------------------
Sizi beklettiğim günlerin acısını bu şekilde çıkarmaya çalışıyorum, eksiklerimle ve yanlışlarımla, umarım bölümü beğenirsiniz :) iyi okumalar
-------------------
Günün ilerleyen saatlerinde Gül ve Levent hastaneye gidip nikah için gerekli raporları aldılar. Gül prosedürlerin nasıl işlediğini bilmiyordu ama nikah tarihi kesinleştikten sonra diğer angaryaları halletmelerini saçma bulmuştu. Ehh, işin içine Levent gibi nüfuzlu birisi girince gayet doğal oluyordu bu durum.
Hastanenin otoparkına giderken Levent'in arkasından yürümeye dikkat ediyordu Gül. Onunla birlikte yürürken nedense rahat hissetmiyordu kendini. Arabaya bindiklerinde Levent elindeki evrakları çantasına koyup Gül'e döndü.
"Nikah dairesi öğle tatiline çıkmadan şu belgeleri teslim edelim. Ondan sonra da senin dershane işine bakarız." Gül onaylarcasına başını salladı ama aklına takılan bir nokta daha vardı.
"Nikah için gerekenler sadece bu kadar mı? İki sayfalık bir sağlık raporu?" Levent Gül'ün tepkisi karşısında gülümsedi. Nasıl bir belaya çattığının farkında değildi zavallı kız.
"Değil aslında. İşin içinde annem varsa fazla da üstünde durma. Bulmuştur o bir yolunu."
"Ailenden korkuyor gibisin?" diye sordu Gül safça. Levent öyle söylemişti ki bunu dün gördüğü yaşlı tonton adamın ve minicik tombul kadının içinde bir şeytan saklıydı sanki.
"Babamdan değil ama annemden korktuğum doğrudur. Öyle delice planlar yapıyor ki, biraz yaklaşsan yanına kafasında dönen çarkların sesini duyabilirsin. Babam ise sakin bir adam olmasına karşın yeri geldiğinde karısının bir numaralı müttefiki olabiliyor. Ona da dikkat etmek gerek." Levent'in anlattıklarını dinlerken özlemle iç geçirdi Gül. Babası ölmeden önce onun ailesi de öyleydi. Hoş, annesinin dünkü oyunundan sonra formunu kaybetmediğini acı bir şekilde öğrenmişti Gül.
"Yine de iyiliğin için yapıyorlar."
Levent sıkkın bir şekilde "Öyle," diye onayladı ve arabayı çalıştırdı.
***
Nikah ve dershane işlerini hallettiklerinde henüz saat üçtü. Levent şimdi eve gidip bekar geçireceği son saatleri değerlendirmenin hayalini kurarken Mebrure Hanım'dan gelen mesaj ile o hayalleri de yıkıma uğramıştı. Mebrure Hanım'ın mesajı gayet netti.
"Gül'e zarif bir gelinlik, kendine de fiyakalı bir damatlık takım al! Yarın onu kuğu gibi, seni de penguen gibi göreceğim. :D Aksi halde benim alacaklarımı giyersin! Gelinlik için Nişantaşı'nda bir arkadaşımın yeri var. Sizi bekliyorlar. Konum attım şimdi. Unutmadan, aklına gelmez zaten ama, tek taşı ve alyansları biz ayarladık. ;)"
Levent bakışlarını göğe çevirip Yaradandan sabır diledi. Kendine gelmek için yeteri kadar vakit harcadıktan sonra dershanenin verdiği broşürleri inceleyen Gül'e çevirdi gözlerini. Sanki sonsuz mutluluğun sırrını okuyormuşçasına bir hevesle dolmuştu. Kızın güzel mavi gözlerini perde gibi örten gür kirpiklerine takılı kaldı bakışları. Formaliteden evlenecek de olsa dünyalara bedel bir güzelliği vardı müstakbel karısının.
Sahi formalite mi olacaktı bu evlilik?
Evlilik meselesi şuursuzca kabul etmişti ama ne Gül ne de ailesi ile bunu konuşmamıştı. Sevmediği bir kadınla sonsuza dek evli kalamazdı. Ama bu evliği bir ömür de biçmemişti. Dalgın düşünceler içindeyken en iyisinin Bunu Gül'e sormak olduğuna karar verdi. Levent tam konuşmak için ağzını açmışken Gül değerli mücevherler gibi ışıl ışıl olan gözlerini ona çevirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Gelinim
Romance~Aşk, komedi türünün en absürd prodüksiyonudur.~ Diğer renklerden yoksun pembe aşk hikayelerini unutun! Aşk gülüşüyle gözyaşıyla güzeldir. Öfkesiyle çirkin, Arzusuyla tehlikeli olduğu gibi. Levent ve Gül de bundan nasibini almıştı. Öyle ki şimdiye k...