11そÖlüm..ぞ

1.2K 160 272
                                    

"Hayallerle yaşayanı gerçeklerle..."

Araf'ın peşinden Kabil de depodan çıktı. Kapıdaki adamlara bakıp "Dikkat edin," dedi. Ardından Kabil'e bakıp "Ne dersin Kabil? Bize çalışır mı bu Başkomiser?" diye sordu.

"Fazla ezememişsiniz ki Araf. Adam hâlâ hayır diyor. Yalnız... Ben böyle adamları bilirim. Konuşurlar, konuşurlar. Konuşmazlarsa ölürler. Öldürmeyin sakın."

"Duydunuz mu lan?" diye bağırdı kapıdaki adamlara. "Başkomiser ölürse siz de kendi kafanıza sıkın. Uğraştırmayın beni."

"Emredersiniz efendim," diye karşılık verdi adamlar.

"Benim gitmem gerek," deyip Araf'la tokalaştı Kabil. Ardından yine kasksız bir şekilde motoruna binip uzaklaştı.

"Kesin burada tutuyorlar." Konuşan Nazım'dı. Dürbünün görüş açısında deponun kapısı vardı. Kabil motoruna binmiş, uzaklaşıyordu. Araf da yanındaki adamlara bir şeyler deyip depodan ayrıldı. Deponun önündeki konvoy Araf'ı bekliyordu. "Baksana, bir sürü adam!" deyip dürbünü Kazım'a uzattı. Kazım da dürbünü alıp gözünü dikti deponun kapısına. Araf'ın konvoyu hareket etmişti. Depo kapısına baktı. İki adam bekliyordu. Deponun bulunduğu arsayı da altı adam koruyordu. Kazım dürbünü indirip Nazım'a baktı.

"Şu Kabil'i takip ettiğimiz iyi oldu, desene,"

"Şu Kabil'i takip ettiğimiz iyi oldu."

"Ne?"

"Şu Kabil'i takip ettiğimiz oldu, de, dedin ya."

Kazım silahını çıkarıp şakağına dayadı. Kaşımaya başladı. Acaba yanlış mı yapmıştı Nazım'ı da yanına alarak?

"Dur dur, sıkma şimdi. Önce kurtaralım Baki amirimi. Sonra sıkarsın," diyerek gülmeye başladı Nazım. Ama hiç komik değildi, niye gülüyordu bu adam?

Kazım silahı indirip "İkimiz mi alacağız?" diye sordu. Deponun önünde sekiz adam vardı. Ne içeride kaç kişi olduğunu biliyorlardı, ne de onları neyin beklediğini.

"O iş bende Kazım. Birkaç adam daha ayarlarım. Amirimi alana kadar önümüze çıkanı vuracağız. Tabii, izninle."

"Kurallar çerçevesinde ne yaparsak yapacağız işte."

"Kurallar ne peki?" diye sordu merakla. Kurallar çerçevesinde adam mı öldürülürmüş?

"Tek kural var Nazım: Bir daha espri yapma," dedi gülümseyerek. Bu sefer takılma sırası Kazım'daydı. Yüzündeki gülümsemesi yok olmuştu Nazım'ın. Kazım da Nazım'ın omuz tarafına hafifçe bir yumruk atıp "Şaka yaptım lan," deyince Nazım'ın yüzü yine gülmüştü. "Bu gece giriyor muyuz?" diye sordu gülerken.

"Bu gece bu işi bitiriyoruz Kazım."

*****

Dolunay şöyle dünyaya bi' göz gezdiriyordu. Güneşin o ihtişamlı, o gururlu bakışını taklit ediyordu. Ardından bakışlarını limana çevirdi. İnsanlardan kat kat büyük olan konteynerlere baktı. Küçücüktü hepsi. Bu küçücük adamların kendilerine yaptıkları en büyük kötülüklere şaşıp kalıyordu. Tırlara baktı, gemilere... İki adam, tuttukları kasayı konteynere yerleştirdiler. Arkalarından iki adam daha geliyordu. On adam da yük gemisinden çıkardıkları kasaları konteynerlere taşıyorlardı. Limanın neredeyse tamamını kaplayacak kadar konteyner vardı. İşlerini hem hızlı, hem de gizli halletmeleri gerekiyordu. Bu yüzden havanın kararması işlerine yaramıştı. Üzerindeki paltonun cebine elini sokup karşısındaki adama baktı. Abisi gibi kel değildi Cemal. Fakat yüz hatları abisini andırıyordu.

Ölümün Planı (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin