü beraber burayı türkü bara çeviriyoz. Şarkı söylemek isteyen bi arkadaşını alsın gelsin. Biletler sınırlı sayıdadır. En önemlisi bedavaaaaa. O zaman son ki üç dört... Bu da gelir bu da geçer... Bu kadat biliyorum bu şarkıyı. Diğer bilmediğimde şarkılarda görüşmek üzere hoşçakalın Türkiye.
Beni ayağa kaldırıp gösterdiler Doruk'u. Yanında Banu vardı. Sanırım ilk kırgınlığım bu oldu benim. Küçükte olsa işk acım. İlk heyecanım da Doruk'tu. İlk yediğim dost kazığı da Banu'ydu sanırım. Artık önceler bir önemi yok. Kalbim kırılmıştı gereğinden fazla. Bundan sonra güvenmeyeceğim kimseye. Sevmicem de erkekleri. Hepsinden nefret ediyorum.
Onlar da bakakaldılar. Gözlerinden belli oluyordu. Şaşırmışlardı. Ama gözlerinde benim gözlerimde olan bir şey yoktu. Kırgınlık. Ziyadesiyle ziyan oldum. "Napıcan?"dedi Pınar. Ne yapmalıyım? Ne yapabilirim ki? "Konuşucam."dediğimde mi konuşma kararı aldım yoksa çok mu önceden almıştım bu kararı bilmiyorum. Hatice'ye değil neticeye bakalım.
Çıkışta Doruk geldi. Soğuk bir şekilde konuşuyorum. Çünkü neden konuşmayayayım? Nolduğunu sorduğunda tekrar üzüldüm. "Banu."dedim. Anlamıyormuş gibi yaptı. Neden Doruk? Neden? "Sizi gördüm."dedim. "Hani konuşmayacaktın onunla?". Sanki ne diyeceğini bilmiyormuş gibi.. "O bana mesaj attı."dediğinde kendimle savaştım. Hayır öyle bir şey olamaz çünkü ben Banu'yla konuşmuştum o da bana tamam demişti. Hayır hayır hayır. Banu atmadı mesaj. Biliyorum ki ben. Niye yalan söylesin bana. "Mesajları göstereyim mi?"hayır Doruk. Gösterme mesajları. Sen yalan söyleyebilirsin çünkü hiç kimsesin. Aslında öyle değil ama öyle. Banu'ysa arkadaşım. Düşüncelerimle kavgalıyım biraz bekleticem. Telefonu çıkardı verdi. (İlerde bu an olsa herkes duygulanırdı inanıyorum. Gözleriniz dolabilirdi. Şu anda ağlamaya gerek yok arkadaşlar. Ağlamanız gerektiği zaman biz size bildiririz.) Gerçekten Banu mesaj atmıştı. Doruk'a döndüm "Bir daha mesaj atmıcaksın. O bir şey yazsa da sen cevap vermeyeceksin."dedim. Eve gittim ardından. Banu'ya mesaj atmaması gerektiğini söyledim ve tekrar tamam dedi bana. Ertesi gün Doruk'la mesajlaşırken bana geç cevap veriyordu. Nedenini sorduğumda başkasıyla daha konuştuğunu söyledi. Bravo Doruk gerçekten süpersin. O anda direkt konuşmayı kesmem gerektiğini biliyordum ama merak işte. Çok merak etmiştim. Kimdi? Konuştuğu kişi kimdi? Bana geç cevap vermesine neden oldurtan kişi kimdi? Her bir hücremle ayrı ayrı merak ederken sonunda sordum. "Kiminle?" Beklemek gerçekten yorucu. E cevap vermeyeceksen gideyim ben. Allah muhabbetinizi artırsın ne diyim. "Banu'yla." Gözlerimi kapattım ve yavaşça yemiden açtım. Banu diyor işte. Bana Banu diyor. Tamam sakin kalıcam. Gözlerimi tekrar kapatıcam ve açtığımda bunların hiçbiri olmamış olacak. Bir..iki...üç....

NOT:Bu 15 yaşındaki bir genç kızın hikayesi.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin