Levent hazırlanınca en yakın alışveriş merkezine götürdü Gül'ü. Oradaki süper marketlerden birine girip ev için ne gerekiyorsa aldılar. Garaja inip poşetleri arabaya yerleştirdikten sonra Levent ortaya cazip bir fikir attı.
"İstersen yemeği burada yiyebiliriz. Hem evde yemek yapmakla vakit kaybetmezsin." Gül fikri düşünüp tarttıktan sonra reddetti.
"Hazır yemeği pek sevmiyorum. Hem sen de yardım edersen yarı zamanda halledebiliriz." Levent ve yemek yapmak. Düşüncesi bile komik gelmişti adama. Ama Gül'ün beklentiyle kendine baktığından obu reddedemedi.
"Peki. Ama baştan söyleyeyim, zor görevlerle uzaktan yakında işim olmaz. Angarya işleri yaparım sadece."
"Kabul," diyerek el sıkıştı ve Levent arabayı çalıştırıp eve sürdü. Yaklaşık on dakikalık yol radyo sunucusunun ortaya attığı enterasan konuyu dinlemekle geçti. Çılgın radyocu yapılan araştırmalara göre aşkın ömrünün üç yıl olduğunu bunun bilim adamları tarafından da kabul gördüğünü, söyledi. Gül sunucuyu dinlerken şaşkınlıkla kaşları havalandı. Levent ise konu ile ilgisizce arabayı sürüyordu. Aklını kurcalayan bir soru vardı Gül'ün. Sevgi dolu ömürlük evlilikler nasıl devam ediyordu o zaman? Sunucu onun sorusunu duymuşçasına konuşmaya başladı.
"Ee şimdi diyeceksiniz ki şarap gibi yıllanmış aşklar evlilikler nasıl sürüyor? Cevabını da basit bir şekilde açıklamışlar. Aşk yerini güven ve sadakate bırakıyor. Yani karşılıklı olarak birbirlerini hoşgörme durumu var. O eski heyecanlar kalp çarpıntıları olmuyormuş." Gül artık dayanamayıp kanalı değiştirdi. "Saçmalık," diye mırıldandı fakat Levent onu duymuştu.
"Nededin?" diye sordu genç kadına anlamamış gibi.
"Bir şey demedim, acıktım sadece." Levent anladım dercesine başını salladı.
Eve vardıklarında Levent poşetleri mutfağa taşıdı. Gül ile birlikte aldıklarını dolaba yerleştirdikten sonra yeni aldığı mutfak önlüklerinden biri Levent'e uzattı. Levent öcü görmüş gibi baktı üzerinde ay dede deseni olan önlüğe.
"Bu ne?"
"Mutfak önlüğü. Tişörtünün kirlenmesini istemezsin değil mi?"
"Ben de üstsüz çalışırım o zaman," diyerek tişörtünün eteğini kavradığında Gül panikle engel oldu ona.
"Sakın," diye uyardı onu. "Hiç..hijyenik değil," derken genç adamın tişörtünü çıkarma ihtimaline karşı bakışlarını yere çevirdi.
Levent Gül'ün şaşkın hali karşısında kahkahayı bastı. Gül ile evlilik tahmin ettiğinden daha da eğlenceli geçecekti. Levent'in şaka yaptığını anlayan genç kadın öfkeyle kaşlarını çattı.
"Az önce benimle dalga mı geçtin sen?" Levent başıyla onayladı onu. Genç kadın hiddetle önlüğü çekip aldı elinden.
"Üstün kirlensin de gör gününü," diyerek mutfak tezgahına yöneldi. Önce elini yıkayıp Dolaptan kıyma, köfte harcı ve bir tane yumurta çıkardı. Kıymayınbir kaba aldıktan sonra üstüne köfte harcını ekleyip yumurtayı kırdı. Göz kararı tuzu da ekleyip harcı yoğurmaya başladı. Soğan sevmediği için koymadı içine. Hazırladığı harcı dinlenmesi için bir kenara aldıktan sonra kilerden birkaç patates çıkardı.
Gül, "Ne duruyorsun soymaya başlasana," diye söylendi onu izleyen adama. Levent şaşkındı. Yumurta kırmasını bile beceremeyeceğini düşündüğü kız mutfakta Emine Beder kesilmişti. Üstelik daha agresif ve disiplinliydi.
"Peki," derken çekmeceden bir bıçak almış patateslerin kabuklarını soymaya başlamıştı.
Gül hiç renk vermeden dinlenen kıymaları alıp şekil vermeye başladı. Ara ara gözü Levent'e gidiyordu. Genç adam patatesleri özenle soyarken sebzenin yarısını kabuğunda bıraksa da ses etmedi Gül.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Gelinim
Romance~Aşk, komedi türünün en absürd prodüksiyonudur.~ Diğer renklerden yoksun pembe aşk hikayelerini unutun! Aşk gülüşüyle gözyaşıyla güzeldir. Öfkesiyle çirkin, Arzusuyla tehlikeli olduğu gibi. Levent ve Gül de bundan nasibini almıştı. Öyle ki şimdiye k...