15

8.6K 665 100
                                    

(Yoğun istek üzerine Levent

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Yoğun istek üzerine Levent.)

Çalan kapının sesi çekip almıştı genç kızı tatlı uykusundan. Gül huzursuzca, yattığı koltuktan kalkıp kapıya yöneldi. Daha akşam olmamıştı. Bu saatte Levent gelmiş olabilir miydi? Umut kırıntıları serpildi genç kızın kalbini. Portmantonun yanındaki aynadan alelacele üstünü düzeltip kapıyı çaldı. Gelenin Levent olmadığını anlayınca yüzü düştü. Mebrure Hanım ve eşi de fark etmişti kızın yüzündeki ani değişimi. Mebrure Hanım buna içerlediyse de Gül'e belli etmedi.

"Hoş geldiniz," dedi Gül misafirlerinin içeri geçmesi için kenara çekilirken.

"Hoş bulduk kızım. Sürpriz yapalım dedik biz de Yakup'la, Levent evde değil mi?" Oğlunun saatlerdir dışarıda olduğunu bilmesine rağmen renk vermedi yaşlı kadın. En ufak bir hatası, yaptığı planı bozguna uğratabilirdi.

"Yok, dışarıda o."

Şaşırmış gibi yaptı yaşlı kadın. "Aaa, seni tek başına bırakıp gitti mi?" Ne diyeceğini bilemeyen Gül onu onaylamakla yetindi.

"Evet."

Gül'ün alıngan halini buna bağladı yaşlı kadın. Tabi ya! O Levent'in geldiğini düşünerek şen şakrak açmıştı kapıyı. Gelen o olmadığı için de hayli üzülmüştü tatlı gelini. Genç kızın vereceği tepkiden çekinmese oracıkta şükür secdesine duracaktı yaşlı kadın. Ateş bacayı sarmıştı çoktan da haberi yoktu kimsenin.

"Neyse kızım. Zahmet olmazsa sen bize birer kahve yap hem de azıcık sohbetin belini kıralım."

"Olur tabi. Nasıl içersiniz?" Gül'ün sorusuna karşılık Mebrure Hanım kaşlarını çattı.

"Ay, başıma ağrılar giriyor. Kızım sen hâlâ sizli bizli mi konuşacaksın benimle. Anne de ayol."

Genç içten içe söylendi. Bu tatlı kadının bazen anlayışsız yanı tutuyordu ya, sinir oluyordu elinde olmadan.

"Özür dilerim anne, alışamadım daha. Nasıl içersin?"

"Anne diyen dilini yesinler senin. Orta olsun benimki kızım, baban da sade içer." Yakup Bey masada bulduğu dergiyi karıştırırken başıyla onayladı eşini. Aslında bu daha çok 'iflah olmazsın sen' hareketiyle aynıydı.

Gül içeri geçtiğinde vakit kaybetmeden çantasındaki kavanozu çıkardı Mebrure Hanım. Gül'ün aniden çıkagelmesine karşı mutfağı kolaçan ederken aynı anda dirseğiyle eşin dürttü.

Ancak ikisinin duyabileceği kadar kısık bir sesle, "Operasyon başlıyor Yakup. Sen Gül'ü oyala mutfakta ben de şunları yerleştireyim." Yaşlı adam huzursuzca iç çekti.

"Ateşle oynuyorsun kadın, Levent yaptığını anlarsa ömür billah konuşmaz ikimizle de."

Mebrure Hanım kibirle omuz silkti. "O aptal oğlum mu anlayacak? Azıcık aklı olsaydı evindeki peri kızının farkına varırdı önce. Dert etme sen, git Gül'ü oyala."

Benim GelinimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin