12 ♥

6.3K 521 16
                                    

"Gül'ü sev ama dikeninden sakın"

(Bu kadar hızlı olmamı beklemiyordunuz değil mi? Açıkçası ben de beklemiyordum. Olaylar biraz ağır ilerliyor ama umarım beğenirsiniz 😘😘)

Betül'ü görmesiyle canı iyice sıkıldı Levent'in. Deniz'in de dediği gibi parazitin tekiydi bu kadın. Daha dün söylemişti ona evleneceğini, nasıl olur da habersizce evine gelme cürretini gösterirdi? Utanmadan aşkım diye hitap ediyordu bir de. 

"Ne işin var burada?" diye sordu genç kadına. Gül saklandığı yerden çıkıp Levent'in yanına geçti. Şaşkındı. Hatta bu kelime az kalırdı. Resmen şok geçiriyordu. Karşısındaki kadın evlendiği adamın sevgilisiydi. Yaptığı hatanın pişmanlığı dalga dalga vurdu genç kızı. Ne yapmıştı böyle? Üstelik ona sormuştu hayatında biri var mı diye. Levent de tereddüt etmeden hayır demişti. 

"Sadece seni özledim," dedi  Betül aşık  bir kadın edasıyla. Yılan gözleri genç kadına bakıyordu. Bu muydu evlendiği kadın. Kadın... Daha çocuktu yahu! 

"Ben sizi yalnız..." Gül sözünü bitirip gitmeye niyetlenmişti ki kolunu mengene gibi kavrayan ellerle susmak zorunda kaldı. Gitme çabası da boşa çıkmıştı haliyle.  

"Bir yere gitmene gerek yok. Betül de gidiyordu zaten, öyle değil mi?" Sorunun hedefi olan kadın boş gözlerle baktı Levent'e. Yarın sabah gideceği bir işi olmasını istiyorsa gitmeliydi de. Fakat bu kadınla değil aynı iş yerinde, aynı şehirde olmak bile istemiyordu artık. Laftan anlamaz biri olduğunu çok iyi bir şekilde göstermişti. 

"Levent ben..." Betül sustu. Aylardır kalbinde filizlenen duyguların üzerinde tepinmişti bu adam. Aralarında duygusal hiçbir bağ olmadığını her gün hatta her dakika dile getirmesine rağmen kadının kulakları yaşadığı duyguların yoğunluğuyla zırh kuşatmıştı sanki. Kalbinin fısıldadıklarından ötesini duyamıyordu. 

Ve o adam öylece gitmişti. "Yakında evleneceğim, bu duruma bir son verelim artık,"  diyerek. Açıklama yok, sebep yok. Demişti ve bitmişti. Genç kadın kadınlık gururuyla hem ona hem de duygularının üstüne kibrit çakan kadına öfkelenmişti. Levent'i ilk o sevmişti ve de hep sevecekti. 

"Betül. Evli bir adam olarak ilk gecem. Senin de herkes gibi bizi rahat bırakman icap eder. Daha önce dediklerimi anlamamış olmalısın ki fütursuzca davranıyorsun. Şimdi git. Yoksa kalbini kıracağım." Gül sûkunetle olanları izlerken Betül tepkisini ortaya koydu. 

 "Kalbimi mi kıracaksın? Şimdi kalbimi kıracaksan eğer daha önce yaptıkların neydi? Büyük anın ön gösterimi mi?" Öfkesine hakim olamayan kadının sesi yükseldikçe yükseldi. "Levent bu kadar kolay değil. Beni ezip geçmen bu kadar kolay değil." 

"Sus," diye uyardı onu Levent. Kadın aksi gibi sesini daha da yükseltti. 

"Küçücük çocuğu bana nasıl tercih ettin?Sübyancı pislik!"

"Yeter," diyerek ileri atıldı  Levent. Betül de kendini savunmak için gerilerken adamı durduran Gül'ün cılız elleri oldu. Koca cüssesini zapt etmek için arkadan sarılmıştı ona. İstese bedenini saran o narin kollardan ustaca kurtulabilirdi. Ama bir şey olmuştu. Tam kalbinin üstüne denk gelen minik elden kıvılcımlar yayıldı buz tutmuş kalbine. Elektrik çarpmışa dönerken o masum dokunuş bir şeyleri fark etmesini sağladı.

"Levent lütfen," dedi fısıldayarak. "Lütfen!" Genç adam öylece durdu. Hayatında sadece birkaç gündür var olan kadın öyle bir dokunmuştu ki bam teline tabiri caizse durdurma tuşuna basılmış oyuncak gibi kalmıştı. 

Levent'in durulduğunu fark eden Gül derin bir nefes alıp vakit kaybetmeden kadına döndü. 

"Hanımefendi lütfen siz de  gidin," derken olabildiğince yatıştırıcı bir tonla konuştu. Aklı karmakarışık olan Betül tereddüt etmeden kapıya yöneldi. Demir dış  kapının çarpma sesi duyulana kadar da bırakmadı Gül Levent'i. 

Benim GelinimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin